"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/146 E., 2024/122 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.04.1992 tarihinden itibaren davalı ... AŞ'nin (BEDAŞ) Avrupa yakasındaki muhtemel işletmelerinde ve en son Güngören Elektrik Arıza Onarım Bakım Bölümüne bağlı olarak muhtelif alt işverenlerde elektrik endeks okuma görevlisi olarak hâlen çalıştığını, alt işverenler ile yapılan sözleşmelerin muvazaalı olması nedeniyle müvekkilinin en başından itibaren davalı BEDAŞ'ın işçisi olduğunu, bu hususta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor bulunduğunu, bu raporun iptali için açılan davanın reddine karar verildiğini, davalının gerçek işveren olarak gözüktüğü müvekkili ile aynı görevi yapan işçilerin ücretleri ve ekleri tespit edildiğinde davalının eşit işlem borcuna ve toplu sözleşme hükümlerine aykırı davrandığının anlaşılacağını, müvekkilinin emsal ücrete göre alması gereken gerçek ücretlerini ve baştan itibaren işverenin işçisi olması sebebiyle üyesi olduğu sendika ile davalı arasında karara bağlanmış toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ilave tediye, ücret farkı, sosyal yardım alacağı, ikramiye alacağı, iş güçlüğü tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı, bakım tazminatı ve cumartesi çalışma zammı alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından talep edilen işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımını ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep edip davacının kurumun işçisi olmaması ve davalının çalıştığı şirketlerle müvekkili BEDAŞ arasında muvazaa olmaması sebebiyle, müvekkili Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizm. AŞ'nin (Beda Enerji Şirketi) ise 2013 yılından kurulması, davacının çalıştığı firmalar ile bir ilgisinin bulunmaması, BEDAŞ'ın özelleştirme kapsamında tüm hisselerinin müvekkili Beda Enerji Şirketine devretmesi, özelleştirme açısından muvazaa ispat edilmemesi nedeniyle müvekkili Beda Enerji Şirketinin davalı işçinin önceki çalışmalarından sorumlu olamayacağını, davacının bir ... bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2016 tarihli ve 2015/586 Esas, 2016/493 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/295 Esas, 2017/694 Karar sayılı kararı ile; davacının gerçekte BEDAŞ işçisi olduğu hâlde muvazaalı bir şekilde dava dışı alt işveren şirketler işçisi olarak gösterildiği, davacının işyerinde örgütlü olan sendikaya üye olduğu ve üyeliğinin işverene bildirildiği, bu nedenle toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği, davalıların itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.12.2020 tarihli ve 2018/2928 Esas, 2020/20346 Karar sayılı ilâmıyla; davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının 13.07.2012 tarihinde sendikaya üye olduğuna dair sendika üye kayıt fişi bulunduğu, davacının üyeliğinin davalılara 10.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, dosya içerisinde 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte başka toplu iş sözleşmesinin dosyada bulunmadığı, bu sebeple her iki davalının hesaplamalara esas dönemde geçerli olan toplu iş sözleşmelerinin temin edilmesi gerektiği, davacının Beda Enerji Şirketindeki çalışma dönemi içinde davalı Beda Enerji Şirketinin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanmış ise hangi tarih aralıklarında yararlandığının tespit edilmesi gerektiği, davalı BEDAŞ'ın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinin davacıya uygulanarak diğer davalı Beda Enerji Şirketinin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi uyarınca ödendiği anlaşılan miktarların hesaplanan alacak kalemlerinden mahsup edilmesi gerektiği, hesaplamalar sırasında taleplerle bağlılık kuralının gözetilmesi gerektiği, gerekçeli kararda bahsedilen Bakırköy 15. İş Mahkemesinin 2015/588 Esas ve 2015/508 Karar sayılı dosyasının eldeki davacı ve dosya ile ilgisinin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi raporunda hesaplanan alacakların ayrıntılı dökümlerinin yapıldığı, raporun dosya kapsamına ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dosyanın eksik incelendiği ve maddi hataya dayalı bilirkişi raporu ile sonuca gidildiğini, bozma sonrasında 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük süreli 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi yokmuş gibi yargılama yapılarak karar verilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkilin sendika üyeliğinin bildirildiği tarihte davalı işyerinde 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi uygulanmakta olup işçilik alacakları hesaplanırken söz konusu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin de dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda hatalı olarak 28.02.2015 tarihinden sonraki dönem için hesaplama yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili; davacının hiçbir zaman müvekkili BEDAŞ nezdinde çalışmadığını, davacının işçilik alacaklarının BEDAŞ'ın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesine göre hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, yüklenici firmalar ile müvekkili BEDAŞ arasında alt işveren asıl işveren ilişkisi bulunmadığını, muvazaa iddiasının hakkaniyete uygun bir yönü bulunmadığını, ilave tediye alacağına ilişkin olarak özelleştirilme tarihi olan 28.05.2013 tarihi sonrası için hesaplama yapılmaması gerektiğini davacının müvekkil Şirketteki kadrolu işçilerle aynı ücreti alması gerektiği iddia ve talebinin hiçbir haklı sebebe dayanmadığını, dava konusu alacak taleplerinin hatalı hesaplandığını, tüm bu alacak kalemlerine en yüksek işletme kredisi faizi işletilmesine karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının yararlanması gereken toplu iş sözleşmesine göre dava konusu işçilik alacaklarının hesaplanıp hesaplanmadığı, ilave tediye alacağının hesaplanması ve faiz türüne ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Dairemizin 29.06.2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke şu şekilde vurgulanmıştır:
" ...
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan ... ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozma ilâmına uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.
3. Somut uyuşmazlıkta, bozma kararından önce İlk Derece Mahkemesince verilen kararda davacının ücret farkı alacak talebi reddedilmiş, karar sadece davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından bu husus temyiz konusu yapılmadığından bozma kapsamı dışında kalarak davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma kararı sonrasında ücret farkı alacağının hüküm altına alınması davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırıdır.
4. Davacı işçi 13.07.2012 tarihinde Tes-İş Sendikasına üye olmuş, sendika üyeliği davalı BEDAŞ'a 10.08.2012 tarihinde bildirilmiştir. Bozma kararından önce hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı BEDAŞ'ın taraf olduğu 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük süreli 14. Dönem ve 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük süreli 15. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nin hesaplamaya esas alındığı belirtilerek davacının toplu iş sözleşmesinden ... alacakları 10.08.2012 tarihinden itibaren hesaplanmıştır. Dairemizin bozma kararında; dosya içeriğinde sadece 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin bulunduğu, başka toplu iş sözleşmesi bulunmadığından hesaplamalara esas dönemdeki tüm toplu iş sözleşmelerinin temin edilmesi, ardından davalı BEDAŞ'ın taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinin davacıya uygulanması ve yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiği açıklanmıştır. Bozma sonrasında hükme esas alınan 02.01.2024 tarihli bilirkişi raporunda ise dosya kapsamında 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'ne rastlanmadığı belirtilerek sadece 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin yürürlükte olduğu dönem için hesaplama yapılmıştır. Davacı vekilince söz konusu bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin ekinde 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda sunulduğu görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince, davalı BEDAŞ'ın taraf olduğu 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Bozma kararına uyulmasına rağmen 10.08.2012 tarihi yerine 01.03.2013 tarihinden itibaren hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilmesi; bozma gereklerinin yerine getirilmediğini göstermekte olup bu durum davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka da aykırıdır.
5. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın maddi hatalı kararından dönülmesi mümkündür.
6. İlave tediye alacaklarının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davacının, iş sözleşmesi ile çalıştığı, davalı işveren BEDAŞ'ın Özelleştirme Yüksek Kurulunun 07.03.2013 tarih ve 2013/20 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığı, işyerinin hisselerinin tamamını satın alan iş ortaklığına hisse devrinin 28.05.2013 tarihinde gerçekleştiği anlaşıldığından davacının ilave tediye ... devir tarihine kadar olup, ilave tediye alacağının devir tarihine kadar hesaplanması gerekir. Bozma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise ilave tediye alacağı 28.02.2015 tarihine kadar hesaplanmıştır. Bozma kararından önce de aynı şekilde hesaplama yapılmış olup söz konusu hususa Dairemizin bozma kararında yer verilmemesinin maddi hataya dayandığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, ilave tediye alacağını devir tarihini aşar şekilde hesaplayan hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.