Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8203 E. 2024/11882 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı radyoloji uzmanının, davalı hastaneden fazla mesai ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, şua izni ücreti ve prim alacaklarının tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, bilirkişi ek raporundaki otomasyon sistemi kayıtları esas alınarak hesaplama yapılan ikinci seçeneğe değer verilmesinin yerinde olduğu, karar metninde hak ihlaline sebebiyet vermeyecek nitelikte usul ve Kanuna uygun yeterli gerekçe bulunduğu ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, davalı temyizi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/939 E., 2024/1012 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/43 E., 2024/87 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2023 tarihli ve 2023/866 Esas, 2023/3899 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesince reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının radyoloji uzmanı hekim olduğunu, davalı işveren bünyesinde 04.09.2012-05.01.2021 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, davacının ücretlerinin 2018 yılı ortasına kadar Işıl Sağlık Ltd. Şti. tarafından ödendiğini, iş sözleşmesinin bu Şirket ile yapıldığını, gerçekte işverenin davalı olduğunu, davacının 01.02.2016 tarihine kadar olan çalışmalarının karşılığının bordroda gösterilerek ödendiğini, 01.02.2016 tarihinde davacı ile davalı arasında “tam gün çalışan kadrolu doktor sözleşmesi” 10.03.2016 tarihinde ise “doktor - hizmet alım sözleşmesi” adıyla iki sözleşme imzalandığını, birinci sözleşme ile sabit ücretin, ikinci sözleşme ile primin esaslarının düzenlendiğini, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, brüt 11.000,00 TL ücret ve prim ile çalıştığını, prim alacaklarının Kasım 2016 tarihinden itibaren eksik ödendiğini, davacının haftalık 35 saatlik yasal çalışma süresinin üzerinde çalıştırıldığını, çalışma saatlerinin otomasyon sisteminde kayıtlı olduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca hiç şua izni kullanmadığını, fesihle birlikte şua izinlerinin de ödenmediğini, çalışma süresi boyunca yalnızca 18 gün yıllık izin kullandığını, fesihle birlikte bakiye yıllık ücretli izin alacağının da ödenmediğini, davacının hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil günleri alacakları bulunduğunu iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil, yıllık ücretli izin, şua izni ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketin Işıl Sağlık Hizmetleri AŞ olan ünvanının 16.04.2018 tarihinde Medicana Hastane İşletmeciliği AŞ olarak değiştirildiğini, davacının Medicana İnternational Ankara Hastanesinde 04.09.2012-06.01.2021 tarihleri arasında radyoloji uzmanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiğini ve feshin haksız olduğunu, davacının en son brüt 11.000,00 TL ücret aldığını, çalışma saatlerinin haftalık 35 saati geçmeyecek şekilde düzenlendiğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı ücret karşılığı çalışan personel olarak görünmekte ise de taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğunu, davacının kıdem tazminatının fesihten sonra ödendiğini, davacının herhangi bir işçilik hak ve alacağının olmadığını, davacının çalıştığı süre içerisinde hiçbir zaman fazla çalışma yapmadığını, davacının parça başı ücret usulüne göre çalıştığını, davacı çalışma saatleri dışında çalışmışsa dahi bu çalışmanın davacının sahibi olduğu Şirket ile müvekkili Hastane arasında imzalanan sözleşme kapsamında yapıldığını, bu çalışmalardan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının; hak ettiği yıllık ücretli izinleri ve şua izinlerini kullandığını, prim karşılığı çalışmadığını, ulusal ... ve genel tatil günlerinde ve hafta tatili günlerinde çalışmadığını, istisnaen çalışmış ise ücretin ödendiğini, prim alacağına ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 04.09.2012-05.01.2021 tarihleri arasında radyoloji uzmanı olarak çalıştığı, taraflar arasında imzalanan tam gün çalışan kadrolu doktor sözleşmesinin 5 inci maddesinde ücretin brüt 11.000,00 TL olarak