Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9075 E. 2024/10850 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra, iş sözleşmesinde belirlenen ücretin asgari ücretle bağlantısının kesilmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca eksik ücret ödendiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, ücret alacağının miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, dosya içeriği ve bozmanın kapsamı çerçevesinde, davacının ücret alacağının tespitinde iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinin doğru uygulandığı, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/419 E., 2024/148 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre 01.01.2023-31.12.2024 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesindeki taban ücret uygulaması sebebiyle davacının bireysel iş sözleşmesinde belirlenen ücretinin, asgari ücretle olan bağının 01.01.2023 tarihi itibarıyla kesildiği; somut davadaki hükmün, ücret tespiti bakımından temyiz kesinlik sınırını aşacak şekilde ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

İlk Derece Mahkemesi tarafından reddedilen ve davacı tarafça temyize konu edilen miktar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, karar tarihi itibarıyla ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 28.250,00 TL'nin altında kaldığından; 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin bu sebeple reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken davalı tarafından sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia ederek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, faiz oranına ve faiz başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli kararıyla; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu, alacaklara yürütülen faiz türü ve başlangıç tarihi bakımından da bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.06.2023 tarihli ilâmıyla; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı işçinin 2021 ve 2022 yıllarındaki ücretinin hatalı tespit edildiği; ayrıca dosya içerisinde yer alan 2021 yılı ve devamına ilişkin ücret bordrolarında toplu iş sözleşmesi fark ödemesine ilişkin ek tahakkukların bulunduğu, söz konusu tahakkukların hesaplamalarda hiç değerlendirilmediği anlaşıldığından davalı tarafça sunulan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ödemelere ilişkin ek tahakkukların da ödenip ödenmediği araştırılarak fark alacakların tespitinde dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda kapsama alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekilinin temyiz başvurusu miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

2. Davalı vekili; davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, davacıya ödenen aylık ücretin yanında ikramiye, risk tazminatı, sosyal yardım gibi sürekli nitelikte tahakkuk eden ücret ve ücret ekleri dikkate alındığında iş sözleşmesinde belirlenen ücretin üstünde bir ücret almaya başladığını, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, aksi yorumda davacı ve aynı durumda görev yapan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılması gibi (çifte zam) bir durum oluşacağını, bu durumun ülke genelinde görev yapan tüm çalışanlar arasında eşitsizliğe yol açacağını; ayrıca alacaklara uygulanan faizin oranı ile faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının 2020 ve 2021 yıllarındaki aylık ücret miktarının tespiti ile fark alacakların hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.