"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/295 E., 2024/13 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı asıl işveren Şirkete ait yurt dışı inşaat şantiyelerinde alt işveren ... İnşaat Konstrüksiyon San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) işçisi ve kalıp ustası olarak aylık net 1.800,00 USD ücretle çalıştığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının haftada 7 gün 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını ve iş yoğunluğu nedeniyle çalışmasının saat 23.00'e kadar sürdüğünü, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının çalıştığı alt işveren şirketlerin davaya dâhil edilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirketten talep edilebilir alacağı bulunmadığını, çalışılan ülke şartları ve mevzuat hükümleri dikkate alındığında davacının hukuka ve kanuna aykırı olarak ileri sürdüğü iddialarla çalışmış olmasının mümkün olmadığını, davacının fazla çalışma yaptığını kanıtlaması gerektiğini, Suudi Arabistan'da hafta tatili izninin cuma günleri olduğunu ve hafta tatili izninin kesinlikte kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 21.12.2022 tarihli kararı ile; davalının dava dışı ... Şirketinden hizmet aldığı, yapılan işin mahiyeti gereği davalı ve dava dışı Şirket arasında asıl iş veren alt işveren ilişkisi olduğu, davacı işçinin alacakları yönünden davalının sorumlu olduğu, davacının talep ettiği dönem ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi ve belgenin olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 23.05.2023 tarihli ilâmı ile; dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile tanık beyanı dikkate alındığında davacının çalışma saatlerinin 07.00-19.00 arasında olduğunun kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği anlaşılmakla davacının 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin hatalı olduğu, davalı tarafın davacının çalıştığı ülkenin aşırı sıcak olmasının tüm gün çalışmaya imkân vermediğini, öğle saatlerinde açık havada beden gücüne dayalı çalışmanın sürdürülmesinin fiziken mümkün olmadığını savunduğu, davalı tarafın bu savunması ve çalışılan ülkenin iklim koşulları göz önüne alındığında davacı tanığının tekrar beyanı alınarak davalı tarafın bu savunmasının sorulması ve ara dinlenme hususunun netleştirilmesi gerektiği, duruşma tutanakları incelendiğinde davaların seri olarak görüldüğü ve karara bağlandığı konusunda açıklık bulunmadığı, bu bakımdan davaların seri olarak görülüp görülmediği hususu netleştirilerek buna göre vekâlet ücreti bakımından tekrar bir değerlendirme yapılması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda fazla çalışma ücreti talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer alacak talepleri hakkında ise yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemece bozma sebebi yapılmayan alacaklar hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu, bu durumun vekalet ücreti ve yargılama gideri açısından da tahsilde sorun yarattığını, fazla çalışma ücretinin eksik ve hatalı hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının Türkiye'de bulunduğu süreler dışlanmadan hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, sadece davacı tanık beyanına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davacının aylık ücretinin hatalı tespit edildiğini, fazla çalışma ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bozmadan sonra yeni kurulacak hükümde bozma kapsamı dışında kalan alacak kalemleri hakkında nasıl bir karar verilmesi gerektiği ile fazla çalışma ücretinin hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün kapsamı" kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
"Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 63 ve 68 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkeme hükmünün 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde yer alan unsurları içermesi, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilâmında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukuki geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine uygun olmalıdır.
4. Somut olayda, bozma sonrasında İlk Derece Mahkemesince "Mahkememizin 2020/123 Esas ve 2020/558 Karar sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. HD'nin 2023/4575 Esas ve 2023/7599 Karar sayılı ilamı ile fazla mesai ücreti alacağı talebi dışındaki diğer alacaklara yönelik temyiz taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmakla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, UBGT ücreti, ücret talepleri hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm oluşturulduğu görülmektedir.
5. İlk Derece Mahkemesince uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda bozma kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları hakkında da açıkça hüküm kurulması gerekirken, yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın bu alacak kalemleri hakkında "yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
6. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
7. Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma alacağının ispatında takdiri delil niteliğindeki tanık beyanının dikkate alındığı, buna göre ispatın yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; hesaplanan fazla çalışma alacağından uygun oranda bir indirim yapıldıktan sonra belirlenecek miktarın hüküm altına alınması yerine yanılgılı değerlendirme ile indirim yapılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.