"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/546 E., 2024/625 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında Kayseri 9. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurum nezdinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışırken yapılan yasal düzenleme ile işçi kadrosuna alındığını, kadroya alınmasına dayanak mevzuat gereğince sürekli işçi kadrosuna 01.04.2018 tarihinde geçiş yaptığını, davacının alt işveren yanında işçi iken asgari ücretin belirli bir oran fazlası kadar ücret aldığını, 01.01.2019 tarihinden itibaren ise ücretine sadece toplu iş sözleşmesinde öngörülen artışların yapıldığını iddia ederek ücret, ikramiye ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında daimi kadroya geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde mevzuat ve toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle davacının ücretlerinin eksiksiz ödendiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kayseri 9. İş Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2021/656 Esas, 2021/31 Karar sayılı kararı ile; hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları ya da asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesi hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin uygulama olduğu, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı, sürekli işçi kadrolarına geçirilmeyle ilgili söz konusu düzenlemenin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışanların daha önce ücret ile diğer mali ve sosyal haklarını asgari ücretle irtibatlandıran uygulamalara son verdiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin uyuşmazlık konusuna ilişkin emsal nitelikte 2021/5590 Esas, 2021/9820 Karar sayılı kararı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 14.11.2023 tarihli ve 2023/249 Esas, 2023/383 Karar sayılı kararı ile; davacının alt işveren işçisi olarak çalışmaktayken, 696 sayılı KHK ile 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiği, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 3 üncü maddesinde "... işciye her ay brüt asgari ücretin %10 fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılacağı" hususunun belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda asgari ücretin %10'u bulunduktan sonra %4 oranındaki toplu iş sözleşmesi zammı eklenmek suretiyle hesaplama yapılmış olduğundan, fark alacak talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.02.2024 tarihli ve 2024/139 Esas, 2024/3770 Karar sayılı kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçerken davalı ile imzaladığı 01.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin "Aylık Ücret" başlıklı 3 üncü maddesinin “Brüt asgari ücretin %10 fazlası uygulanacaktır” düzenlemesini içerdiği, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığının kabul edildiği, taraflar arasında daimi kadroya geçiş sürecinde imzalanmış iş sözleşmesinde her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı hâllerde, önce uyuşmazlık konusu dönemdeki asgari ücret oranı dikkate alınarak işçinin alması gereken ücretinin belirlenmesi daha sonra bu ücrete uygulanması gereken zam oranları ilave edilerek sonuca gidilmesi gerektiği, davacının 01.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde, her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ücret ödeneceğinin kararlaştırılmadığı ücret bordroları ve davalı tarafından yapılan ücret ödemeleri incelendiğinde; davacının kadroya geçiş ücretine, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zamlarının uygulandığı, 01.01.2019 tarihindeki ücretinin de 31.12.2018 tarihinde almakta olduğu ücrete %4 oranında ücret zammı uygulanarak belirlendiği, dolayısıyla davacının iddiasının aksine ücretinin düşürülmeyip 31.12.2018 tarihinde aldığı ücreti korunarak, bu ücret üzerine toplu iş sözleşmesi hükmü uygulanarak ücreti belirlendiğinden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda davanın reddine dair karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; emsal alınan içtihadın uyuşmazlık konusu ile örtüşmediğini, yapılan yanlış yorum neticesi çalışanların hak kaybına uğradığını, İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesinin açıklanmadığını, bu durumun 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olduğunu, 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesine atıf yapılarak, mevcut uygulamanın aynen devam edeceği ve aynı şekilde ve oranda ücret ödeneceğinin açıkça kararlaştırıldığını, belirli bir miktarın rakamsal olarak ve mutlaka yüzdelik oran olarak olarak gösterilmesi gerektiği yönündeki bir yorumun, hukukun ruhuna ve atıfta bulunma ve yorumlama statüsüne aykırı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen bireysel iş sözleşmesinde artış oranının yazılı olduğunu, kaldı ki davacının alt işveren nezdindeki özlük hakları korunarak kadroya geçtiğini, davacının ücretinin davalı işveren tarafından tek taraflı olarak ve işçinin yazılı muvafakati alınmaksızın düşürüldüğünü, bu durumun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 62 nci maddelerine açıkça aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fark alacak talebinin reddine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.