Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9331 E. 2024/11223 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı dönemde davalı şirketin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve yararlanabileceği dönem için alacaklarının hesaplanması, faiz, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının, bozma ilamına uygun olarak davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği dönemi doğru şekilde belirlediği ve alacak hesaplamalarında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/461 E., 2024/327 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 20.09.2022 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 05.07.2023 tarihli kararı ile ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya bağlı Dicle Barajı işyerinde çalıştığını ve Tes-İş Sendikası üyesi olduğunu, davalı tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı bir şekilde asıl işin bölünerek davacının işvereni konumunda gösterilen firmalara ihale edildiğini, muvazaa açısından açılan davaların Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin muvazaalı olarak çalıştırıldığı hâlde işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi gereği ödenmesi gereken bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek davacının, ilk işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren olan davalı Şirketin işçisi olduğunun tespiti ile iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihale makamı olan davalı Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, talep konusu alacaklardan davalı Kurumun sorumlu olmadığını, 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (4628 sayılı Kanun) 15 inci maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisinin hukuken geçerli olduğunu, alt işveren işçilerinin Teşekkül işçilerine tanınan haklardan yaralanmalarının mümkün olmadığını, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4 üncü maddesine göre Kamu İşveren Sendikasının taraf olmadığı ve sendika tarafından yürütülmeyen toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemeyeceğini, Kamu İşveren Sendikasının yetkilendirilmemesi nedeniyle ve ayrıca ihalenin de 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılmayıp 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında yapılmasından dolayı davacının taleplerinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 30. İş Mahkemesinin 13.09.2018 tarihli ve 2018/2 Esas, 2018/362 Karar sayılı kararı ile; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak taraflar arasında görülen Ankara 4. İş Mahkemesinin 2014/607 Esas sayılı dava dosyasında Mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile muvazaanın kabul edildiği, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklarından faydalanması gerektiğinin hüküm altına alındığı, alınan kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, işbu dosyada talep edilen alacak kalemlerinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklı hak ve alacakların içerisinde yer aldığı, bu doğrultuda davacının iş güçlüğü tazminatı, ikramiye ve sosyal yardım ile ilave tediye alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 02.12.2020 tarihli ve 2019/102 Esas, 2020/2938 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından davalıya karşı aynı alacak talepleriyle açılan davada; Ankara 4. İş Mahkemesinin 07.02.2017 tarihli ve 2014/607 Esas, 2017/118 Karar sayılı kararı ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.04.2017 tarihli ve 2017/1030 Esas, 2017/602 Karar sayılı kararının Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.09.2017 tarihli ve 2017/39090 Esas, 2017/18839 Karar sayılı ilâmıyla onanarak kesinleştiği, davalı ile dava dışı yüklenici şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının dava konusu alacaklara hak kazandığının kesinleşmiş yargı kararı ile tespit edildiği, Mahkemece taraflar arasında görülen önceki dava dışında kalan 22.05.2014 ila 30.11.2017 arası dönem için davaya konu alacakların hesaplanıp hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.03.2021 tarihli ve 2021/2597 Esas, 2021/6765 Karar sayılı ilâmı ile; 4628 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi ile gerekli hâllerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini düzenlediği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun (6446 sayılı Kanun) ise bu hükmü yürürlükten kaldırdığı ve Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini öngördüğü, davacının da çalıştığı ... Turizm Madencilik Enerji İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) ile Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna ilişkin olarak açılan davalarda muvazaa tespiti yapılarak kesinleştiğinden, davacının ... Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabulünün isabetli olduğu, ancak davacı 01.09.2017 tarihinden hesaplamanın yapıldığı 30.11.2017 tarihine kadar ... Mühendislik Enerji Tem. Gıda İnş. ve Tic. AŞ'de (... Şirketi) çalışmış olup bu dönem için de muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği, yapılacak araştırmada; 01.09.2017 tarihinden sonra verilen işin Kurul tarafından belirlenen işlerden olduğu, 6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edildiği ve böylece geçerli hizmet alım sözleşmeleri yapılmış olduğu, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak dava konusu alacakların, 01.09.2017 tarihine kadarki dönem için toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre 01.09.2017 sonrası için ise toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın hesaplanarak hüküm altına alınması; 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise davacı işçinin sendika üyesi olduğu dikkate alınarak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ve 2021/287 Esas, 2022/506 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmında belirtilen noksan hususların giderilmesi için gerekli işlemlerin yapıldığı, bilirkişiden ek rapor alındığı, davalı Şirket ile her iki alt işveren Şirket arasında yapılan ihale sözleşme içeriklerine göre işin konusunun, işin tanımı ve kapsamının aynı olduğu, davalı Şirket ile alt işveren Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunun kabulünün gerektiği, bu husus da dikkate alındığında dava konusu uyuşmazlığın davalı işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı hak ve alacakların istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında görülen Ankara 4. İş Mahkemesinin 2014/607 Esas sayılı dava dosyasında Mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile muvazaanın kabul edildiği, bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, işbu dava dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı hak ve alacakların içerisinde yer aldığı, davacının iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve ilave tediye alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 05.07.2023 tarihli ve 2023/9623 Esas, 2023/10641 Karar sayılı ilâmı ile; Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 6446 sayılı Kanun'a dayanılarak hazırlanan ve 02.11.2013 tarihli ve 28809 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik ile üretim ve tedarik lisansı olan EÜAŞ'ın lisansı kapsamındaki hak ve yükümlülükleri belirlenerek hangi faaliyetlerde bulunabileceğinin açık bir şekilde düzenlendiği, dava konusu dönemde davalı EÜAŞ tarafından dava dışı ... Şirketine hizmet alım sözleşmesi ile verilen işin “72 kişi ile 3 aylık Dicle HES Kralkızı HES ve Batman HES’in işletme bakım ve onarım hizmet alım işi” olduğu ve davacının bu sözleşme kapsamında bakım personeli olarak çalıştığı, hizmet alım sözleşmesi ile verilen işin, Yönetmelik'in 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca EÜAŞ'ın üretim lisansı kapsamında hizmet alım sözleşmesi ile verebileceği işlerden olduğunun anlaşıldığı, alt işverenlik sözleşmeleri kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise 4857 sayılı Kanun'da öngörülen işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde yer alan mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş şartı sınırlandırması burada aranamayacağından, bu sözleşmelerin geçerli olacağı, davacının hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırıldığı, başka bir işte çalıştırılmadığının da açık olduğu, Mahkemece, davacının ... Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabulü ile 01.09.2017 tarihine kadarki dönem için davacının alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre hüküm altına alınması; bu dönem sonrası için ise alt işverenin işçisi olan davacı, davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından toplu iş sözleşmesine dayananan alacakları ile ilave tediye alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda, davacının 01.09.2017 tarihine kadar olan dönem için alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre hüküm altına alındığı, bu dönem sonrası için ise alt işveren işçisi olan davacı, davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından toplu iş sözleşmesine dayanan alacakları ile ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; 01.09.2017 tarihinden sonraki dönem için muvazaanın olmadığı gerekçesiyle talep edilen alacakların reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, işletilen faiz türünün hatalı olduğunu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin de hatalı hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; 4734 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda yaptığı ihaleler sonucu ihaleyi kazanan firmalarla imzaladığı sözleşmelerin muvazaalı olarak kabul edilemeyeceğini, her ne kadar davacı işçi Teşekkülden iş alan birkaç farklı firmada çalışmış ve firmalar değişse dahi çalışmaya devam etmişse de sadece bu durumun muvazaa yapıldığını kanıtlamadığını, müvekkili Teşekkül açısından bir muvazaanın bulunmadığını, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği dönemin belirlenmesi ile dava konusu alacakların hesaplanması, faiz, hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6446 sayılı Kanun, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.