"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun miktardan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalı Kuruma bağlı işyerinde davalının değişen alt işverenleri nezdinde 12.08.2013 tarihinde yol çalışmalarında işçi olarak çalışmaya başladığını, daha önce muvazaa tespitine ilişkin olarak 544 işçi tarafından açılan davada, Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve söz konusu kararın onandığını, davacının sendika üyesi olduğunu ve üyeliğin işverene bildirilmesine rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini, davacının ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, ücret farkı, asgari geçim indirimi alacağı, ücret zammı alacakları, iyileştirme alacağı, hizmet primi alacağı, birinci ve ikinci yıl birinci ve ikinci altı ay zam alacakları, ilave tediye ücreti, kar mücadelesi zammı, ekipbaşılık zammı, vardiya zammı, yemek ve koruyucu madde yardımı, sosyal yardım, yıpranma ödeneği alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, birleşen dava yönünden derdestlik itirazında bulunduklarını, davalının ihale makamı olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (6001 sayılı Kanun) hükümleri göz önüne alındığında sorumluluklarının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde sendika üyesi olup olmadığına dair açıklamasının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdindeki hizmet süresi içinde çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri içeriği ve Dairemizin 30.03.2022 tarihli 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı kararı dikkate alındığında, davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, davacı vekilince asıl davada fazla çalışma ücretinin belirsiz alacak davası olarak talep edildiği, alacak kalemlerinin niteliği ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı İdare ile dava dışı alt işverenler arasında muvazaa bulunmadığı kanaatiyle ücret farkı alacağı talebinin, birinci yıl birinci altı ay zam alacağı, birinci yıl ikinci altı ay zam alacağı, ikinci yıl birinci altı ay zam alacağı, ikinci yıl ikinci altı ay zam alacağı, ilave tediye ücreti alacağı, kar mücadele zammı alacağı, vardiya zammı alacağı, yemek ve koruyucu madde bedeli alacağı, sosyal yardım ücreti alacağı, yıpranma bedeli ücreti alacağı, iyileştirme alacağı ve hizmet primi alacağı, ekipbaşılık zammı alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin yerinde olmadığı, baskı altında imzalandığı ispatlanamayan imzalı bordrolar dışlanmak suretiyle tanık beyanları ve puantaj kayıtları dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının indirim uygulanarak hüküm altına alındığı belirtilerek dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve 20.07.2022 havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarla birlikte 20.07.2022 tarihinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda, yapılan işin asıl iş kapsamında olması, davalı Kurumun işçilerinin de aynı işi yapması sebepleriyle muvazaa olgusunun sabit olduğunun belirtildiğini, ayrıca davacı ile işyerinde aynı işi yapan diğer işçilerin istihdam edildiği firmalarla kurulan hukuki ilişkilerin muvazaalı olduğu yönündeki Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı kararı ile onandığını, davacının baştan itibaren davalının işçisi sayılması talebinin kabulü ile ücret farkı alacağının ve dava konusu sendikal alacakların bu doğrultuda kabul edilmesi gerektiğini, keşif sonrası düzenlenen 20.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının, davalı idarenin asıl işinin yapılabilmesi ve yürütümü için gerekli bir işte görevlendirildiğinin, yapılan işin asıl iş niteliğinde olduğunun ve işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olmadığının, davacının fazla çalışma ücret alacakları ödenmemesine rağmen baskı altında bordrolara alacağı olmadığı ibaresi yazdırılarak imzalatıldığını, müvekkilinin işten çıkarılma korkusu altında bordroları mecburen imzalamak durumunda kaldığını belirterek davanın kabulü istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş ve müvekkili İdarenin ihale makamı konumunda olduğunu ve uyuşmazlık konusu alacaklardan herhangi bir sorumluluğu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işyerinde bilirkişi heyeti ile keşif yapıldığı, düzenlenen bilirkişi heyet raporunda alternatifli olarak hesaplama yapıldığı, hizmet alım sözleşmeleri ile eki şartnameler, iddia, cevap, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı işçinin işyerinde fiilen ifa ettiği yol bakım onarım, kar ve buzla mücadele işinin, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında bulunduğu, hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin, gerek 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi, gerekse 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi düzenlemeleri dikkate alındığında, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasındaki sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverenlere gördürülmesinin mümkün olduğu, asıl işverenin, alt işverene gördürdüğü işin, sözleşmeye, şartnameye ve mevzuata uygun yürütülmesi noktasında denetim ve gerektiğinde müdahale yetkisinin bulunmasının olağan karşılanması gerekli olup bu kapsamda kullanılan yetki, yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldırmadığı, davalı İdare ile yüklenici firmalar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu, muvazaa iddiasının ise yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun ise miktardan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile alt işveren Şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 41, 44 ve 46 ncı maddeleri, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.