Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9320 E. 2024/11971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapma yükümlülüğünün olup olmadığı ve davacının fark alacağına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işveren tarafından davacıya verilen belgede, emeklilik aylığı miktarının yalnızca enflasyon ayarlamalarına esas teşkil edeceğinin belirtildiği, işverenin emekli aylığına enflasyon oranında zam yapacağına dair bir taahhüdünün bulunmadığı ve ilgili talimatnamelerde de bu yönde bir hükmün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/449 E., 2024/857 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında Mersin 3. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işveren nezdinde uzun yıllar çalışması sonrasında emekliliğe hak kazandığını, davalı işvereninin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan emeklilik aylığı dışında Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil etmek üzere emeklilik aylığı bağlandığını, 01.07.1974 tarihli Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik ve Ölüm ve Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi (01.07.1974 tarihli Talimatname) ile 28.03.1983 tarihli Ataş Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Emeklilik Ölüm ve Tam Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi'nden (28.03.1983 tarihli Talimatname) anlaşılacağı üzere emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik aylığı ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile emeklilik aylığının hesaplama usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini, aynı durumun işçiye verilen muvafakatnamede de yer aldığını, davacıyla aynı konumda olan Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G. gibi işçilere bu taahhüdün verildiğini, bu durumun işyeri şartı hâline geldiğini ve Şirket politikası olduğunu, davalı işverenin işyeri şartı hâline geldiği üzere her yıl enflasyon oranında zam yapması gerektiğini, davacının emekli aylığına çok cüzi oranlarda zam yapıldığını, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 6 ncı maddesinde hizmet sunucusunun temel yükümlülükleri, ekonomik varsayımların kapsamı ve enflasyon oranının diğer değişkenlerinin bir sonucu olduğunu, aktüerin bu veriyi seçebileceğinin yer aldığını, BP Petrolleri AŞ'nin emeklilik programında da enflasyon oranının esas alınması gerektiğinin yer aldığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin benzer bir uyuşmazlığa ait 11.01.2005 tarihli ve 2004/33577 Esas, 2005/470 Karar sayılı kararının olduğunu, Mersin 2. İş Mahkemesinin 31.03.2017 tarihli ve 2014/637 Esas, 2017/214 Karar sayılı kararına davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/1776 Esas, 2017/2086 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiğini iddia ederek davacının emekliliğe hak kazanmasından sonra almaya başladığı emekli aylığına yıllık bazda zam yapılması gereken tarihten başlanarak aylara göre tespit edilecek enflasyon rakamları üzerinden hesaplama yapılması ile ödenmesi lazım gelen emekli aylıklarının ilgili rapor tarihini de kapsayacak şekilde ve her ay için ayrı ayrı gösterilmek üzere tespitine, davacıya eksik ödenen emeklilik aylık tutarlarının da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekliye ayrıldığını, ihtirazı kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, 28.03.1983 tarihli Talimatname'nin 7 nci maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; BP Petrolleri AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı ve emsal alınması gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep ... olmadığını, ek emekliliğin yasal bir zorunluluktan doğmadığını, davacıya bugüne kadar gerekli artışların yapıldığını, aylıkların herkes için aynı oranda artırıldığını, davacının yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarihli kararı ile; davalı tarafça emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği, ancak yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik aylığı ile fiilen ödenen emeklilik aylığı arasındaki farkın davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının, davalı tarafın zamanaşımı def'i de dikkate alınarak hesaplama yapılan dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2023 tarihli kararı ile; davacının 24.02.2005 tarihinde davalıya ait işyerinden emekli olarak ayrıldığı, 01.07.1974 tarihli Talimatname ve 28.03.1983 tarihli Talimatname uygulaması gereğince davalının kendi Şirketinde çalışarak emekli olan işçisine, SGK nezdindeki emeklilik aylığından hariç olmak üzere ilave emeklilik aylığı ödediği, işveren tarafından, işçilerden katılma payı alınmaksızın ödenen bu emekli aylığının ihtiyari ve işverenin takdirinde bir ödeme olduğunun ve Talimatname'de her yıl enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığının savunulduğu görülmekle işveren tarafından, dosyada mübrez Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G. isimli işçilere verilen yazılı taahhütlerde emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılacağı belirtilmiş olup eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı Dairenin emsal nitelikteki 2019/4140 Esas ve 2022/1055 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/10465 Esas ve 2021/14526 Karar sayılı kararı), davalı tarafça davacının işten ayrılma belgesinde belirtildiği üzere 2005-2007 tarihlerindeki ödemenin sabit erken emeklilik ödemesi olması nedeniyle bu dönemde, zam oranının uygulanmaması gerektiği yönündeki istinaf nedenine dayanılmış ise de işverence emeklilik tarihleri farklı dava dışı işçiler yönünden de olsa, 2003 tarihinden itibaren uygulanan zam oranını gösterir belge sunulması dikkate alındığında işverenin çelişkili eylemi ve eşit işlem borcu ilkesi nedeniyle bu yöndeki istinaf talebinin de yerinde olmadığı, aynı işveren hakkındaki Yargıtay tarafından onanan dosyalarda da işçilerin emekli olduğu tarihten itibaren enflasyon oranında zam yapılarak hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, davacı istinaf bakımından