Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8904 E. 2024/12079 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden hangi tarihten itibaren yararlanabileceği ve bu sözleşme kapsamında talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş tarihi, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi, 375 sayılı KHK’nın geçici 23. maddesi ve bozma kararlarında belirtilen hususlar gözetilerek davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma tarihi ve buna bağlı alacaklarının belirlenmesinde usul ve yasaya uygun hareket edildiği gerekçesiyle mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/754 E., 2024/477 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, karar tarihi itibarıyla ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 20.520,00 Türk lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre Dairemiz bozma ilâmından sonra İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bozmaya uygun olarak verilen kararda davalı ... aleyhine tespit edilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı brüt 562,10 TL olup bu miktar, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 20.520,00 TL’nin altında kaldığından davalının temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı işverenin üyesi olduğu Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunduğunu, buna rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmayarak ücretinin eksik belirlendiğini ve bir kısım haklarının eksik ödendiğini veya hiç ödenmediğini ileri sürerek ücret zammı, ikramiye, fazla çalışma ücreti, gece çalışma ücreti, vardiyalı çalışma ücreti, genel tatil ücreti, iyileştirme zammı, ek ödeme, ilave tediye, yemek yardımı, yol yardımı, sosyal yardım, giyim yardımı ve arabuluculuk maktu vekâlet ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı temerrüde düşürülmediğinden alacak kalemlerine faiz işletilmeyeceğini, alacak kalemlerinin her biri açısından arabuluculuk süreci işletilmesi gerektiğini, sürekli işçi kadrosuna alınan işçilerin ücret ile mali ve sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağının düzenlendiğini, 12.04.2018 tarihinde yayımlanan bu toplu iş sözleşmesinin hükümlerinin geçici 23 üncü madde kapsamındaki idareler için 31.10.2020 tarihine kadar uygulanmasının kararlaştırıldığını, dolayısıyla 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirilen kişilerin bağlı oldukları toplu iş sözleşmesinin 31.10.2020 tarihinde sona ermesiyle birlikte 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına başlanacağını, davacının sendikal haklardan yararlanmasının koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiğini, davacıya hak ettiği alacaklarının ödendiğini, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı hak ettiği tüm alacakların bordrolara yansıtılarak ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2021 tarihli ve 2021/355 Esas, 2022/445 Karar sayılı kararı ile; davacının üyesi olduğu Öz-Sağlık İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan dosya kapsamında mevcut olan 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ilgili maddeleri göz önüne alınarak düzenlenen bilirkişi raporunun usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 30.06.2022 tarihli ve 2022/1947 Esas, 2022/1569 Karar sayılı kararıyla; Öz Sağlık-İş Sendikası ve TÜHİS arasında imzalanan, 10.08.2020 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin, eldeki davanın taraflarını bağladığı, bu toplu iş sözleşmesinin 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi, davacının Sendika üyelik tarihi ve ihtilaf konusu dönemde çalıştığı işyerinin girdiği işkolu gözetildiğinde, yürürlük süresinin başlangıcı olan 01.01.2019 tarihinden itibaren davacının bu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasının gerekli olduğu, davalı işveren, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname' nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasında işaret edilen "... bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin" yürürlük bitim tarihinden önce, Öz Sağlık-İş Sendikası ve TÜHİS arasında imzalanan, 10.08.2020 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin davacı hakkında uygulanamayacağını ileri sürmekte ise de 375 sayılı KHK'nın anılan maddesinin sürekli işçi kadrosuna geçirilme tarihinden sonra, 6356 sayılı Kanun uyarınca usulünce imzalanan ve tarafları kapsamına alan toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girmesine engel teşkil etmediği, aksi yönde bir kabulün toplu iş sözleşmesi yapma ... ile eşitlik ilkesine aykırı düşeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.10.2022 tarihli ve 2022/11268 Esas, 2022/11510 Karar sayılı kararı ile; sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının Öz Sağlık-İş Sendikası ve TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden en erken 01.11.2020 tarihinde yararlanabileceği gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu, 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki dönem yönünden toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın sendika üyeliği, aidat ödeme gibi belirli şartlara tâbi olduğunun da gözden kaçırılmaması ve varsa işverence yapılan ödemelerin dikkate alınması gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2023 tarihli ve 2022/860 Esas, 2023/251 Karar sayılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 11.07.2023 tarihli ve 2023/10831 Esas, 2023/11380 Karar sayılı ilâmıyla; bozma kararına uymuş olan Mahkemenin bozma gereklerini yerine getirmesinin usuli bir zorunluluk olduğu, 06.10.2022 tarihli ilk bozma kararında; sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının üyesi olduğu Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının en erken 01.11.2020 tarihi itibarıyla mümkün olacağının açıklanmış olduğu, ancak toplu iş sözleşmesindeki ücret zamlarına ilişkin düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması öngörülen bir ücret zammı olmadığından; davacının toplu iş sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanacağını; ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerektiği, bunun için davacının 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak ettiği ücret aynen korunarak ve 2020 yılı Ekim ayı bordrosu ile toplu iş sözleşmesi fark ödeme cetvelinde görünen tahakkuklar mahsup edilmek suretiyle hüküm altına alınan alacakların yeniden hesaplanması, davacının 04.06.2020 ile 11.12.2020 tarihleri arası dönemde ücretsiz izne ayrılarak bedelli askerlik görevini ifa ettiğinin dikkate alınması ve bilirkişi ek raporunda 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 57 nci maddesinde düzenlenen ek ödemeden davacının yararlanamadığının tespit edilmesine karşın sonuç kısmında alacak tutarına eklenmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporundaki değerlendirmelerden hareketle, davacının dava dilekçesinde açıkça Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinden kaynaklı fark alacak talebinde bulunduğu ancak söz konusu toplu iş sözleşmesinin uygulanabileceği 01.11.2020-31.12.2020 arası dönemde davacının yalnızca sosyal yardım ve gece zammı fark alacağının bulunduğunun, diğer alacak kalemleri bakımından fark alacak olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ... Bakanlığının savunduğu ve İlk Derece Mahkemesinin de kabul ettiği toplu iş sözleşmesinin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ait olup davalı ... Bakanlığına ait olan toplu iş sözleşmesi olmadığını, her iki Bakanlığın ayrı toplu iş sözleşmesi yaptığını, davalı Bakanlığın kendi imzaladığı toplu iş sözleşmesini kabul etmeyip başka Bakanlığın toplu iş sözleşmesi ve duyurusunu emsal göstermesinin hukuka aykırı olduğunu, Sağlık Bakanlığının imzaladığı toplu iş sözleşmesi hükümlerinde açıkça 01.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kabul edildiğini, toplu iş sözleşmelerinin kaynağını 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndan ve uluslararası sözleşmelerden aldığını, normlar hiyerarşisinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı duyurusundan ve 375 sayılı KHK'dan önce geldiğinden bertaraf edilemeyeceğini, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ait toplu iş sözleşmesinin genel nitelikte olup sonradan imzalanan toplu iş sözleşmesinin daha özel nitelikte bulunduğunu, Mahkeme kararında takdir hatası bulunduğunu, sendikal haklarının ihlal edildiğini, yürürlük tarihi ve şartlarının birbirinden farklı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden hangi tarihten itibaren yararlanabileceği ve dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri..

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6356 sayılı Kanun'un 36 ve 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı ... Bakanlığının Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Tarafın Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.