Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8931 E. 2024/11228 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirket ile alt işveren şirket arasındaki ilişkinin kanuna uygun olup olmadığı, muvazaa içerip içermediği ve davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 6446 sayılı Kanun ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği uyarınca, davalı şirketin dava dışı alt işveren şirkete verdiği işin, lisansı kapsamında hizmet alımı yoluyla verilebilecek işlerden olduğu ve davacının da bu iş kapsamında çalıştığı, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin hukuken geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olduğu ve muvazaa bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/530 E., 2024/192 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya bağlı Dicle Barajı işyerinde çalıştığını ve Tes- İş Sendikası üyesi olduğunu, davalı tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı bir şekilde asıl işin bölünerek davacının işvereni konumunda gösterilen firmalara ihale edildiğini, muvazaa açısından açılan davaların Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin muvazaalı olarak çalıştırıldığı hâlde işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi gereği ödenmesi gereken bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek davacının, ilk işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren olan davalı Şirketin işçisi olduğunun tespiti ile iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihale makamı olan davalı Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, talep konusu alacaklardan davalı Kurumun sorumlu olmadığını, 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (4628 sayılı Kanun) 15 inci maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisinin hukuken geçerli olduğunu, alt işveren işçilerinin Teşekkül işçilerine tanınan haklardan yaralanmalarının mümkün olmadığını, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4 üncü maddesine göre Kamu İşveren Sendikasının taraf olmadığı ve sendika tarafından yürütülmeyen toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemeyeceğini, Kamu İşveren Sendikasının yetkilendirilmemesi nedeniyle ve ayrıca ihalenin de 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılmayıp 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında yapılmasından dolayı davacının taleplerinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 18. İş Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli kararı ile; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak taraflar arasında görülen Ankara 4. İş Mahkemesi dava dosyasında Mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile muvazaanın kabul edildiği, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklarından faydalanması gerektiğinin hüküm altına alındığı, alınan kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, işbu dosyada talep edilen alacak kalemlerinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklı hak ve alacakların içerisinde yer aldığı, bu doğrultuda davacının iş güçlüğü tazminatı, ikramiye ve sosyal yardım, ilave tediye alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 27.01.2021 tarihli kararı ile; davalı ile dava dışı yüklenici şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının dava konusu alacaklara hak kazandığı kesinleşmiş yargı kararı ile tespit edildiği, davacının sendika üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.06.2021 tarihli kararı ile; belli bir dönem için muvazaa tespit edilmiş olmasının tüm çalışma süresi için muvazaa varlığına delil olarak değerlendirilemeyeceği, 4628 sayılı Kanun'da gerekli hâllerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini düzenlediği, 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Kanun'da ise bu hüküm yürürlükten kaldırılarak Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceğinin öngörüldüğü, bu nedenle öncelikle dava konusu dönem içindeki tüm ihale sözleşmeleri ve şartnameler getirtilerek, ihale ile verilen işin yardımcı iş olup olmadığı, asıl işin verilmesi hâlinde; ihale sözleşmelerinin tarihlerine göre 4628 sayılı Kanun döneminde ise "verilmesi gerekli" ve "üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işleri" ya da 6446 sayılı Kanun döneminde ise "Kurul tarafından belirlenen" işlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, alt işverenlik sözleşmelerinin anılan Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmış ise, 4857 sayılı Kanun'da öngörülen “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş” ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde yer alan "mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş" şartı sınırlandırması burada aranamayacağından bu sözleşmelerin geçerli olacağı, geçerli olarak yapılmış hizmet alım sözleşmelerinin varlığı hâlinde; gerekirse işyerinde keşif icra olunarak teknik bilirkişi marifetiyle fiilen alt işverene verilen işin ne olduğunun araştırılması, davacı işçinin ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi gerektiği, işçinin alt işverene bırakılan işler dışında çalıştırılması yapılan sözleşmeleri muvazaalı hâle getirmediği, bu durum tespit edildiğinde sadece o işçi için asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılması gerektiği, bu durumda diğer işçiler açısından geçersizlik veya muvazaanın varlığından söz edilemeyeceği, yapılacak araştırmada; verilen işin yardımcı iş niteliğinde olduğu ya da 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edildiği, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak tazminat ve işçilik alacakları bu tespite göre ve toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği, 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise davacı işçinin sendikası üyesi olduğu dikkate alınarak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi davaya konu tazminat ve işçilik alacaklarıyla ilgili hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararında belirtilen noksan hususların giderilmesi için gerekli işlemlerin yapıldığı, davalı Şirket ile her iki alt işveren şirket arasında yapılan ihale sözleşme içeriklerine göre işin konusunun, işin tanımı ve kapsamının aynı olduğu, verilen işin, güvenlik hariç enerji üretimini gerçekleştirmek üzere işletme, periyodik bakım, onarım ve revizyon işlerinin yapılmasına yönelik olduğu, elektrik enerjisi üretmek davalı şirketin asıl işi olduğu, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesinin muvazaanın kanıtı olduğu, davacının başlangıçtan bu yana davalı Kurum'un işçisi sayılması gerektiği ve toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının iş güçlüğü tazminatı, ikramiye ve sosyal yardım alacaklarına en yüksek işletme kredisi faizi ile hükmedilmesi gerektiğini, 01.09.2017 tarihinden sonrası için de taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin de hatalı hesaplandığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının çalıştığı Şirketlerin üstlendiği işlerin santralin periyodik bakım, onarım, arıza giderme, revizyon işleri ve bu işlerle ilgili diğer hizmetlerin yaptırılması işleri olduğunu, davacının yardımcı iş kapsamında çalıştığı, asıl iş sayılsa dahi bu kapsamda alt işverenlere verilen işlerin 6446 sayılı Kanun'a göre çıkarılan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'ne uygun olduğunu, davacının hizmet alımına konu edilen işlerde çalıştığını ve muvazaa olgusundan bahsedilemeyeceğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı Şirket ile dava dışı Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, buna göre de davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususu ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6446 sayılı Kanun'un "Hizmet Alımı" başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Lisans sahibi tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir.”

3. Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) "Lisans sahiplerinin genel hak ve yükümlülükleri" başlıklı 29 uncu maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

“Lisans sahibi, lisanstan kaynaklanan yükümlülükleri saklı kalmak koşuluyla, lisansı kapsamındaki faaliyetlerinden, bu Yönetmelik ile belirlenenleri hizmet alımı yolu ile gördürebilir.”

4. Yönetmelik'in "Hizmet alımı" başlıklı 48 inci maddesi şöyledir:

“(1) Lisans sahibi tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler.

(2) Dağıtım şirketleri, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak;

a) Kanunun 23’üncü maddesi çerçevesinde, her yıl, takip eden beş yıl için ve takip eden on yıl için olmak üzere sistemlerine bağlanabilecek bölgesel üretim tesisi kapasitelerinin belirlenmesi,

b) SCADA’ nın işletilmesi ile ilgili mevzuat uyarınca proje onayı ve kabul işlemleri, üretim ve tüketim tesislerinin dağıtım sistemine bağlantısı ile ilgili görüşlerin verilmesi ve 21/12/2012 tarihli ve 28504 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi,

c) Yapım işleri ile mal ve hizmet alımı işlerinde, ihale dokümanlarının hazırlanması ve tekliflerin değerlendirilmesi gibi yüklenici ve/veya tedarikçi ile sözleşme imzalanmasına kadar olan sürece ilişkin işlemlerin yapılması,

ç) Tüketicilere yönelik çağrı hizmetleri dışında, tüketici hizmetleri merkezlerinin iş ve işlemleri, konularında hizmet alımı yapamaz.

(3) Görevli tedarik şirketleri;

a) Faturalandırma ve tahsilat işlemleri ile tüketici hizmetleri merkezlerinin tüketicilere yönelik çağrı hizmetleri için,

b) Nüfusu elli binin altında olan ilçelerde tüketici hizmetleri merkezlerinin tüm faaliyetleri için, hizmet alımı yapabilirler. Görevli tedarik şirketleri hizmet alımına ilişkin uygulamasını, her yıl, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan nüfus sayılarını esas alarak takip eden yılın sonuna kadar bu fıkra hükmüne uygun ... getirir.

(4) Dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri, bu madde kapsamındaki hizmet alımlarını dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin hukuki ayrıştırması çerçevesinde belirlenen ve bu Yönetmelik ile ilgili diğer mevzuatta yer alan düzenlemelere aykırı olmamak koşuluyla yapabilirler.

(5) Bu madde kapsamında düzenlenen hizmet alımı, ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez.”

5. Yönetmelik'in “Üretim lisansı sahibinin hak ve yükümlülükleri” başlıklı 30 uncu maddesinin ilgili bentleri şöyledir:

"(1) (Değişik:RG-24/2/2017-29989) Üretim lisansı, sahibine;

a) Lisansında belirtilen üretim tesisini kurma ve işletme,

...