belirlendiği, doktor alım sözleşmesinin 6 ncı maddesinde ise hak ediş esası ile belirlenecek aylık hizmet bedeli için davacının kurduğu Şirket üzerinden ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmelerden davacının davalı Şirkette sabit ödeme +prim şeklinde çalıştığı, otomasyon kayıtları dikkate alınarak giydirilmiş brüt 56.063,70 TL ücretle çalıştığının tespit edildiğini, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davalı tarafından ödenen kıdem tazminatının mahsubu ile davacının kıdem tazminatı alacağının bulunmadığı, davacının hizmet süresi dikkate alınarak 103 gün yıllık ücretli izin karşılığı alacağının bulunduğu, dosya arasında bulunan şua izni kullanıldığına ilişkin belgelerden tespit edilen tarih aralığında Hastane otomasyon sisteminden alındığı beyan edilen kayıtlara göre davacının fiîlen çalıştığı tespit edilmekle; davacının şua alacağının bulunduğu, bilirkişi raporu ile otomasyon kayıtları dikkate alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davacının prim alacağının bulunduğu, bilirkişi raporu ile Hastane otomasyon sisteminden alındığı beyan edilen kayıtlardan davacının ilk hasta kabul saati ve son işlem arasındaki süreler üzerinden otomasyon kayıtları dikkate alınarak davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunduğu, yine Hastane otomasyon kayıtlarına göre davacının sürekli olarak ulusal ... ve genel tatil ve hafta tatili çalışmasının bulunmadığı, istisnai olarak 5 hafta tatili gününde çalıştığı, bu çalışmalarının karşılığı olarak ise ilgili aylarda bordrolarda tahakkuk bulunmadığı, davacının hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücret alacaklarının bulunduğu, bilirkişi ek raporundaki otomasyon sistemi kayıtları esas alınarak hesaplama yapılan ikinci seçeneğe ve ıslah dilekçesine göre alacakların hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; tüm alacak kalemleri yönünden taraflar arasındaki sözleşme ve işyeri uygulamalarına göre hükme esas alınması gereken doğru hesaplama yönteminin bilirkişi raporunda "1.Seçenek: İddia doğrultusunda" olarak isimlendirilen hesaplama yöntemi olduğu hâlde İlk Derece Mahkemesince "2.Seçenek: Otomasyon kayıtları doğrultusunda" yapılan hesaplamanın esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının tüm alacaklarının yanlış hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiğini ve feshin haksız olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğunu, davacının çalışmış olduğu süre boyunca hak etmiş olduğu fazla çalışma alacağının ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının herhangi bir işçilik hak ve alacağının olmadığını, şua izni alacağına yürütülen faizin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay emsal kararı ışığında, bilirkişi ek raporundaki otomasyon sistemi kayıtları esas alınarak hesaplama yapılan ikinci seçeneğe değer verilmesinin yerinde olduğu, karar metninde hak ihlaline sebebiyet vermeyecek nitelikte usul ve Kanuna uygun yeterli gerekçe bulunduğu, tarafların ileri sürdüğü esasa etkili tüm delillerin değerlendirildiği, Dairelerince daha önce verilen karara uygun olarak ilk hükmün denetlenemeyen kısmının açıklığa kavuşturulduğu, şu hâlde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının ispat ve hesaplanması ile davacının prim alacağı, şua izni ve yıllık ücretli izin alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47, 53 ve 59 uncu maddeleri.

3. 3153 sayılı Radyoloji, Radyom, Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun'un (3153 sayılı Kanun) 5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la eklenerek 30.01.2010 tarihinde yürürlüğe giren ek 1 inci maddesi şöyledir:

"İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içerisinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."

4. 3153 sayılı Kanun’a dayanılarak yayımlanan Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname’nin 24 üncü maddesi şöyledir:

"Bu gibi müesseselerde, her röntgen mütahassısının veya röntgen ve radyom ile iştigal eden kimsenin senede dört hafta muntazaman devamlı tatil yapması mecburidir."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.