"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 44. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2017 yılı Şubat ile 2018 yılı Kasım ayları arasında davalının Cezayir'deki şantiyelerinde demirci ustası olarak çalıştığını, son ücretinin 2.500,00 USD olduğunu, ancak döviz kurunun artması nedeniyle davalı tarafça döviz kurunun sabitlendiği gerekçesi ile müvekkiline eksik ücret ödemesi yapıldığını, müvekkilinin 07.00-18.00 saatleri arasında çalışma yaptığını, ayda iki hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmaya devam ettiğini, söz konusu çalışmaların karşılığı ödenmediği gibi iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirkete ait Cezayir'de bulunan ... Otoyol Yapım İşine ait şantiyelerinde 20.02.2017-17.08.2017 04.01.2018-19.11.2018 tarihleri arasında demirci olarak çalıştığını, davacının her iki dönem çalışmasının işveren tarafından sona erdirildiğini ve bu dönemler için kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davacıya ödendiğini, davacının ücretinin en başta net 1.275,00 USD olarak belirlendiğini, müvekkili Şirketin son dönemde dolar kurunda yaşanan dalgalanmalar sebebiyle Cezayir Devleti sınırlarında bulunan tüm şantiyelerinde personel ücretlerini (1 Mart 2018 tarihinde geçerli olan kur oranı) olan 1 USD karşılığı 3,80 TL üzerinden sabitleyerek, 1 Mart 2018 tarihinden itibaren sabitlenmiş kur üzerinden TL ile ödeme kararı aldığını, davacının bu uygulamaya imzalı şekilde muvafakat ettiğini; ardından davacı ile yeni bir iş sözleşmesi de imzalanarak ücretin TL olarak kararlaştırıldığını, ödemelerin de TL olarak yapıldığını, söz konusu uygulama ihtirazi kayıt konulmaksızın davacı tarafça kabul edildiğinden kur farkına dayanan ücret alacağı talebinin yerinde olmadığını, ayrıca işverence ödemelerin banka kanalıyla yapıldığını, imzalı bordrolar ile banka ödeme belgeleri birbiriyle uyumlu olduğundan davacının talep edebileceği fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı bulunmadığını, davacının yıllık izinlerini de kullandığını, ödenmeyen hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalıya ait Cezayir'deki işyerlerinde 20.02.2017-17.08.2017 ile 04.01.2018-19.11.2018 tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasında imzalanan 12.02.2017 tarihli bireysel iş sözleşmesinde aylık ücretin 1.275,00 USD, 01.03.2018 tarihli sözleşmede net 4.950,00 TL ve 01.08.2018 tarihli son sözleşmede ise net 9.660,00 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından imzalanan muvafakatnamede 01.03.2018 tarihinden itibaren 1 USD karşılığı 3,80 TL olmak üzere sabit kur üzerinden belirlenen TL cinsinden ücret ödemesi konusunda rıza gösterildiği, davacının iddia ettiği gibi aylık ücretin 2.500,00 USD olduğuna ilişkin dosyada hiçbir veri bulunmadığı, tanıkların da elden ödeme olmadığını beyan ettikleri hususları gözetildiğinde banka kayıtları ile uyumlu bordro miktarları esas alınarak ücretin belirlenmesi gerektiği, davacının her iki dönem çalışmasının işveren feshi ile sona erdiği sabit olduğundan tüm hizmet süresi birleştirilmek ve ödenen miktarlar mahsup edilmek suretiyle davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamı ve tanık beyanları dikkate alınarak hazırlanan 28.07.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu; ayrıca davacının en son ücreti TL cinsinden olduğundan talep edilen alacaklar yönünden TL cinsinden hüküm kurulması gerektiği kanaati ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kabulüne, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 47 nci maddesi uyarınca iki yevmiye üzerinden hesaplanması gerekirken tek yevmiye üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, alacakların TL üzerinden hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu davalı tarafça ekonomik menfaat elde etmek amacıyla dolar kurunun sabitlenmesi için müvekkiline baskı yapıldığını ve 01.03.2018 tarihinde müvekkilinin iradesi dışında, zorla, baskı altında dolar kurunun sabitlenmesi yönünde muvafakatname imzalatıldığını, alacakların TL üzerinden hüküm altına alınmasının işçi lehine yorum ve güven teorisi ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, davacının işçinin USD üzerinden ödenmesi konusunda anlaşma sağlandığı için alacakların USD cinsinden talep edildiğini işçinin talebi TL cinsinden hüküm altına alındığından hakkaniyete aykırı şekilde reddedilen kısım üzerinden karşı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, vekâlet ücretinin işçilik alacaklarından daha yüksek miktarda olması nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; yargılama aşamasındaki savunmaları tekrar etmekle birlikte; davacıya yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin mahsup edilirken yerleşik Yargıtay İçtihatları doğrultusunda ödenen rakamdan öncelikle kıdem tazminatı mahsup edilerek davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini, tanıkların hizmet döküm cetvelleri talep edilerek davacı tanıklarının beyanlarına birlikte çalışma olmayan dönemler bakımından itibar edilmemesi gerektiğini, davacı tanığı E.K.'nin beyanlarının çelişkili olduğu, davacının ücretine fazla çalışmaların da dâhil olduğunu, Cezayir'de kutlanan dinî bayramlar ile ülkede kutlanan dinî bayramların aynı olduğunu, yine 1 Ocak ve 1 Mayıs'ın da Cezayir'de resmî tatil günü olduğunu, işyerinde bayramlarda çalışma yapılmadığını, aksinin kabulü hâlinde dahi Yargıtayın son