"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.10.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat... ile davalı vekili Avukat... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Türkmenistan'daki projelerinde mermer formeni olarak 06.08.2010-09.11.2016 tarihleri arasında çalıştığını, aylık net 2.500,00 USD ücret aldığını, iş sözleşmesinin davalı Şirket tarafından feshedildiğini çalışma saatlerinin haftada 7 gün 08.00-19.00 saatleri arasında olduğunu, ancak ayda en az iki kez 23.00'e kadar, ayda en az iki kez sabah 07.00' ye kadar çalıştığını, iki haftada bir pazar günleri 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, Ramazan bayramında bir gün Kurban bayramında iki gün izin kullandığını, diğer genel tatil günlerinde çalıştığını, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep edilen alacaklarına karşı zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının 22.11.2012-11.12.2012 tarihleri arasında 550,00 USD ücretle çalıştığını, 20.12.2012 tarihinden sonra dava dışı ... Nakliyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şirketinde çalıştığını, bu dönem çalışmalarından anılan firmanın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı yanındaki hizmet süresinin 22.11.2012-09.11.2016 tarihleri arasında olduğu, aylık brüt ücretinin 2.631,58 TL olduğu, davacının 22.11.2012-11.12.2012 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, sonrasında ... Nakliyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şirketinde çalışmaya devam ettiğinin anlaşıldığı, dosyaya sunulan Polimeks belgesi, özlük dosyası içeriği, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalı Şirketin asıl işveren, dava dışı ... Nakliyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şirketinin alt işveren olduğu, hak ve alacaklardan birlikte sorumlu oldukları, davacının iş sözleşmesinin haklı bir neden olmadan feshedildiği, davacı tanıklarının davacıyla menfaat birliği içinde olması nedeniyle beyanlarının tek başına hükme esas alınamayacağı, davacının fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretine hak kazandığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince istinaf kararının dışına çıkılarak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin tanıkların menfaat birliği içinde oldukları gerekçesiyle reddedildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince bu yönde bir kaldırma durumu söz konusu olmadığı için bu konuda yeniden inceleme yapılmasının mümkün olmadığını, ilk kararda tanık beyanları yeterli görülmesine rağmen, yine aynı mahkeme tarafından yeniden kurulan kararda bu sefer tanık beyanlarının yeterli görülmediğini, davacının Türkmenistan'da kamp gibi izole bir çalışma ortamında olduğu ve davalı işverenin de özellikle işçilerine belge vermediği dikkate alındığında davacının en önemli delilinin tanık beyanları olduğunu, davacı tanıklarının davacı ile aynı işyerinde ve aynı dönemde çalıştıklarını, davacının çalışma şartlarını bildiklerini, davalıya karşı açılan yaklaşık 400 dosyanın 300'e aşkınının karara çıktığını ve bunlardan 50 tanesinin ise Yargıtay tarafından onandığını, bu dosyalardan hiçbirisinin "husumetli tanık" gerekçesiyle reddedilmediğini, kaldı ki huzurdaki davada sadece tanık deliline dayanılmadığını, davacı taraf olarak iddialarını maaş listeleri, çalışma belgesi, avans ekstereleri, e-postalar, duyuru belgeleri, puantajlar, pazar nöbet çizelgeleri, giriş-çıkış kart dökümleri ve tanık beyanları ile ispatladıklarını, tüm bunların yanında davalı tarafından İlk Derece Mahkemesince ilk alınan rapora da itiraz edilmediğini, dolayısıyla bu raporun taraflar yönünden kesinleştiğini, davalı tarafın itiraz etmediği ve bu yönü ile kendisi açısından kesinleşmiş olan rapor içeriğine daha sonra itiraz edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; Mahkemece husumet itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının müvekkili Şirket bünyesinde 22.11.2012-11.12.2012 tarihleri arasında çalıştığını, daha sonraki çalışmalarının ise dava dışı ... Nakliyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şirketi nezdinde olduğunu, bu nedenle geri kalan tüm çalışmalarından bu firmanın sorumlu olduğunu, davacının alacaklarını TL olarak talep etmesi nedeniyle USD üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ücret tespitinin emsale ve esasa aykırı olduğunu, davacı tanıklarının beyanlarında davacının ücretine dair net bir