"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 01.03.2019 tarih tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 08.10.2019 tarihli karar ile başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 21.12.2021 tarihli karar ile; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Genel Müdürlüğünde şoför olarak çalıştığını, 05.01.2015 tarihinde tüm haklarıyla davalı Kuruma devredilerek çalışmaya devam ettiğini, ... Sendikası üyesi olduğunu, 15.05.2012-14.05.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için dayanışma aidat dilekçesi verdiğini, sonra ... Sendikasına üye olduğunu, ... Genel Müdürlüğü ile ... Sendikası arasında 15.05.2012-14.05.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığını, birçok işçinin işveren baskısıyla ... Sendikasına üye olduğunu, müvekkilinin ... Sendikasından istifa etmediğini, davacı ve arkadaşlarının sürgüne gönderildiğini, kalifiye işçi olmalarına rağmen vasıfsız işçilerin işlerinin yaptırıldığını, psikolojik taciz (mobbing) uygulandığını, dayanışma aidatı ödediği hâlde toplu iş sözleşmesindeki zamların uygulanmadığını, bunun ilave tediye, ikramiye ve diğer alacaklarda fark oluşturduğunu, aynı kıdeme sahip işçiler arasında ciddi ücret farkı oluştuğunu, eşit davranma ilkesine aykırı davranıldığını iddia ederek davacının yevmiyesine 15.05.2012-14.05.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinde belirtilen ücret zammı, kıdem zammı ve taban ücretin uygulanması gerektiğinin tespitine ve ücret farkı, ilave tediye farkı ve akdi ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının ... Genel Müdürlüğü nezdinde çalışırken 16.10.2014 tarihli kararla naklen Belediyeye atandığını, hâlen çalıştığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, nakil öncesi alacaklardan sorumluluklarının bulunmadığını, davacının toplu iş sözleşme imza tarihinde sendika üyesi olmadığını, başlangıçtan itibaren yararlanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2019 tarihli kararı ile; davacının ... Genel Müdürlüğünde çalışırken 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun (6552 sayılı Kanun) kapsamında 05.01.2015 tarihinde davalı Kuruma devredildiği, hâlen çalıştığı, ... Sendikası, sonrasında ... Sendikası üyesi olduğu, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrası gereğince, devir veya nakle tâbi tutulan işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının, toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir veya nakil işleminden önce tâbi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirleneceği, davacının ücretinin toplu iş sözleşmesi hükümlerinin esas alınarak belirlenmesi ve intibakının yapılması, varsa fark alacaklarının tespitinin gerektiği, davacı devredilmeden önce ... Genel Müdürlüğü ile ... Sendikası arasında 14.06.2013 tarihinde 15.05.2012-14.05.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığı, davacının 17.06.2013 tarihinde dayanışma aidatı ödemek suretiyle bu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için başvuruda bulunduğu, dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın talep tarihinden geçerli olacağı, toplu iş sözleşmesiin bir yılı dolduktan sonra davacının yararlanma talebinde bulunduğu, birinci yıl zamlarının uygulanmayacağı, takip eden dönemlerin toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınması gerektiği, ... Genel Müdürlüğünden Ankara Büyükşehir Belediyesine geçen davacının kıdemlilik zamlarının sonradan tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinde farklı düzenlendiği, davacının olması gereken ücretinin belirlenerek buna göre ücret farkının, akdi ikramiye farkının ve ilave tediye farkının tespitinin gerektiği, alınan son raporun dosya kapsamına uygun olduğu, ıslah edilen miktarların zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2019 tarihli kararı ile; davacının ... Genel Müdürlüğünde çalıştığı dönem ile devredildiği ... işyerindeki tüm ücret bordrolarının incelenmesi, davacının devredildiği Kurumdaki sendika üyelik durumunun veya dayanışma aidatı ödeyip ödemediğinin değerlendirilmesi, ücret bordrolarındaki yevmiyelerin ne şekilde belirlendiğinin ... Genel Müdürlüğü ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorularak netleştirilmesi, 6360 sayılı Kanun hükümleri ve davacının devredildiği ... işyerinde ... Genel Müdürlüğü ile ... Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşme hükümlerinin yenisi yapılıncaya karar geçerli olduğu dikkate alınarak etkisinin geçici olduğu ve ardıl etkisi de bulunmadığından uygulanamayacağı gözetilerek davacının devredildiği sıradaki kök ücretinin belirlenmesi, gerek ... Genel Müdürlüğü çalışmaları gerekse ... çalışmaları sırasındaki yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak dava konusu alacaklar ile ilgili konusunda uzman farklı bir bilirkişiden rapor aldırılarak sonucuna göre yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2021 tarihli kararı ile; davacının ücret bordroları, üyelik fişleri ve toplu iş sözleşmelerinin tamamı getirildikten sonra dosya farklı bilirkişiye verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun dosya kapsamına, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle ilk karar gibi hüküm tesis edilmiştir
4. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2021 tarihli kararı ile; önceki bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığı hâlde sonraki raporda önceki rapora itibar edildiğinin belirtildiği, davacının devirden önceki işyerinde yararlandığı toplu iş sözleşmesinin etkisinin geçici olduğu, art etkisinin olmayacağı belirtilmiş olmasına rağmen hükme esas alınan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporunda etkisi geçici toplu iş sözleşmesi ile belirlenen haklarına davacının devirden sonraki işyerinde yararlandığı toplu sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle taleplerin hesaplanması ve hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğu, Mahkemece; davacının devirden önceki işyerinde toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanıyorsa yukarıda değinilen 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi hükümlerine göre yararlanma şekli ile yararlanma başlangıcının tespiti, bundan sonra davacının devirden sonra çalışmaya başladığı işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa imza ve yürürlük tarihi, davacının bu toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarının yine aynı Kanun'un 39 uncu maddesine göre bulunup bulunmadığı ve yararlanmaya başladığı tarihlerin netleştirilmesi gerektiği, bundan sonra devirden önceki işyerinde yararlandığı toplu iş sözleşmesi hükümlerinin etkisinin devirden sonra çalışmaya başladığı işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi yapılıncaya kadar olduğu dikkate alındığında önceki toplu iş sözleşmesi ile belirlenen hakların üzerine art etki uygulanması ile yeni toplu iş sözleşmesinin sağladığı hakların eklenmesinin hatalı olacağı, önceki toplu iş sözleşmesinin etkisinin geçici olduğu, düzenlemenin amacının geçiş anında bir anda işçilerin toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının sona ermesine engel olmak olduğu, geçişten sonra işyerinde toplu iş sözleşmesi yapılmışsa ve işçi bu sözleşmeden yararlanma imkânına sahipse artık bu korumanın gerekli olmayacağı, önceki toplu iş sözleşmesinin etkisinin geçici olduğu gibi yararlanmanın da ancak toplu iş sözleşmesi yürürlük süresince olacağı gözetilmeli bu noktada örneğin davacının 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesine göre gerek nakilden önceki gerekse nakilden sonraki işyerindeki toplu iş sözleşmelerinden başından itibaren yararlanma koşullarını taşıdığı varsayıldığında davacının önceki işyerinde uygulanan ve geçiş anında uygulanmaya devam edilen toplu iş sözleşmesi uygulanmaksızın ücretinin günlük 100,00 TL olduğunu, nakledilmeden önceki çalıştığı yerde uygulanan ve geçiş anında yürürlüğü devam eden toplu iş sözleşmesi gereğince ücretinin taban ücret olarak 120,00 TL'ye yükseltildiğini, buna da %5 ilk altı aylı zam yapıldığı varsayıldığında da davacının önceki toplu iş sözleşmesi uygulanarak alacağı ücretinin günlük 126,00 TL olacağı, nakledildiği işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesinde ise ilk altı aylık %5 zam kararlaştırıldığı varsayıldığında ise davacının yeni toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarih itibarıyla ücreti belirlenirken ücretinin 126,00*1,05=132,30 TL olarak belirlenmesinin hatalı olacağı, burada önceki toplu iş sözleşmesinin geçici etkisinin sona ermesi sebebiyle bu tarihten sonraki alacak hesabında davacının ücretinin 100,00*1,05=105,00 TL olarak belirlenmesi gerekeceği, her bir dosyada davacıların durumlarının ayrıca tespiti gerektiği, yine davalının sorumluluğu tespit edilirken 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesi uyarınca kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklı kalmak üzere nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil tarihinde ödenmesi gereken borçlardan nakledilen kurumun sorumluluğu olmadığının gözetilmesi gerektiği, ayrıca davacıların hâlen çalışıp çalışmadıkları hususunun da tespiti ile davacının tespit talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin de isabetsiz olduğu gerekçesiyle ikinci kez İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
5. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar BAM kaldırma kararında toplu iş sözleşmesi hükümlerinin yeni toplu iş sözleşmesine tâbi olana kadar geçerli olduğu belirtilmiş ve buna göre örnek hesaplama yapılmış ise de, iş hukukunun genel ilkeleri ve yerleşik Yargıtay içtihatları göz önünde bulundurulduğunda davacının daha yüksek oranlı bir toplu iş sözleşmesine tâbi iken kendi iradesi dışında yazılı bir onayı da alınmaksızın devir işleminin yapıldığı ve bu toplu iş sözleşmesi hükümleri incelendiğinde kararlaştırılmış olan ücret zam oranlarının daha düşük olduğu, işçinin yazılı rızası olmadan ücretinin düşürülemeyeceği buna rağmen önceki toplu iş sözleşmesi hükümlerinin geçersiz sayılıp yeni tâbi olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre zamsız ücret üzerinden yapılan hesaplamanın iş hukukunun işçiyi koruyan hükümlerine aykırı olduğu, buna göre davacının yevmiyesine 15.05.2012-14.05.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinde belirtilen ücret zammı, kıdem zammı ve taban ücretin uygulanması gerektiğinin tespitiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının davalı Belediyeye nakledildiği tarih itibarıyla Belediyede geçerli olan 17.02.2014 tarihinde imzalanan ve 15.02.2014-14.02.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 06.01.2015 tarihinde 6552 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na (4734 sayılı Kanun) eklenen geçici madde kapsamında, ... Genel Müdürlüğünden davalı ... Başkanlığına nakledildiği, davacının çalıştığı işyerlerinde dava konusu dönemde/dönemlerde toplu iş sözleşmesi tarafı olan sendikanın ...Sendikası olduğu ve davacının toplu iş sözleşmesi imza ve yürürlük tarihlerinde taraf sendikaya üyeliğinin 11.04.2014 tarihinde başladığı, davacının taraf sendikaya üyeliği öncesinde, toplu iş sözleşmelerinden dayanışma aidatı ödeyerek yararlandığı, 14.06.2013 tarihinde imzalanan 15.05.2012-14.05.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma talebi, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden üç gün sonra yani 17.06.2013 tarihinde dava dışı ... Genel Müdürlüğüne bildirildiğinden, davacının söz konusu bu toplu iş sözleşmesinden 17.06.2013 tarihinden itibaren yararlanabileceği, davacının tarafları ...Sendikası ile dava dışı ... Genel Müdürlüğü olan 11.03.2014 tarihinde imzalanan 15.05.2014-14.02.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına 11.04.2014 tarihinde üye olması ve üyeliğinin işverene, toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girmeden önce bildirilmesi hususları gözetildiğinde 15.05.2014 (toplu iş sözleşmesi yürürlük başlangıç tarihi) tarihinden itibaren yararlanması gerektiği, davacının davalının tarafı olduğu 17.02.2014 tarihinde imzalanan ve 15.02.2014-14.02.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden davalıya ait işyerine nakledildiği 06.01.2015 tarihinden yararlanabileceği, davacının, 24.06.2016 tarihinde imzalanan 15.02.2016-14.02.2019 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden 15.02.2016 (toplu iş sözleşmesi yürürlük başlangıç tarihi) tarihinden itibaren yararlanması gerektiği, devir nedeniyle davalının talep edilen alacaklardan kendi dönemi ile yani 21.10.2014-14.05.2017 tarihleri arasındaki dönem yönünden sorumlu olması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince 06.03.2023 tarihli, ikinci bilirkişi birinci ek raporunda hesaplanan brüt 7.578,27 TL ücret farkı, brüt 759,25 TL ilave tediye farkı ve brüt 1.696,20 TL akdi ikramiye farkı alacağının hüküm altına alınması gerekirken daha fazla alacağın hüküm altına alınmasının ve ücret alacağı ve ikramiye alacağının faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru sebeplerini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı Belediyeye devredildiği 05.01.2015 tarihi ve sonrasında yararlanacağı toplu iş sözleşmesinin tespiti ile iddia ettiği şekilde fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6552 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi ile 4734 sayılı Kanun'a eklenen geçici 16 ncı madde, 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrası, 6356 sayılı Kanun'un 36 ve 39 uncu maddeleri ile 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Dairemizin 10.04.2023 tarihli ve 2023/3314 Esas, 2023/5272 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. 4734 sayılı Kanun'un geçici 16 ncı maddesinde;
" (1) Türkiye’nin 2015 yılında üstleneceği ... Grubu (G-20) Dönem Başkanlığı kapsamında, 2014 ve 2015 yıllarında yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, ceza ve yasaklama hükümleri hariç bu Kanuna ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi değildir. Bu fıkra kapsamında yapılacak alımlara ve yapım işlerine ilişkin esas ve usuller ile diğer hususlar, Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken hazırlanır ve Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulur.
