"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/592 E., 2024/1248 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında Ankara 20. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 19.09.2023 tarihli karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece 16.01.2024 tarihli karar ile ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesine, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal ... ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını; ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 20. İş Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli kararı ile; davacının davalı Bakanlık bünyesinde bakım personeli olarak alt işveren firmalar nezdinde çalışırken 696 sayılı KHK ile kadroya geçirildiği ve 01.04.2018 tarihinde taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesinin imzalandığı, davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğu, dosya içerisinde yer alan Çumra Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi güvenlik personeli puantaj cetveli başlıklı tabloda "% oranı" sütununda % fazlası şeklinde oran ibaresinin yer aldığı, davacının ücretinin belirlenen bu orana göre asgari ücretin % fazlası olduğu, bu durumda davacıya ücretinin % fazlası oran dikkate alınmadan ücret ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacının fark alacaklarının bulunduğunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2022 tarihli kararıyla; davacı tarafından talep edilen fazla çalışma ücreti alacağının puantaj kayıtlarının saat kaydı içermemesi ve tanık dâhil başka bir delil de sunulmadığından ispat edilemediği gerekçesiyle reddinin yerinde olduğu, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanmasında hata bulunmadığı, hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları ya da asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesinin hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin uygulama olduğu, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı, sürekli işçi kadrolarına geçirilmeyle ilgili söz konusu düzenlemenin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışanların daha önce ücret ile diğer mali ve sosyal haklarını asgari ücretle irtibatlandıran uygulamalara son verdiği, yükleniciler tarafından istihdam edilip de sınavla sürekli işçi kadrolarına geçen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının yeni süreçte Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağı, sözü edilen uygulamanın ... Çalışma Genel Müdürlüğünün görüş yazısına da uygun olduğu, sürekli kadroya geçirildikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarınca bireysel iş sözleşmesinin yapılmamış olmasının, yapılmış olsa dahi ücret kısmının boş bırakılmasının da sonuca etkili olmayacağının açık olduğu; ancak eldeki dosyadaki durumun yukarıda izah edilen uygulamadan farklı olduğu, nitekim davacı ... davalı arasında imzalanan 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 4 üncü maddesinde ücretin açıkça belli bir oran dâhilinde artırılmasına yönelik hüküm bulunmasa da eldeki dosya ile birlikte incelenen seri dosyalarda yer alan ve davalı Bakanlık tarafından dosya kapsamına sunulan Çumra Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi güvenlik/bakım personeli puantaj cetveli başlıklı tablolarda ''% oranı" sütununda %40, %50, %55 vb. oranların yer aldığının görüldüğü, buna rağmen ödemelerin puantajda yazan oran miktarına göre eksik yapıldığı, sonuç olarak davacının eksik ödenen bakiyeyi talep edebileceği, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi hesap raporunda 01.01.2021 tarihinden itibaren yapılan hesaplamalarda ikramiye alacağının da hesaplanması hatalı ise de davacı vekilince ıslah talep edilmediği, bu sebepten davanın dava dilekçesinde belirtilen miktarlar üzerinden kısmen kabul edildiği ve İlk Derece Mahkemesince gerekçede alacak miktarları ile ilgili bir değerlendirmede bulunulmadığı, davacının her durumda talep ettiği 10,00 TL ikramiye alacağının korunduğu anlaşılmakla bu hususun belirtilmekle yetinildiği, sonrasında bakiye alacaklar için ikame edilecek bir davada davacının 01.01.2021 tarihi itibarıyla fark ikramiye alacağına hak kazanmadığının göz önünde tutulması gerektiği, davalı vekilince reddedilen alacaklar bakımından vekâlet ücreti hususundaki istinaf talebinin dayanaksız olduğu, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün neticesi itibarıyla doğru olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 10.04.2023 tarihli bozma ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesince bir taraftan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, diğer taraftan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirildiğinin görüldüğü, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiğine göre Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken anılan hükme aykırı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı, 6100 sayılı Kanun'a uygun şekilde karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.09.2023 tarihli kararı ile; 15.12.2022 tarihli kararda yer alan gerekçe tekrar edilmek suretiyle sonucu itibarıyla doğru ancak gerekçesi isabetli olmayan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte İlk Derece Mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olduğu, ancak yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararın ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 16.01.2024 tarihli ilâmı ile; davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek davacının davalı Bakanlık ile imzalamış olduğu 02.04.2018 tarihli sözleşmede ücretin asgari ücretin katları yada belirli oranda fazlası üzerinden ödeneceği şeklinde bir düzenleme bulunmadığı, davalı Bakanlıkça davacının ücretinin yürürlükte bulunan düzenlemelere uygun bir şekilde belirlendiği ve ödendiği anlaşılmakla davacının fark alacaklara ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, kabule göre de Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan ilave tediye alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde en yüksek banka mevduat faiz uygulanmasının bir diğer hatalı yön olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Bakanlık ile imzalamış olduğu 02.04.2018 tarihli sözleşmede ücretin asgari ücretin katları ya da belirli oranda fazlası üzerinden ödeneceği şeklinde bir düzenleme bulunmadığı, davalı Bakanlıkça davacının ücretinin yürürlükte bulunan düzenlemelere uygun bir şekilde belirlendiği ve ödendiğinin anlaşılmasına göre davacının fark alacaklarına ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvurusunda; bireysel iş sözleşmesinde bir oran bulunmasa da davacının ücretini % oranında farkla aldığının puantaj kayıtlarından anlaşıldığını, davacının onayı alınmaksızın ücretin düşürülemeyeceğini, gece zammı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin talebin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının ispatı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK 'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32, 41, 44, 46, 47, 68 ve 69 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesin, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.