"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/945 E., 2024/1591 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 67. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/208 E., 2024/25 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Somut uyuşmazlıkta 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından verilen kararın kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal ... ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini, ayrıca 31 gün süren aylara ait ödenmemiş bir günlük ücret alacağının bulunduğunu ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Nazilli iş mahkemeleri olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 696 sayılı KHK ile sürekli işçi
kadrosuna geçtiğini, davacıya ücretinin tâbi olduğu mevzuat hükümleri uyarınca eksiksiz ödendiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, denkleştirme esasına göre çalıştığını, ücret alacağı talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığın ikamet adresi Ankara olduğundan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 6 ncı maddesi uyarınca Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu, dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacının yararlandığı toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre günlük ücretin %60 fazlası oranında fazla çalışma, %10 fazlası ile de gece çalışması ödenmesi gerektiği, davacının puantaj kayıtlarına göre 2020 yılı Nisan ayından itibaren dönemler itibarıyla bir kaç gün üst üste devam eden sürekli çalışma periyoduna girdiği, konuya ilişkin içtihatlar gereği 24 saat çalışma yapılan işyerlerinde günlük çalışma süresinin 14 saat olduğu ve bu sürenin 3 saatinin fazla çalışma olarak kabulü gerektiği, davacının bu şekilde gerçekleşen fazla çalışmasına karşılık ödeme kayıtlarına göre yapılan ödeme miktarı, fazla çalışma ücreti alacağını karşılamadığından davacının ödenmemiş fazla çalışma ücretinin bulunduğu, aynı şekilde 2018 yılı Nisan ayından itibaren gece saatlerine denk gelen ve karşılığının tam olarak ödenmediği gece çalışmasının bulunduğu, dosya içeriğinde yer alan ücret bordrolarının incelenmesinden ulusal ... ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödendiğinin anlaşıldığı, iş sözleşmesinde ücretin aylık ödeneceğinin belirtilere; günlük hesaplanacağı veya her ayda bulunan gün sayısına göre hesaplanacağı yönünde hüküm bulunmadığı, kaldı ki davalı işveren tarafından 2020 yılı Ekim ayından itibaren ayda bulunan gün sayısı esas ücret ödemesi yapıldığı; 01.04.2018-31.10.2020 dönemi ücretinin her ay eşit miktarda ödenmiş olması nedeniyle davacının bu dönem yönünden 31 gün süren aylara ait fark ücret alacağı doğmuş ise de ödeme belgelerine göre davacıya bu döneme ait fark ücreti sonradan ödenmiş olduğundan davacının bakiye ücret alacağı kalmadığı, 31.10.2020 tarihine kadar davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümleri uyarınca yararlandığı çerçeve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre 01.11.2020 - 31.12.2020 tarihleri arasında 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümleri uyarınca, 01.01.2021 tarihinden arabuluculuk son tutanak tarihine kadarki dönem yönünden ise davacının dayanışma aidatı ödediği nazara alınarak davalı Bakanlık ile Öz- Sağlık İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen alacakların hesabına ilişkin bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, davacının çalıştığı Kurumda bakıma muhtaç kişilere hizmet verildiği de gözetildiğinde davacının aynı çalışma sisteminde çalıştığının kabul edilemeyeceğini, sürekli bakım ve gözetim gerektiren kişilere hizmet veren davacının tam gün çalıştığını, işin doğası gereği çalışmaya ara vermesinin mümkün olmadığını, bu durumda fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve gece zammı alacaklarına hak kazandığını, davacının ücretinin kadroya geçirilmeden önce asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden belirlendiğini, ayrıca fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını, mahsubun ilgili olunan aydan yapılması gerekirken toplam alacak üzerinden uygulanan mahsup işlemiyle yapılan hesaplamanın hükme esas alınmayacağını, hesap tekniğinin hatalı olduğunu, davacıya mevzuata aykırı biçimde her ay 30 gün üzerinden ücret ödemesi yapıldığını, oysa gerek bireysel iş sözleşmesinde, gerekse 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinde yevmiye üzerinden ödeme yapılacağı belirtildiğinden 31 gün süren aylarda da 31 gün üzerinden ücret ödemesi yapılması geretiğini, bilirkişinin bu husustaki alacak talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın tüm talepler yönünden kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının tüm hak ve alacaklarının eksiksiz ödendiğini, ara dinlenmenin hatalı tespit edildiğini, hüküm altına alınan fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ücreti alacaklarından dosya kapsamına uygun indirim yapılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davada kabul edilen miktar itibarıyla kararın davalı yönünden kesin olduğu, bu nedenle davalının istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davacı istinafı yönünden ise somut olayda, davacının, davalıya ait işyerinde temizlik personeli olarak çalıştığı, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü maddesi kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiği ve hâlen çalıştığı, fazla çalışma alacakları bakımından ispat yükünün davacıda olduğu, davalı tarafça sunulan imzalı puantaj kayıtları, ücret bordroları ve çerçeve toplu iş sözleşmesi kapsamında; davacının fazla çalışma alacağının tespit edildiği, davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsup edildiği, yine sunulan işveren belge ve kayıtlarından; davacının talep olunan, ulusal ... genel tatil, hafta tatili ücreti, gece zammı ücreti, eksik gün nedeniyle ödenmemiş ücret alacağının bulunmadığı, bu alacaklarının davalı tarafından ödendiği anlaşıldığından, Mahkemece sözü edilen alacak kalemlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece yapılan hesaplamalarda, davalı tarafından yapılan ödemelerin toplu olarak düşülmesinde ve verilen kararda bir hatanın olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar etmiş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın tüm talepleri yönünden kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve ücret farkı, fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ile gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı Kanun'un 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63 ve 68 inci maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.