(2) İşyerlerinin aynı yerde olup olmadığına bakılmaksızın; bir mahallî idarenin ya da bağlı kuruluşunun kendi birimleri arasında veya bir mahallî idare ile bağlı kuruluşu arasında veya aynı mahallî idarenin farklı bağlı kuruluşları arasında olmak kaydıyla, mahallî idarelerde veya bağlı kuruluşlarında çalışan işçiler, ilgili mahallî idarenin en üst amirinin onayı alınarak bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen yüz yirmi gün içinde kadroları veya geçici iş pozisyonlarıyla birlikte aynı veya benzeri iş ya da işyeri değişikliğine tabi tutulabilir. Bu fıkra uyarınca aynı veya benzeri iş ya da işyeri değişikliğine tabi tutulan işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal hakları ile kıdem tazminatları ve kıdeme bağlı diğer hususlarda, 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin durumlarına uygun hükümleri aynı şekilde uygulanır. " şeklinde düzenleme yapılmış olup 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrasında "... Devredilen veya nakledilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir veya nakil işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ... belirlenir." hükmü yer almaktadır. Buna göre kanun hükmü dikkate alındığında, davacının nakledildiği işyerinde toplu iş sözleşmesinin yenisi düzenleninceye kadar nakil işleminden önce tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilmelidir.
3. Davacının 06.01.2015 tarihinde davalıya ait işyerine nakledildiği, devir tarihinden önce devredildiği davalı ... Genel Müdürlüğünde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin imza tarihinin 11.03.2014, yürürlük süresinin 15.05.2014-14.02.2016 tarihleri olarak belirlendiği; devirden sonra davalı ile imzalanan toplu iş sözleşmesinin ise imza tarihinin 24.06.2016, yürürlük süresinin 15.02.2016-14.02.2019 tarihleri olarak kararlaştırıldığı hususları dikkate alındığında; davacının yukarıda ifade edilen 6360 sayılı Kanun hükmü gereği davalıya ait işyerinde yeni toplu iş sözleşmesinin düzenleme (imza) tarihi olan 24.06.2016 tarihine kadar devirle geldiği Kurumda yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edeceği kabul edilmelidir.
4. Davacının nakilden önce tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinden nakil sonrasında yararlanmayı sürdürmesi 6360 sayılı Kanun'un açık hükmünün gereğidir. Bu itibarla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edebilmek için sendika üyeliğinin devamı şartı aranmaz. Aynı şekilde bir başka sendikaya üye olunması yahut işkolu değişikliği toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam etme bakımından herhangi bir etki yaratmayacağı gibi işbu dosyadaki gibi davacının nakil sonrasındaki işyerindeki toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği ve davalının da bu üyelik sebebiyle işçiyi söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlandırması, yani taraf iradelerinin ortak olması da sonuca etkili olmayacaktır. Esasen Kanun'da " ... nakledilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları ... toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ... belirlenir." denilerek nakledilen işçilerin nakil olunan işyerinde yeni bir toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar yaşayabilecekleri maddi kayıpların önüne geçilmek istenmiştir. Kanunda nakledilen bir işçiye nakil öncesi tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına devam olunacağı değil; işçinin ücret, mali ve sosyal haklarının nakil öncesi toplu iş sözleşmesine göre belirleneceği vurgulanmaktadır.
5. Açıklanan sebeplerle davacı, devirle geldiği Kurumda yürürlükte bulunan ... Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin bitim tarihi olan 14.02.2016 tarihinden sonra da anılan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam eder. Sözleşmeden yararlanma, nakledilen işyerinde yeni toplu iş sözleşmesinin düzenlendiği (imzalandığı) tarihe kadar devam eder. Kanun'da açıkça "... yenileri düzenleninceye kadar ..." hükmüne yer verildiğinden Kanun hükmü gereği davacı, davalının taraf olduğu 17.02.2014 imza tarihli ve 15.02.2014-14.02.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanamaz. 24.06.2016 imza tarihli ve 15.02.2016-14.02.2019 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden ise bu sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren değil imza tarihinden itibaren yararlanabilir. Böylece nakil olunan işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar, mevcut sözleşmenin yürürlük süresi veya sendika üyeliği vb. şartlar ile bağlı kalınmaksızın önceki toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edilir.
6. Sonuç olarak somut olayda davacının; davalının tarafı olduğu 17.02.2014 imza tarihli ve 15.02.2014-14.02.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, 24.06.2016 imza tarihli ve 15.02.2016-14.02.2019 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden ise ancak sözleşmenin imza tarihi olan 24.06.2016 tarihinden itibaren yararlanabileceği kabul edilmelidir. Buna göre dava konusu alacak kalemleri, davacının istinaf ve temyiz etmemesi nedeniyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden hesaplanmalıdır. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
7. Diğer yandan davacının tespite yönelik açıklanan talebi ayrı bir dava değil, ön sorundur. Dolayısıyla ayrı bir dava gibi değerlendirilip ayrıca tespit hükmü kurulması da doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.