"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1494 E., 2024/604 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İstanbul 17. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesine üzerine, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının 05.05.2001 yılında davalıya ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde elektrik teknisyeni olarak çalışmaya başladığını ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, davacının fiilen yaptığı işin sayaç açma kesme işe olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından düzenlenen teftiş raporu ile davalı ... AŞ (BEDAŞ) ile Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının belirlendiğini, bu tespitin yargı kararı ile kesinleştiğini, kesinleşen tespite göre davacının baştan itibaren davalı BEDAŞ’ın işçisi sayılması gerektiğini, davacının işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesine taraf sendikaya üye olmasına rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını beyan ederek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ilave tediye, cumartesi çalışma zammı, ikramiye, sosyal yardım alacağı, iş güçlüğü tazminatı ve elektrik yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların zamanaşımına uğradığını, BEDAŞ ile davacının çalıştığı işverenler arasında arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı gibi muvazaa da bulunmadığını, aksi kabul edilse dahi muvazaa tespitine ilişkin kararın karar tarihinden sonraya teşmil edilemeyeceğini, muvazaa olgusunun her bir alt işveren yönünden ayrı ayrı yapılması gerektiğini, davacının özlük dosyasının onu çalıştıran firmalardan celbi gerektiğini, davacının sendika üyeliğinin olmadığını, varsa üye olarak bildirilen işçiler arasında davacının olmadığını, üyeliği mevcut olsa dahi asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davalı BEDAŞ’ın kamu işvereni sıfatının sona erdiğini, davacının ilave tediye talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2014/480 Esas, 2016/749 Karar sayılı kararıyla; toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının muvazaalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı anlaşıldığından baştan itibaren BEDAŞ işçisi sayılması gerektiği, davacının Tes- İş Sendikasına üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.07.2019 tarihli ve 2017/2286 Esas, 2019/1424 Karar sayılı kararıyla; alt işverenler ile davalı BEDAŞ arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı ve gerçek işverenin davalı BEDAŞ olduğunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının raporu ile tespit edildiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu; ancak davalı BEDAŞ'ın 28.05.2013 tarihinde özelleşmesi sebebi ile bu tarihten sonraki döneme ilişkin ilave tediye alacağının hesaplanmasının hatalı olduğu, elektrik yardım alacağı ve ikramiye alacağının miktar olarak hüküm yerinde davacı aleyhine hatalı yazıldığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.01.2021 tarihli ve 2019/6591 Esas, 2021/2379 Karar sayılı kararıyla; davacının 26.01.2012 tarihinde sendikaya üye olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta ise de üyeliğin işverene bildirilip bildirilmediği tespit edilemediğinden öncelikle davacının asıl işverenin taraf olduğu sendikaya imza tarihi itibarıyla üye olup olmadığı ve üyeliğinin işverene bildirilip bildirilmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığının belirlenmesi, taşıdığı takdirde hangi tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin belirlenmesi, toplu iş sözleşmelerinin dosyaya kazandırılması, bir işçinin aynı anda iki ayrı toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması mümkün olmadığından davacının iki toplu iş sözleşmesinden birinin uygulanmasını istemekte seçim hakkına sahip olduğu kabul edilerek ancak aynı anda iki toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı da dikkate alınarak davacının yararlanmakta olduğu toplu iş sözleşmesine göre yapılan ödemelerin mahsubu suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği, davalının temyiz aşamasında sunduğu ödeme belgeleri incelenerek davacının toplu iş sözleşmesinden ... alacaklarının ödenip ödenmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği ve davacının BEDAŞ bünyesindeki çalışması 01.08.2013 tarihinde sona erdiğinden bu tarihten sonraki döneme ilişkin alacaklarından davalı BEDAŞ’ın sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli ve 2021/933 Esas, 2022/1757 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmında belirtilen eksikliklerin tamamlanarak bilirkişi raporu aldırıldığı, davacının 26.01.2012 tarihinde sendikaya üye olduğu ve üyeliğinin davalı işverene 07.02.2012 tarihinde bildirildiği, davacının 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük dönemli 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nden 07.02.2012 tarihinden, 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük dönemli 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nden yürürlük başlangıç tarihinden itibaren yararlanabileceği, davalının temyiz aşamasında sunduğu ödeme belgeleri davacının Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hiz. A.Ş (BEDA Şirketi) bünyesinde geçen çalışmalarına ilişkin olduğundan ve bozma ilâmında açıkça BEDAŞ döneminde çalışmanın sona ermesinden sonraki döneme ilişkin alacaklardan davalının sorumlu tutulmaması belirtildiğinden ödeme belgelerinin dikkate alınmasının mümkün olmadığı; yine aynı gerekçeyle 2013 Ekim ayından sonraki döneme ait hesaplanan cumartesi çalışma zammı alacağının reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 16.05.2023 tarihli ve 2023/4750 Esas, 2023/7185 Karar sayılı ilâmı ile; davacının davalı BEDAŞ bünyesindeki çalışmasının muvazaalı olduğu ve bu işyerindeki iş sözleşmesi feshedilmeyerek özelleştirme sonrasında 01.08.2013 tarihinden itibaren dava dışı BEDA Şirketi bünyesinde aynı sözleşme kapsamında aynı işi yapmaya devam ettiği, BEDAŞ'ın özelleştirme öncesi alt işverenlerle olan hizmet alım sözleşmelerine son verilmişse de daha sonrasında aynı işlerin BEDAŞ'ın %100 hissesine sahip dava dışı BEDA Şirketi tarafından görülmeye devam olunduğu bu nedenle davacının 01.08.2013 tarihi itibarıyla dava dışı BEDA Şirketi bünyesinde devam eden çalışması yönünden de davalı BEDAŞ'ın dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyularak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyulduğu belirtilerek 01.08.2013 tarihinden sonra hesaplanan dönem içinde davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı alt işveren işçisi olarak çalıştığından davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, alt işveren şirketlerle arada muvazaa olmadığından davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanamayacağını, vardiya tazminatı ve ikramiye alacağının ispatlanamadığını, devlet memurlarına ödenen iş güçlüğü tazminatının davacıya ödenemeyeceğini, elektrik yardımı alacağının da davacı tarafça ispatlanamadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasında; davalı BEDAŞ'ın dava konusu alacaklardan sorumlu olduğu dönem konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesi.
3. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.