Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8927 E. 2024/14482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Alacak talebinden feragat edilmesi üzerine, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti davasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iş akdinin sona ermesi ve alacak talebinden feragat etmesi nedeniyle, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespitinde güncel hukuki yarar kalmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile davayı reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle muvazaa tespitinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle, ilave tediye alacağı talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... AŞ (...) Genel Müdürlüğüne bağlı ... kömür ocağında 15.04.2014-23.06.2015 tarihleri arasında inşaat tamir, bakım ve onarım işçisi olarak çalıştığını, davacının çalıştığı süre boyunca emir ve talimatları alt işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, hizmetin ifası sırasında kullanılan tüm araç ve gereçlerin de davalıya ait olduğunu, ayrıca işin yürütülmesine dair talimatların ve işçilerin işe alınması, çıkarılması, izin zamanlarının belirlenmesi hususlarında karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde olduğunu, bu nedenle asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini emsal dava dosyalarında dava dışı Şirketler ile davalı Kurum arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının tespit edildiğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı ... Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın husumet, derdestlik, hukuki yarar yokluğu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönlerinden reddini talep ettiklerini, müvekkili teşekküle husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde müvekkili teşekkülden hizmet alımı ihalesini alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, davacının yaptığı işin niteliği gereği elektrik üretimine doğrudan katkısının söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Kurumun asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi suretiyle var edilen bir işte çalışmadığını, davacının elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bir işte çalıştığını, bu nedenle alt işverenlik sözleşmesinin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı asıl işveren ile dava dışı alt işveren arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olduğu, davacının alt işveren bünyesinde çalıştığı, davalının alt işveren üzerindeki kanundan kaynaklanan denetim yükümlüğünün alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunun delili olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle muvazaa tespiti talebinin reddine, davacı vekilinin 10.06.2021 tarihli duruşmada, ilave tediye alacağı talebinden feragat ettiklerine ilişkin beyanı doğrultusunda ilave tediye alacağı talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin baştan itibaren davalı ...'ın işçisi sayılmasını gerektiren şartlar mevcutken davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, dinlenen tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere, davacının alt işveren Şirket bünyesinde inşaat tamir bakım ve onarım işlerinde çalıştığını, davacının yaptığı iş yapılmamış olsa asıl işin aksayacağının belirtildiğini, davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğunu kabul etmediklerini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı ... Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işyerindeki çalışmasının 15.04.2014-23.06.2015 tarihleri arasında gerçekleştiği, davacı ilave tediye alacağına ilişkin istemden feragat ettiğinden davanın başlı başına tespit davasına dönüştüğü, davacının işyerindeki çalışması sona erdiğinden muvazaa tespitinin, bireysel veya toplu iş hukuku bakımından bir art etkisinin bulunmadığı, bir başka deyişle işyerindeki çalışması sona eren davacı bakımından muvazaa tespitinin çalışma hayatında bir sonuç doğurmasının dosya içeriğiyle öngörülmediği, tespit talebinin yanı sıra bir eda talebi bulunmadığından geçmiş çalışmalara dair muvazaa talebinin de dava kapsamında bir sonuç doğurmasına imkân bulunmadığı, bu durumda davacının yalnızca muvazaanın tespitini ve müvekkilinin işe giriş tarihinden itibaren davalı işçisi olduğunun tespitini içeren talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası incelenerek reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle muvazaa tespitinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle, ilave tediye alacağı talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar etmekle birlikte ek olarak davacının tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, davacının bu davayı tespit talebinin kabulü hâlinde Özelleştirme İdaresine yapacağı başvuru ve başvurusunun reddi hâlinde İdare Mahkemesinde açacağı iptal davası için gerekli olduğundan açtığını, davacının Özelleştirme İdaresine yapacağı başvuru için bu tespit kararını ibraz etmesi gerektiğini, davacı hukuken kendisine tanınmış bir haktan yararlanabilmesi için öncelikle ilk işe girdiği tarihten itibaren ...'ın işçisi olduğunun tespitine dair yargı kararına ihtiyaç duyduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğunu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmesinin işçi temini amacıyla yapıldığını, işin yürütülmesine dair talimatların, çalışma koşullarının belirlenmesi ve işçilerin işe alınması, çıkışlarının verilmesi, izin zamanlarının belirlenmesi gibi hususlarda karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde olduğunu, alt işverenin davalı işyerinde ayrı bir organizasyon yapısına sahip olmadığını, davalı Kurum personeli sendikal haklardan yararlanmasına rağmen davacı ve benzeri işçilerin bu haklardan yararlandırılmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muvazaa tespiti ve alacağın tahsili istemine ilişkin davada alacak talebinden feragat hâlinde muvazaanın tespiti isteminde güncel hukuki yarar bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 ve 115 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Tespit davası" kenar başlıklı 106 ncı maddesi şu şekildedir:

"1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.

(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.

(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.