"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.10.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat .... ile davacı vekili Avukat .... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinin Türkmenistan'daki projesinde 09.05.2014-15.06.2017 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, davacının net 1.750,00 USD ücret aldığını, bunun 400,00 USD'sinin elden avans olarak ödendiğini, kalanının bankaya yatırıldığını, davacıya ödenmesi gereken ihbar tazminatının 3.260,00 USD olduğunu, ancak davalı tarafından 2.187,79 USD ödeme yapıldığından davacının 1.072,21 USD bakiye ihbar tazminatı alacağı bulunduğunu belirterek ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 09.05.2014 - 15.06.2017 tarihleri arasında çalıştığını, 806,00 USD ile işe başladığını, fesih tarihinde ücretinin 972,00 USD olduğunu, davacıya 2.187,73 USD ihbar tazminatı ödendiğini, fazla çalışma ve tüm ücretlerin bordroya yansıtılarak davacının banka hesabına ödendiğini, davacıya fazladan 453,60 USD izin ücreti ödendiğini, bunun için takas mahsup taleplerinin bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirkete ait işyerinde 09.05.2014 ile 15.06.2017 tarihleri arasındaki dönemde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile ofis sorumlusu olarak çalıştığı, fesih tarihindeki ücretinin aylık net 1.750,00 USD olduğu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve tek taraflı olarak feshedilmesi nedeniyle davacı işçinin ihbar tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarını ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davacının ücretinin hatalı hesaplandığını, İlk Derece Mahkemesinin, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarına dayanarak karar tesis etmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, davacının aylık ücretini aşan miktarın fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının kendisine ödenmesinden kaynaklandığını, fazla çalışma hesaplamalarından ulusal bayram ve genel tatil günleri ile pazar günlerine denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günlerinin mükerrer hesaplamaya mahal verilmemesi adına dışlanması gerektiğini, davacının ihbar tazminatının davalı tarafından herhangi bir eksiklik olmaksızın ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; sadece tanık beyanlarına dayanılmadığını, hem davacı işçiye ait şahsi deliller hem davalı Şirket nezdinde çalışan diğer işçilere ilişkin emsal deliller sunulduğunu, dosyada puantaj kayıtları, işe giriş-çıkış kayıtları, davalı Şirkete ilişkin e-postalar ile duyurular ve pazar nöbet çizelgelerinin mevcut olduğunu, ancak sadece tanık beyanlarına dayanılmış gibi indirime gidilmesinin hatalı olduğunu, yapılan indirim oranının yüksek olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanık beyanında davacı ücretinin kendi dönemlerinde 1.500,00 USD olduğu hususunun beyan edildiği, bunun dışında 400,00 USD kadarı tutarın elden avans olarak verildiğinin beyan edildiği, Mahkemece davacı ücretinin net 1.750,00 USD olarak belirlenmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, dinlenen tanık beyanı ile davacının fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı hususunun kanıtlandığı, yapılan hesaplamaların ve Mahkeme kabulünün dosya kapsamı ile usul ve kanuna uygun olduğu, davacının hizmet süresi de göz önünde bulundurularak %40 oranında indirim yapıldığı, yapılan indirimin dosya kapsamına ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ücretin miktarı, iş sözleşmesinin feshi ile davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda davacı ücretinin net 1.750,00 USD olduğunu iddia etmiş; işveren ise cevap dilekçesinde davacının fesih tarihinde 972,00 USD ücret aldığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacı işçinin ücretinin net 1.750,00 USD olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki varılan sonuç, dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
3. Davacı tanıklarından ikisi davacının net 1.500,00 USD ücret aldığını beyan ederken, diğer davacı tanığı davacının ücretini bilmediğini beyan etmiştir. Davacı vekilinin davalı Şirkete ait olduğunu belirttiği ücret listesinde davacının ücretinin 1.500,00 USD olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, davacı tanıklarının beyanı, davacının yaptığı iş ve kıdemi birlikte değerlendirildiğinde; davacının ücretinin aylık net 1.500,00 USD olduğunun kabulü dosya kapsamına daha uygun düşecektir. Belirtilen sebeple; davacının ücretinin net 1.500,00 USD olduğunun kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.