Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9037 E. 2024/13699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacakların hesaplanması.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde kıdem tazminatı alacağının Türk Lirası olarak ödenmesini talep etmesine rağmen, mahkemece USD cinsinden hüküm kurulması, taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğundan ve 6098 sayılı TBK'nın 99. maddesi uyarınca davacının Türk Lirası talebinden dönemeyeceği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 46. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, sözleşmesinin haklı neden olmadan ve bildirimsiz feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kesintili olarak ve dönemler hâlinde çalıştığını, ilk dönem çalışmasının belirli süreli olduğunu, davacının istifa ederek ayrıldığını, son dönem çalışmasının zorlayıcı nedenlerle sona erdiğini, taraflar arasında imzalanan belirli süreli iş sözleşmesinde fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretlerinin davacının aylık ücretine dâhil olduğunun belirlendiğini, davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, Moritanya ve 23.12.2015 tarihinde sona eren çalışması nedeniyle ihbar tazminatına hak kazandığı, davalının yıllık izinleri kullandırdığını ispatlayamadığı, davacının ücretinin ve ödenmeyen ücretinin banka kayıtları ile tespit edildiği, davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, dinî bayramların birinci günü dışındaki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatladığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; indirim uygulanmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğunu, fazla çalışma alacağının bulunmadığını, iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, davacının Irak şantiyesindeki çalışmasının güvenlik nedeniyle askıya alındığını, daha sonra 02.11.2014 tarihinde tekrar çalışmaya başladığını ve 02.03.2016 tarihinde tekrar askıya alındığını, ihbar tazminatına hak kazanmadığını, emsal Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bilirkişi raporunda davacının ihbar tazminatının 2.445,87 USD olarak hesaplanmasına rağmen Mahkemece yüksek hüküm altına alındığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 19.01.2012-31.03.2013 tarihleri arasındaki çalışması haklı neden olmadan işveren tarafından feshedildiğinden ihbar tazminatına hak kazandığı, Irak'taki çalışması güvenlik nedeniyle zorunlu nedenle feshedildiğinden ihbar tazminatına hak kazanmadığı, son dönem Moritanya'daki çalışmasının ise haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından bu dönemdeki 7 ay 11 gün süreli hizmet süresinden 4 hafta ihbar tazminatına hak kazandığı, Mahkemece ihbar süresinin her dönem için hesaplanması ve bilirkişi raporundaki davalı yönünden usuli kazanılmış hak dikkate alınarak 6 haftalık ihbar tazminatı üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınmasında aykırılık görülmediği, taraflar arasında Moritanya çalışması için 19.10.2012 tarihli ücrete fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin dâhil olduğu yönünde iş sözleşmesi imzalanmış ise de 22.10.2012 tarihli Türkiye İş Kurumu nezdinde imzalanan iş sözleşmesinde bu yönde hüküm bulunmadığı, bu nedenle sonraki tarihli iş sözlemesi ile bu yönde hüküm konulmadığından Mahkemece davacının ücretine fazla çalışma ücretinin dâhil olmadığı yönündeki Mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.12.2022 tarihli ve 2022/12062 Esas, 2022/16304 Karar sayılı ilâmı), Mahkemece fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından indirim yapıldığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının kıdem, ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakların hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacakların hesaplanması noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Taraflarca getirilme ilkesi" başlıklı 25 inci maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:

" Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz"

3. "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."

4. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile 120 nci maddesini atfıyla hâlen uygulanmaya devam olunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

5. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

6. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup yenilik doğurucu nitelikteki talep hakkını kullanan alacaklı artık bu tercihinden dönemez.

3. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf dava dilekçesi ile ödenmeyen kıdem tazminatı alacağı bakımından tercih hakkını kullanarak alacağının Türk lirası üzerinden ödenmesini istemiştir. Her ne kadar 22.03.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem tazminatının USD olarak ödenmesini talep etmiş ise de yenilik doğuran hakların bir defa kullanılmakla tükendiği dikkate alındığında, ıslahla dahi söz konusu tercihten dönülmesi mümkün değildir.

4. Davacı, dava dilekçesiyle kıdem tazminatı bakımından tercih hakkını, alacağın Türk lirası olarak ödenmesi şeklinde kullanmasına rağmen Mahkemece talebi aşar şekilde USD cinsinden hüküm kurulması isabetsizdir. Bu durumda 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vade tarihindeki kur esas alınarak kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Kıdem tazminatı bakımından vade tarihi ise fesih tarihidir.

Mahkemece fesih tarihindeki kur dikkate alınmak suretiyle, Türk lirası üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının, yine Türk lirası olarak hüküm altına alınması gerekirken taleple bağlılık kuralına da aykırı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.