bilgi bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin istifa etmek suretiyle sona erdiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının izin ücreti alacağı bulunmadığını, yurda giriş çıkış kayıtları değerlendirilmeksizin izin ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 22.11.2012 - 11.12.2012 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, sonrasında dava dışı ... Nakliyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şirketinde çalışmaya devam ettiği, dosyaya sunulan 09.11.2016 tarihli belge, davalı tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalı Şirketin asıl işveren, dava dışı ... Nakliyat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şirketinin alt işveren olduğu, davacının hak ve alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, davacının iş sözleşmesinin haklı bir neden olmadan feshedildiğinin anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanları, davacının yurt dışında çalışan işçi olması hususları birlikte değerlendirildiğinde tespit edilen ücretin yerinde olduğu, davacının hizmet süresine göre 42 gün yıllık izin hakkı bulunduğu, davalı tarafından davacının Türkiye'de bulunduğu dönemlerde izin kullandığı savunmasında bulunulmuş ise de izinli olduğuna ilişkin izin belgelerinin dosya kapsamında bulunmadığı, dinlenen davacı tanık beyanlarına göre davacının haftada 31 saat fazla çalışma yaptığı, Ramazan Bayramında 1 gün, Kurban Bayramında 2 gün izin kullanıldığı diğer ulusal bayram genel tatil günlerinde ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığı tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ve ayrıca somut uyuşmazlıkta Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini ve indirim oranının yetersiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücret miktarı ile kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili yıllık izin ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması, işverence ödeme yapılıp yapılmadığı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri.
3. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun, 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
6. Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan ya da işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte diğer delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar diğer delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
8. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davacının haftada 6 gün 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı, bunun yanında 4 gün 23.00'e kadar çalıştığı, buna göre haftalık 31 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanmıştır.
9. Fazla çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından davacının fazla çalışmalarının davacı tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı tanıklarından B.D, "... Davacı 08:00-01:00 saatleri arasında haftanın 7 günü çalışırdı... " şeklinde beyanda bulunurken, diğer davacı tanığı İ.T, "... Davacı haftanın 7 günü çalışırdı, haftanın 6 günü sabah 08:00 akşam 19:00 saatleri arasında pazar günü ise sabah 08:00 den akşam 17:00 saatleri arasında çalışırdı....Haftanın en az 2-3 günü en az 4 saat en fazla 6-7 saat fazla mesai yapılmaktadır. ..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı tanığı davacının çalışma saatlerine ilişkin bilgisi olmadığını beyan etmiştir. Tüm dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler, yapılan işin niteliği, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının haftanın üç günü 08.00-19.00 saatleri arası, haftanın diğer üç günü ise 08.00-23.00 saatleri arasında iki saat ara dinlenmesi ile çalıştığının kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği anlaşılmaktadır.
10. Bölge Adliye Mahkemesince davacının hizmet süresine göre 42 gün yıllık izin kullanmadığının kabulü ile yıllık izin alacağı hesaplanmıştır. Davacının iddia ettiği çalışma süresi içinde Türkiye’de olduğu zamanlar bulunmaktadır. Davalının, davacının Türkiye'de bulunduğu dönemlerde izin kullandığı savunması karşısında, yurda giriş ve çıkış kayıtlarına göre Türkiye’de bulunan zamanların yıllık izine mi yoksa ücretsiz izne mi dayalı olduğu araştırılarak yıllık izne dayalı ise bunun yıllık izin ücretinin hesabında, ücretsiz izne dayalı ise davacının kıdem tazminatına esas hizmet süresinin tespitinde dikkate alınması gereklidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.