"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/843 E., 2024/91 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Ltd. Şti. (... Şirketi) ile olan iş sözleşmesi uyarınca ödenmeyen ücret ve ikramiye alacaklarının tahsili için Gölbaşı İcra Müdürlüğünün 2018/702 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı ... Şirketi tarafından takibe karşı haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, bir kısım işçilik alacakları için Ankara 4. İş Mahkemesinde açılan davanın usulden reddedildiğini ve kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra icra takibi başlatıldığını, derdestlik itirazı ve zamanaşımı def'in yerinde olmadığını, 2007 yılında imzalanan sözleşme ile davalı Şirkette genel müdür olarak çalışmaya başladığını, 15.05.2014 tarihli ihtarname ile Türksat AŞ ve 22.04.2014 tarihinde ... Şirketindeki görevlerine son verildiğini, iş sözleşmesinin 01.02.2011 tarihinde devredildiği veya ... Şirketinde ücretsiz çalışacağı yönündeki iddialarının dayanağı bulunmadığını ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i, husumet ve yetki itirazında bulunduklarını, davacının Türksat AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve genel müdürü olarak çalışmakta iken 26.10.2007 tarihinden itibaren ... Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve genel müdürü olarak göreve başladığını, Türksat AŞ’den genel müdürlük ücreti almadığını, sadece ... Şirketinden genel müdürlük ücreti aldığını, Türksat AŞ Yönetim Kurulunun 18.01.2011 tarihli kararında davacı ile 01.02.2011 tarihinden itibaren iş sözleşmesi yapılması ile yurt içi ya da yurt dışı başka bir yerden genel müdür ücreti almamak kaydıyla ücretinin belirlendiğini, bu karar uyarınca davacı ile 01.02.2011 tarihli iş sözleşmesi imzalandığını ve Şubat 2011’den itibaren davacının sadece Türksat AŞ’den genel müdür ücreti almaya başladığını, ... Şirketinden genel müdürlük ücreti almadığını, davacının 2014 yılındaki talimatı ile bilançoda davacı lehine olan 282.000,00 Euro alacak kaydının Şirket Genel Kurul kararı ile Şirket hesabına gelir olarak kaydedildiğini, ... Şirketi ile imzalanan 2007 yılındaki sözleşmenin 01.02.2011 tarihinde Türksat AŞ’ye devredildiğini ve 21.04.2014 tarihinde de feshedildiğini, davacının gerçekleştirdiği tüm hizmetleri karşılığı hak ettiği ücret ve diğer alacakları ile feshe bağlı haklarının tamamen ödendiğini savunarak davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2021 tarihli ve 2019/156 Esas, 2021/8 Karar sayılı kararıyla; davacıya 2007'den 2011 yılı Şubat ayına kadar davalı Şirketten ücret ödemesi yapıldığı, sonrasında Türksat AŞ Yönetim Kurulu kararı gereği Türksat AŞ'den ödeme yapıldığı, görevi sona erinceye kadar tüm ücretinin bu şekilde ödendiği, ödemelerin bordroya yansıtıldığı ve banka hesabına yatırıldığı, Türksat AŞ'nin 2004 yılında kurulduğu, genel müdürlerin Türksat AŞ'den ücret almadıkları, 2011 yılı Ocak ayında yapılan Sayıştay Başkanlığı denetiminde genel müdürlerin sadece Türksat AŞ'den ücret almaları gerektiğinin belirtilmesi üzerine Yönetim Kurulu kararı ile 2011 yılı Şubat ayından itibaren ücretini Türksat AŞ'den almaya başladığı, davacının aynı zamanda Türksat AŞ'nin de genel müdürü olduğu, 2011-2014 yılları arasında davacının hem Türksat AŞ'nin hem de davalı Şirketin genel müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu, davalı Şirketin Türksat AŞ'nin iştiraki olduğu, genel müdür talimatı ile davalı Şirketten herhangi bir ücret almadığı, davacıdan sonraki genel müdürlere de davalı Şirket tarafından herhangi bir ücret ya da ikramiye ödemesi yapılmadığı, dosya kapsamından 01.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türksat AŞ ile davacı arasında iş sözleşmesi yapılmadığı, yurt içi veya yurt dışındaki başka bir kurum, kuruluş, şirketten genel müdür ücreti almamak şartıyla ücretinin belirlendiği ve diğer özlük haklarından da Şirket mevzuatı uyarınca genel müdür yardımcılarının yararlandığı şekilde yararlanmasına karar verildiği, Yönetim Kurulu kararı ile iştiraki olan Şirketin de doğal olarak dâhil olacağı yurt içi veya yurt dışındaki başka bir kurum, kuruluş, şirketten genel müdür ücreti almamak koşulu öngörüldüğü, bu koşul doğrultusunda davacının bu tarihten itibaren davalı Şirketten ücret almadığı, davacının 2011 yılı Şubat ayının başından itibaren davalı Şirkette genel müdürlük ücreti almayacağını davalı Şirketin mali direktörüne 14.02.2011 tarihinde bildirdiği, alınan karar çerçevesinde hareket etmiş