Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9487 E. 2024/14567 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin taleplerinin reddine dair kararın Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı sonrası yeniden yargılaması sonucu verilen kısmi kabul kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin nihai kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı ve davalı vekillerinin temyiz sebeplerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davacının bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 08.06.2023 tarihli karar ile davacının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sürekli olarak davalı Belediyede çalışmış olmasına rağmen ihale alan Şirketlerde sigortalı gösterildiğini, davalı Belediyenin asıl işveren diğer davalıların ise alt işveren olduklarını, davalı işyerinde fazla çalışma yapmasına, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, asgari geçim indirimi alacaklarının ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili ile iş sözleşmesi imzalamış olan ... (... Temizlik Şirketi) ve alt yüklenicisi olan ... .... Tm. Hiz. ünvanlı şirketin elemanı olarak çalıştığını, sosyal hak ve ücretleri açısından davalı ... ile bir ilişkisi olmadığını, davacının 17.04.2014 tarihinde sebepsiz yere işyerini terkettiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca kamu kurumlarının alt işveren işçilerinin ihbar ve kıdem tazminatı ile diğer haklarından sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ... Temizlik Şirketine müteahhitlik hizmeti verdiğini, bu kapsamda yanında işçi çalıştırdığını, davacının işe devamsızlık yaptığını, bu hususta tutanak düzenlendiğini ve işçiye ihtarname keşide edildiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, süre sonunda işin bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin sona erdiğini, bu sebeple davacının ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının zincirleme iş sözleşmesi ile çalışmadığını, bu sebeple somut olayda işyeri devri kurallarının uygulanamayacağını, davalının, asıl işverenin haklı talebi doğrultusunda gerekli yazılı bildirimleri yaptıktan sonra çalışanların iş sözleşmelerini haklı olarak feshettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı ... Temizlik Şirketi temsilcisi cevap dilekçesinde; ihale süresi bitmeden işten el çektirildiklerini, mevsimlik/geçici işçi olarak çalışan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davalı işyerinde fazla çalışma yapılmadığını ve tatil günlerinde çalışılmadığını, ücret bordrolarını ihtirazı kayıt koymadan imzalayan davacının alacak taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkeme Kararı

Mahkemenin 25.03.2016 tarihli kararıyla; iş sözleşmesinin ihale süresinin sona ermesi üzerine iş bitimi sebebiyle feshedildiği ve fesih yapılırken işçiye ihbar önelinin kullandırıldığının ispat edilmediği davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedilmesi nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, dosya içeriğine göre asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının sübut bulduğu, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacakları bakımından dinlenen tanık beyanları doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

B. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli kararı ile; davacının dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve asgari geçim indirimi ücret alacaklarının miktarını belirleyebilme imkânına sahip olduğu, anılan alacak kalemleri yönünden belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından belirtilen talepler yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda salt davacı ile menfaat birliği içinde olan davacı tanıklarının beyanları esas alınarak fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alındığı, ancak davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık anlatımına itibar edilmesinin de mümkün olmadığı; bu sebeple davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 13.12.2018 tarihli kararı ile; bozma ilâmına uyularak davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı ve asgari geçim indirimi alacakları taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin ise ispatlanamadığından esastan reddine karar verilmiştir.

D. Onama Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli kararı ile; davanın reddine dair hükmün onanmasına karar verilmiştir.

IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bireysel Başvuru

Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 08.06.2023 tarihli kararı ile; davacının açtığı belirsiz alacak davasının dava şartı yokluğundan reddedilmesinin usul hukukundaki imkânlar gözetildiğinde, başvurulabilecek son çare olmadığı belirtilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddi suretiyle Anayasa’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Mahkeme Kararı

Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen ihlal kararı üzerine yeniden yargılama yapan Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispat yükü kendisinde olan davalılarca davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle feshedildiğinini davalı tarafça ispat edilemediği, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yine davalılarca davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı yahut asgari geçim indirimi ödendiğinin ispat edilemediği; dava konusu fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerine dair hesaplamada ise tek başına davalı işverene karşı davası olan tanıkların anlatımına değer verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararının sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, kısmen bir ihlal kararı verilmediğini, buna rağmen Mahkemenin ikili bir ayrım yaparak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli bozma ilâmınında kararı temyiz etmeyen davalılar lehine bozma kararı verilmesinin maddi hata olduğunu ve maddi hatanın her aşamada düzeltilebileceğini, tanık beyanları ile fazla çalışmanın ispatlandığını, işçilerin birbirlerine tanıklıklarının menfaat birliği oluşturacağına ilişkin herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, davalılar tarafından tanıklara itiraz edilmediğini belirterek Kurtalan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 13.12.2018 tarihli kararının yok hükmünde kabul edilerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli bozma ilâmının maddi hatanın düzeltilmesi yoluyla kaldırılarak Mahkemenin ilk kararının onanmasına, bu talep kabul edilmez ise Mahkemenin son kararının davacı lehine bozulmasına karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili; davacının, müvekkili Belediye bünyesinde doğmuş ve ödenmeyen herhangi bir alacağı bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilen tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve asgari geçim indirimi alacak taleplerinin ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun'un 17, 53 ve 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi yollamasıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı, Dairemizin 26.02.2024 tarihli ve 2024/558 Esas, 2024/3615 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.