Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8519 E. 2024/11452 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden hangi tarihten itibaren yararlanabileceği ve dava konusu ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyularak karşı taraf lehine kazanılmış hak doğduğu değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/657 E., 2024/350 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Toplu İş Sözleşmesi Genelgesi yayımlanmak suretiyle 01.01.2018-31.12.2020 arası ücret zamları ile mali ve sosyal hakların belirlendiğini, 10.08.2020 tarihinde de davalı ... Bakanlığının üyesi olduğu Türk Ağır Sanayi ve Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri (Öz Sağlık İş) Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalanarak 01.01.2019 - 31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret zamları ile mali ve sosyal hakların belirlendiğini ve bu toplu iş sözleşmesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının toplu iş sözleşmesi hükümlerinin ortadan kaldırılmış olduğunu, ancak davalının 01.01.2019 tarihinden itibaren ne Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının toplu iş sözleşmesi hükümlerini ne de TÜHİS ile Öz Sağlık İş Sendikası arasındaki 10.08.2020 imza tarihli toplu iş sözleşmesi hükümlerini uyguladığını ileri sürerek Eylül 2019 ile Ocak 2020 tarihleri arasındaki 5 aylık dönem bakımından ödenmeyen fark ücret ve ekleri alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını, ayrıca talep edilen faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair açık düzenleme olduğu, bu düzenlemenin her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayıcı olduğu gözetilmeksizin davacının ücretinin işveren tarafından eksik ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, bilirkişi kök ve ek raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının fark ücret alacağı talebinin kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

2. Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ek kararı ile başvurunun miktardan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararı ile asıl kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 01.02.2023 tarihli kararıyla; her ne kadar Mahkemece hükmedilen alacak miktarının, Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığı görülmüş ise de davacının çalışmaya devam ettiği ve verilecek kararın geleceğe etkili mali sonuçlar doğuracağı, diğer aylardaki ücret alacağını da etkileyeceği anlaşıldığından Mahkemenin 26.05.2022 tarihli ek kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle ek kararın kaldırılarak davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesi gerektiği, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinde sözleşme süresince davacı işçiye her ay brüt asgari ücretin belli oranda fazlası üzerinden günlük ödeme yapılacağı kararlaştırılarak artış oranının açıkça tespit edilmiş olduğu ve sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, davacının 01.01.2019 tarihinden itibaren anılan sözleşme hükmünün uygulanmamasından dolayı fark ücret alacağına hak kazandığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı gibi hükme esas alının hesap bilirkişi raporundaki hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.09.2023 tarihli kararı ile; sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı bakımından Öz Sağlık İş Sendikası ve TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden en erken 01.11.2020 tarihinde mümkün olabileceği gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacının uyuşmazlığa konu talep döneminin 2019 Eylül ile 2020 Ocak ayları arası olması nedeniyle bu talep döneminde söz konusu toplu iş sözleşmesinin uygulanma imkânının bulunmadığı, dava dilekçesinde dava konusunu hangi alacak kalemlerinin oluşturduğu ve uyuşmazlık konusu her bir alacak kalemi için ne miktar talep edilmekte olduğu belirtilmeksizin “2019 Eylül ile 2020 Ocak ayları arası beş aylık döneme ilişkin maaş ve ekleri ücret alacağı farkı” şeklinde toplam bir tutar belirlenerek istemde bulunulmasının hatalı ve infazda tereddüt yaratır mahiyette olduğu, Mahkeme tarafından davacıya davasını somutlaştırma yükümlülüğü çerçevesinde dava dilekçesinin açıklattırılması, hangi alacak kaleminin ne tutarda dava konusu yapıldığının belirtilmesinin istenilmesi ve oluşacak sonuç dairesinde yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak bozma gerekleri doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden hangi tarihten itibaren yararlanabileceği ve dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.