dönem içtihatlarına göre işçi, yabancı ülke mevzuatına göre bayram ve tatil günlerinde işçi çalıştırılmamış ve buna rağmen ücretleri ödenmişse, Türk mevzuatına göre hesaplanacak ulusal bayram ve genel tatil günlerine ait ücretlerinden yabancı ülkede çalışma olmaksızın ödenen yevmiyeleri düşüleceğinden davacının bakiye ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının da bulunmadığını, ayrıca alacaklara uygulanan indirim oranının da yetersiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çalışılmayan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı maktu aylık ücretin içinde olduğundan çalışılan ulusal bayram ve genel tatil günleri için ayrıca bir günlük ücret alacağı hesaplanmasının yerinde olduğu, ücretin 2.500,00 USD olduğuna ilişkin tanık beyanları dâhil dosyada hiçbir delil bulunmadığı, ayrıca tanıkların ücretin banka kanalıyla ödendiğine ilişkin beyanları, iş sözleşmesi ve ücret bordroları ile bankaya yapılan ödemelerin uyumlu olduğu hususları dikkate alındığında ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığı, davacı USD cinsinden ücretle işe çalışmaya başlamış ise de daha sonrasında sabit kur ile ücretinin TL üzerinden ödenmesine muvafakat vermiş olup bu muvafakatin irade fesadı ile alındığına ilişkin bir delil bulunmaması nedeniyle işveren kayıtlarına göre ücret tespitinin doğru olduğu, tasfiye edilen hizmet süreleri dışlandığında diğer hizmet sürelerine göre ihbar ve kıdem tazminatlarının hesaplanarak bankaya ödenen miktarlar mahsup edilmek suretiyle yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, yapılan işin niteliği tanık beyanları ve tüm dosya içeriği dikkate alındığında, davacının bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde fazla çalışma yaptığı, ayda iki hafta tatili ile dinî bayramların ilk iki günü haricindeki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde yıllık 270 saatlik fazla çalışmanın ücretinde olduğu kararlaştırıldığından ilgili düzenleme de dikkate alınarak fazla çalışma ücretinin hesaplanmasının yerinde olduğu, alacaklara uygulanan %30 indirimin yerinde olduğu, işçilik alacaklarının kabul ve ret oranı dikkate alındığında davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de hukuka uygun gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesaplanma yöntemi, 01.03.2018 tarihli davacı muvafakatnamesinin ve sonraki tarihli taraflar arasındaki iş sözleşmelerinin geçerli olup olmadığı, buna bağlı olarak ücret farkı alacağının bulunup bulunmadığı ve alacakların TL cinsinden hüküm altına alınmasının yerinde olup olmadığı hususu ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un 32, 47 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri ile 99 uncu maddesi.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki (5) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı tarafça aylık ücretin 2.500,00 USD olduğu iddiası ile dava dilekçesindeki alacaklar USD cinsinden talep edilmiş olup ıslah ve bedel arttırım dilekçesi ile de söz konusu alacaklar USD cinsinden arttırılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davacının en son ücreti TL cinsinden olduğundan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları TL üzerinden hüküm altına alınmıştır.
3. Dosya içerisinde 01.03.2018 tarihli muvafakatname içeriğine göre, davacı tarafça belirtilen tarihe kadar USD üzerinden ödenen ücretin, 01.03.2018 tarihi itibarıyla 1 USD karşılığı 3,80 TL üzerinden sabitlenerek ücretin TL üzerinden ödenmesine muvafakat edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca dosya içerisinde 01.03.2018 tarihinde ve sonraki tarihlerde imzalanan iş sözleşmelerinde de aylık ücretin TL olarak kararlaştırıldığı görülmektedir. Söz konusu belgelerin irade fesadı ile alındığı hususu davacı tarafça ispat edilememiştir. Dolayısıyla son dönem ücretin TL olması sebebiyle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının TL üzerinden hüküm altına alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Diğer yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacakları 01.03.2018 tarihinden sonraki dönem için hesaplanmış olup bu dönem de davacının ücreti TL cinsinden belirlendiğinden ve ödendiğinden söz konusu alacakların da TL cinsinden hüküm altına alınması yerindedir.
5. Ancak ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından hükme esas alınan 29.05.2023 tarihli ek bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının 01.03.2018 tarihinden sonra hak kazandığı ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı yerinde olarak TL üzerinden hesaplanmış olup 01.01.2017-15.07.2017 tarihleri arasındaki dönem ise davacının ücreti USD cinsinden olduğundan USD üzerinden hesaplanmasına rağmen ilgili tarihlerdeki kur üzerinden TL'ye çevrilerek TL karşılığı dikkate alınmak suretiyle hesaplamaya dâhil edilmiştir. Davacının 01.03.2018 tarihine kadar ücretinin USD cinsinden kararlaştırıldığı ve ödendiği hususunda ihtilaf bulunmayıp davacı tarafça dava ve ıslah dilekçesinde söz konusu alacağın USD cinsinden talep edildiği hususu dikkate alındığında, 01.03.2018 tarihine kadar hak kazanılan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının USD cinsinden hüküm altına alınması gerekirken ilgili tarihlerdeki kur karşılığı dikkate alınarak tüm dönem ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının TL üzerinden hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.