yapılan incelemede ise 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 34 üncü maddesine göre gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı hükmünün bulunduğu, maddede sözü edilen ücret geniş anlamda ücret olup çalışma karşılığı ücretler, ikramiye, prim, jestiyon ve benzeri ödemelerin yanı sıra fazla çalışma, hafta tatili ile ... ve genel tatil ücretlerinin de bu kapsama dâhil olduğu, dava konusu ek emeklilik alacağı da ücret mahiyetinde olup kanun gereği talep konusu alacaklara temerrüt tarihinden itibaren mevduat faizi uygulanması gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.01.2024 tarihli kararı ile; davalı Şirketçe ödenen emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinin tespiti ve bu farkın tahsili talebine ilişkin açılan davada yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmede, davacı ile aynı konumda olan dava dışı işçilere yönelik taahhütler de gerekçeye konu edilmek suretiyle davalının eşit işlem borcuna riayet etmediği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiş ise de yapılan değerlendirmenin ve varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği; fark ücret alacağı kabulüne dayanak gösterilen emsal işçilerin davacı ile aynı nitelik ve konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Talimatname gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince karar gerekçesine dayanak yapılan, dava dışı işçiler Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtların getirtilip davalı Şirketçe, bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyulmasına karar verilerek her ne kadar Dairece eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da emeklilik aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı davanın kabulüne karar verildiği ve bu hususta yapılan incelemenin yetersiz olduğu sabit ise de dosyanın yeniden değerlendirilmesinde, dava dilekçesindeki iddianın davacıya işveren tarafından emekli aylığında enflasyon oranında artış yapılacağının taahhüt edilmesi yönünde olduğu ve dava dilekçesinin ekinde de bu yöndeki belgenin sunulduğu görülmekle işverenin söz konusu taahhüdü ile bağlı olduğu hususu da gözetilerek işbu değişen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmeksizin karar verildiğini, eksik inceleme yapıldığını, usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davacı tarafa ya da herhangi bir emekliye emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılacağı yönünde herhangi bir taahhüt verilmediği gibi Talimatname'de bu yönde bir hüküm de bulunmadığını, iştiraksiz emeklilik sisteminden bağlanan emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılması yönündeki talebin hukuki dayanağının tamamen yanlış değerlendirildiğini ve adeta işvereni bağlayıcı bir düzenleme veya işyeri şartı varmışçasına haksız ve adaletsiz karar verildiğini, tamamen katkı paysız işverenin tek taraflı bağışı, jesti mahiyetindeki bir emeklilik aylığı için sanki SGK tarafından bağlanmış bir emekli aylığı söz konusuymuş gibi enflasyon oranında artış yapmanın ya da eksik artış yapıldığını iddia etmenin hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğunu, ne davacıya ne de bir başka işçiye enflasyon oranında artış uygulanmadığını, tüm iştiraksiz sistem emeklilerine aynı oranda artış uygulandığının sabit olduğunu, yıllardır emekli aylığını bu şekilde alan işçiler lehine değil işveren lehine işyeri şartının varlığından söz edilebileceğini,

emsal davalarda da aynı kriter etrafında yargılamalar yapıldığını ve davaların işveren lehine olarak ret kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini ileri sürerek davanın reddi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. Dairemizin 13.03.2024 tarihli ve 2024/3295 Esas ve 2024/4807 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf; emeklilik tarihinde davalı işveren tarafından kendisine verilen taahhütname ve aynı işyerinde çalışarak emekli olan dava dışı işçiler Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G'ye verilen taahhütnameleri emsal göstererek işyerinde ilave emeklilik planı doğrultusunda emekli olan işçilere SGK nezdindeki emekli aylığından hariç olmak üzere emeklilik aylığı bağlanması yönünde işyeri uygulaması bulunduğunu iddia etmiş olup gerek davalı işverence kendisine verilen taahhütname içerikleri gerekse de davalı Şirkette yürürlükte bulunan 01.07.1974 ve 28.03.1983 tarihli Emeklilik, Ölüm, Maluliyet ile İlgili Karşılıksız Yardımlara İlişkin Talimatnameler ile 01.03.2009 tarihli Yönetmelik'in ilgili hükümlerine dayanarak davalı Şirketçe ödenen emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinin tespiti ve bu fark alacağın tahsilini talep etmiştir. Bozma sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava dilekçesindeki iddia da dikkate alınmak suretiyle işveren tarafından emekli aylığında enflasyon oranında artış yapılacağının taahhüt edildiğine ilişkin belgenin dava dilekçesi ekinde bulunduğu, işverenin söz konusu taahhüdü ile bağlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

2. Davalı Şirket tarafından davacıya hitaben düzenlenen 03.01.2005 tarihli belge içeriğine göre, davacının 03.01.2005 tarihinden itibaren işyerindeki erken emeklilik uygulaması kapsamına alındığı, buna göre davacıya bir kısım emeklilik ödeneği ve işçilik alacaklarının ödenmesinin yanı sıra 03.01.2005 tarihinden itibaren aylık brüt 1.171,03 YTL emeklilik aylığı ödenmesinin kararlaştırıldığı, belirtilen aylık miktarın Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil edeceğinin ifade edildiği görülmektedir. İlgili belge içeriğinden, uyuşmazlık konusu emeklilik aylık miktarının yalnızca enflasyon ayarlamalarına esas teşkil edeceğinin ifade edildiği anlaşılmakta olup işverence emeklilik aylığına enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin bağlayıcı bir taahhüdün yer almadığı görülmektedir. Ayrıca dosya kapsamında yer alan 01.07.1974 ve 28.03.1983 tarihli Talimatnamelerde de bu yönde bir taahhüdün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.