"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 47. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Bakanlık nezdinde sözleşmeli olarak çalışmakta iken sürekli işçi statüsünde istihdam edilmeye başlandığını, sürekli işçi kadrosuna geçtiği 02.04.2018 itibariyle bireysel iş sözleşmesi ile ücretinin asgari ücretin yüzdelik oran fazlası şeklinde belirlendiğini, buna göre geçiş ücretinin belirlenmesinden sonra toplu iş sendikasında belirlenen %4+4 oranındaki zamların uygulanması gerektiğini, davalı Kurum tarafından müvekkilinin onayı alınmadan ücretinde indirim yapıldığını, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde ve 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) gereğince başta ücret olmak üzere işçinin mevcut hakları korunarak sürekli işçi kadrosuna geçiş yapıldığını; ancak ücretinin düşürüldüğünü belirterek, fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilleri cevap dilekçesinde; öncelikle dava ile talep edilen alacakların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesine göre belirsiz alacak davası olamayacağını, davanın değerinin iddia doğrultusunda somutlaştırılması gerektiğini, davacının 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi gereğince 02.04.2018 tarihinde daimi işçi kadrosuna geçirildiğini, geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarece uygulanmak üzere Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret ile mali ve sosyal haklarına ilişkin hükümlerin uygulandığını, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete %4 zam yapıldığını, davacının 2018 yılı ücreti korunarak %4 oranında zam yapıldığını ve ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, 02.04.2018 tarihinden geçerli olmak üzere bu kapsamdaki işçilerin günlük brüt ücretlerine %4 zam yapılacağını, takip eden dönemlerde yapılacak zam oranlarının da düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacının, davalı Bakanlığa bağlı Devlet hastanesinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışırken 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosuna atandığı, kadroya geçirilmeden önce davalı Kurum ile dava dışı Şirketler arasında düzenlenen ihale sözleşmesinde ve şartnamelerinde davacıya ödenecek çıplak ücretin asgari ücretin %57 fazlası olarak düzenlendiği, kadroya alınırken kendisi ile yapılan bireysel iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin %57 fazlası tutarında ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığının görüldüğü, bu durumda sözleşmeye uygun bir şekilde asgari ücretin %57 fazlasına ve toplu iş sözleşmesinden belirlenen %4 zam oranı uygulanarak davacı ücretinin belirlenmesi gerektiği ancak davalı tarafından sadece asgari ücrete toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan zamlar uygulanarak eksik ücret ödendiği, diğer yandan toplu iş sözleşmesine göre her yılın Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük ikramiye ödemesi kararlaştırıldığı, ücret bordroları incelendiğinde davacının ikramiye ve ilave tediye alacaklarının olması gereken ücrete göre ödenmediği anlaşıldığından, davanın kabulü ile; fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacıya ait ücret bordroları incelendiğinde davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4'lük zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğinin açık olduğunu, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek iş sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespit edilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, zira bireysel sözleşmede kastedilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olduğunu ve kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, toplu iş sözleşmesinde kastedilen ücretin de 2018 yılındaki asgari ücrete göre belirlenen ücret olduğunu, aksi yorumda davacı ve aynı durumda görev yapan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılması gibi çifte zam bir durum oluşturacağını, bu durumun Ülke genelinde görev yapan tüm çalışanlar arasında eşitsizliğe yol açacağını ayrıca davacı tarafça istenen faiz türleri ile oranına, faizin başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadroya geçiş sırasında imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin %57 fazlası olarak belirlendiği, fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının sözleşme ve 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu iş sözleşmesine göre hesaplandığı, hükme esas bilirkişi raporunda arabuluculuk tarihi gözetilerek toplu iş sözleşmesi uygulamasına istinaden tespit edilen alacak miktarlarının dönem dönem belirlendiği ve Mahkemece alacakların bu doğrultuda hüküm altına alındığının anlaşıldığı, öte yandan hükmedilen faiz türü ve faiz başlangıcı konusunda içtihatlara aykırılık bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının bulunup bulunmadığına, varsa hesabına ve hükmedilen faize ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 107 ve 109 uncu maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemektedir. 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri, 6356 sayılı Kanun'da öngörülen toplu iş sözleşmesi sürecinden geçilerek uygulanan bir toplu iş sözleşmesi niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle belirtilen toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara 6356 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesindeki en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmaz. Bu nedenle hüküm altına alınan ikramiye farkı alacağına en yüksek mevduat faizi yerine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmasına hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı maddesinde yer alan “en yüksek işletme kredisi faizi” ibaresinin çıkartılarak yerine “en yüksek mevduat faizi” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.