(2) Üretim lisansı sahibi, ilgili mevzuatta sayılanların yanısıra;

a) Mücbir sebepler ile yıllık programlı bakım takvimi dışında, üstlenilmiş bulunan yükümlülükleri yerine getirecek şekilde üretim tesisini işler halde tutmak,

..."

6. Yönetmelik'in “Hizmet alımına ilişkin sürenin başlangıcı başlıklı" geçici 12 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"48 inci madde kapsamında öngörülen hizmet alımına ilişkin düzenlemeler, 1/1/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.”

7. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

..."

8. Dairemizin 10.01.2023 tarihli ve 2022/18016 Esas, 2023/178 Karar sayılı kararı, 05.07.2023 tarihli ve 2023/9623 Esas, 2023/10641 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizce bozma kararında, taraflar arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olup olmadığı ve muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamında ve benzer mahiyetteki davalara ilişkin bilgi ve belgelerden verilen işin Kurul tarafından belirlenen işlerden olduğuna ve 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edildiğine ilişkin veri bulunmadığı, bu gerekçelerle davalı Şirket ile dava dışı Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı, muvazaa nedeniyle davacının baştan beri davalı şirketin işçisi olduğu, davalı işverenin imzaladığı toplu iş sözleşmesinden de ihtilaflı dönem açısından yararlanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki İlk Derece Mahkemesince varılan sonuç eksik araştırmaya dayalıdır.

3. ... Şirketi ile ... arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna ilişkin açılan davalarda, muvazaa tespiti yapılarak kararlar kesinleştiğinden davalı ile ... Şirketi arasındaki muvazaa olgusu Dairemizce kabul edilmiştir. Ancak 01.09.2017 tarihinden sonraki dönemin 6446 sayılı Kanun ve bu Kanun'a dayanılarak hazırlanan Yönetmelik'teki düzenlemelere göre değerlendirilmesi gerekir.

4. Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 6446 sayılı Kanun'a dayanılarak hazırlanan ve 02.11.2013 tarihli ve 28809 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik'in "Amaç" başlıklı 1 inci maddesi; "Bu Yönetmeliğin amacı; elektrik piyasasındaki önlisans ve lisanslandırma uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar ile önlisans ve lisans sahiplerinin hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesidir." şeklindedir. Aynı Yönetmelik'in "Kapsam" başlıklı 2 nci maddesinde ise; "Bu Yönetmelik; elektrik piyasasında faaliyette bulunulabilmesi için alınması zorunlu olan önlisans ve lisanslar ile bu lisanslara ilişkin temel hükümleri, lisanslandırma işlemlerini, önlisans ile lisans sahibi tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini kapsar." düzenlemesi yer almaktadır. Mezkur Yönetmelik ile üretim ve tedarik lisansı olan ...'ın lisansı kapsamındaki hak ve yükümlülükleri belirlenerek hangi faaliyetlerde bulunabileceği açık bir şekilde düzenlenmiştir. Dosya içeriğine göre dava konusu dönemde davalı ... tarafından dava dışı ... Şirketine hizmet alım sözleşmesi ile verilen iş “72 kişi ile 3 aylık Dicle HES Kralkızı HES ve Batman HES’in işletme bakım ve onarım hizmet alım işi” olup davacının bu sözleşme kapsamında makine teknikeri (bakım personeli) olarak çalıştığı, hizmet alım sözleşmesi ile verilen işin, Yönetmelik'in 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ...'ın üretim lisansı kapsamında hizmet alım sözleşmesi ile verebileceği işlerden olduğu anlaşılmaktadır. Alt işverenlik sözleşmeleri kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise 4857 sayılı Kanun'da öngörülen işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde yer alan mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş şartı sınırlandırması burada aranamayacağından, bu sözleşmeler geçerli olacaktır. Davacının hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırıldığı, başka bir işte çalıştırılmadığı da açıktır. Bu durumda ancak 6098 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.

5. Tüm bu açıklamalar göz önüne alındığında, davalı ... ile dava dışı ... Şirketi arasındaki ilişkinin hukuken geçerli olarak kurulduğu ve muvazaalı olmadığı sonucuna varılmıştır. Geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinde alt işverenin işçisi asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamaz. Bu itibarla Mahkemece; davacının ... Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabulü ile 01.09.2017 tarihine kadar olan dönem için davacının alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre hüküm altına alınması; bu dönem sonrası için ise alt işverenin işçisi olan davacı, davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından toplu iş sözleşmesine dayananan alacakları ile ilave tediye alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.