olduğu, Sayıştay Başkanlığı tarafından düzenlenen Türksat AŞ 2011 yılı raporunda Yönetim Kurulu tarafından atanan Türksat AŞ genel müdürünün ücretini 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) aykırı şekilde Türksat AŞ'den almayarak Şirketin bağlı ortaklığı olan davalı Şirketten almasının kanuna aykırı olduğunun değerlendirildiği, bu rapor karşısında davacının davalı Şirket aleyhine yapmış olduğu Gölbaşı İcra Müdürlüğünün 2018/702 Esas sayılı takip dosyasındaki ücret ve ikramiye alacaklarına hak kazanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 06.02.2023 tarihli ve 2021/773 Esas, 2023/887 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 18.09.2023 tarihli bozma ilâmı ile; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının gerek davalı Şirkette gerekse dava dışı Türksat AŞ'de hem genel müdür hem de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığı, 18.01.2011 tarihli ve 1 No.lu Yönetim Kurulu kararına göre tek genel müdürlük ücreti alması gerektiğinden haberdar olduğu, bu bağlamda da davalı Şirketin mali direktörüne 14.02.2011 tarihinde e-posta gönderdiği; ancak daha sonra 18.01.2011 tarihli ve 1 No.lu Yönetim Kurulu kararına aykırı olarak bunun kendi tercihi olduğunu beyan ettiği, e-postaların gönderildikleri tarihler arasındaki zaman aralığı ile davacının görevden alındığı tarihe yakın zamanda ikinci e-postayı gönderdiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava konusu icra takibini haksız ve kötüniyetli olarak başlattığının kabulü ile davalı lehine uygun bir tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulması bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davanın reddi ile davalı lehine 157.474,37 Euronun %20'si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesin karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemenin vermiş olduğu tazminatın, yabancı para cinsinden talep edilen alacağın takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden belirlenen Türk lirası karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiğini, 2011-2014 yılları arasında müvekkilinin hem Türksat AŞ’nin hem de davalı Şirketin genel müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu net bir şekilde ifade ettiğini ancak Türksat AŞ Yönetim Kurulunun 2011 yılında almış olduğu kararında yurt içi veya yurt dışındaki başka bir kurum, kuruluş, şirketten genel müdür ücreti almamak şeklinde bir çalışma koşulu belirlediği şeklindeki değerlendirmesinin tamamıyla hatalı bir değerlendirme olduğunu, ilgili Yönetim Kurulu kararı ile müvekkilinin yurt içi veya yurt dışındaki başka bir kurum, kuruluş, şirketten genel müdür ücreti alabileceği belirtilerek böyle bir durumun olması ve olmaması hâllerine göre net ücret miktarı belirlemesi yapıldığını, müvekkili ile Türksat AŞ arasında imzalanan 28.01.2011 tarihli iş sözleşmesinde müvekkilinin başka bir yerde çalışamayacağı veya başka bir yerden ücret alamayacağı şeklinde bir kısıtlama olmamasının, Türksat AŞ Yönetim Kurulu kararında belirtilen ifadenin yalnızca ücret tespitine ilişkin bir ifade olduğunun diğer bir kanıtı olduğunu, emsal davada müvekkilinin Türksat AŞ ve davalı Şirket için ayrı ayrı çalıştığı kabul edilerek ve angarya yasağı da gözetilerek her iki Şirketten de ayrı ayrı ücret almaya hak kazandığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği ile davalı lehine hükmedilen kötüniyet tazminatının yabancı para cinsinden belirlenmesinin mümkün olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi.
3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
"Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir."
4. 2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesinin son fıkrası şöyledir:
"Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır."
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, 2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına karar verilmesi durumunda, yabancı paranın takip tarihindeki Türk lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması ve buna göre hükmolunan kötüniyet tazminatı miktarının hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerektiği hâlde, İlk Derece Mahkemesince kötüniyet tazminatına yabancı para cinsinden hükmolunması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılarak yerine "2-Asıl alacak olan 157.474,37 Euro'nun takip tarihindeki efektif satış kuru karşılığına tekabül eden 786.789,19 TL'nin %20'si oranında 157.357,83 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.