"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince ortadan kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflar ve ihbar olunan ... Taah. İnş. ve Tic. AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
İhbar olunan ... Taah. İnş. ve Tic. AŞ hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, davada taraf sıfatı olmayan ve hakkında hüküm kurulmayan ihbar olunanın temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışı şantiyelerinde loder operatörü olarak net 1.800,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def inde bulunduklarını, davacının son ücretinin ve çalışma tarihlerinin bilinmediğini, iddia edilen çalışma şartlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve davacının dava konusu etmiş olduğu alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak davalı işveren tarafından feshedildiği, yıllık izinlerin kullanıldığına ilişkin davalı tarafça herhangi bir delil sunulmadığı, davacının ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığına ilişkin iddiasının ispatlandığı ancak bu çalışmaların karşılığının ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; ilk karara karşı sadece müvekkili Şirket tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasına rağmen ilk kararla hükmedilen tutarlar aşılarak müvekkili lehine oluşan usuli kazanılmış hakların ihlal edildiğini, davacının müvekkili Şirket bünyesinde çalışmadığını, bu nedenle davanın müvekkil Şirket açısından reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu alacakların Rusya Federasyonu İş Kanunu’nun 392 nci maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, hizmet süresinin hatalı tespit edildiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmadığını, net ücretin brüte hatalı çevrildiğini, ayrıca kıdem tazminatının döviz olarak talep edilmesinin mümkün olmadığını ve davacının hiçbir alacağının bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 30.10.2013-19.09.2015 tarihleri arasındaki çalışma döneminin Belarus hukukuna tâbi olduğu, davalıya ait yurt dışı işyerlerinde çalışan davacının iş sözleşmesinin 19.09.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 21.02.2020 tarihinde açıldığı, dolayısıyla Belarus İş Kanunu'nun 242/1 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma sürelerinin dolduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar ve ihbar olunan ... Taah. İnş. ve Tic. AŞ vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
3. İhbar olunan ... Taah. İnş. ve Tic. AŞ vekilinin temyiz dilekçesi reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
4.Belarus İş Kanunu'nun 242 nci maddesi şu şekildedir :
" Çalışanlar haklarını ihlal edildiğini öğrendikleri veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren 3 ay içinde Bireysel İş uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. İşveren çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda zararın tespit edildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir. Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Belarus İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen Belarus İş Kanunu'nun 242 nci maddesinde sözü edilen sürelerin hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de, yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
4. Somut olayda; dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi ve buna bağlı olarak Belarus hukukuna tâbi alacak talepleri yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.
5. Ayrıca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
6. Somut uyuşmazlıkta; davadaki bir kısım taleplerin Belarus İş Kanunu hükümlerinin uygulanması sonucunda zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması karşısında bu sebeple reddedilen Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine reddedilen miktarlar nedeniyle yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. İhbar Olunan ... Taah. İnş. ve Tic. AŞ'nin Temyizi Yönünden;
İhbar olunanın temyiz dilekçesinin temyiz hakkı bulunmadığından REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ihbar olunan ... Taah. İnş. ve Tic. AŞ'ye iadesine,
B. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
C. Davacı Temyizi Yönünden
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (II) numaralı bendinin (4) numaralı alt bendinde yer alan "hak düşürücü süre nedeniyle ayrı ayrı usulden reddine" ibaresinin çıkartılarak yerine "ayrı ayrı reddine" ibaresinin yazılması ayrıca hüküm fıkrasının (II) numaralı bendinin (8) ve (11) numaralı alt bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
"8. Davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,"
"11.Davalı tarafça İlk Derece yargılaması sırasında yapılan 999,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.