Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9534 E. 2024/12512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde çalıştığı dönemde, ücret derecesinin doğru belirlenmediği, psikolojik tacize uğradığı ve bu sebeplerle maddi-manevi zarara uğratıldığı iddiasıyla açtığı alacak davasında, arabuluculuk şartının yerine getirildiği tarihten sonraki dönem için hüküm kurulup kurulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca, arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğundan, arabuluculuk son tutanağı tarihinden sonra muaccel olan alacaklar için dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı bulunmuş ve bu husus gözetilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/455 E., 2024/195 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 16.07.1990 tarihinde saraç olarak işe başladığını, 1999-2006 yılları arasında posta başı olarak çalıştığını ve (C) gruba hak kazandığını, 2006-2017 yılları arasında branşı dışında vasıfsız işçi olarak çalıştırıldığını, 2017 yılından sonra mesleğine geri döndüğünü ancak postabaşı olarak çalıştırılmadığını, müvekkilinin üzerinde postabaşı olarak çalıştırılan işçinin, hem kıdem olarak hem de tahsil olarak daha düşük bir pozisyonda olduğunu, bunun toplu iş sözleşmesine aykırı olduğunu, davacıya mobbing (psikolojik taciz) uygulamasının yapıldığını, haksız olarak idareci görevinden alınması sebebiyle aylık ücretinin düştüğünü, maddi ve manevi zararın meydana geldiğini ileri sürerek davacının ücret derecesinin tespitini ve bu dereceye bağlı olarak ücret farkının, ikramiye farkının ve ilave tediye farkının psikolojik taciz sebebiyle maddi ve manevi tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının çalışmaya devam ederken 21.02.2012 tarihli protokol ile 01.03.2011 tarihinden önce işe alınan ve öğrenim veya çalışma hayatı itibarıyla hatalı ücret derecesinden işe başlatılan işçilerle ilgili olarak düzenlemenin yapıldığını, davacının 06.03.2012 tarihinde müracaat ettiğini, düzenlemelere uygun talepler kabul edilerek gerekli düzenlemelerin yapıldığını, davacının işe başlatıldığı meslek ile önceki işyerinde çalıştırıldığı mesleğin farklı olması sebebiyle ücret derecesinin düzeltilmesinin mümkün olmadığını, davacının ücret derecelerinin tespitinde ve çalışma alanlarının belirlenmesinde İdare tarafından hatalı veya eksik bir işlemin söz konusu olmadığını, tüm işlemlerin mevzuata uygun olarak gerçekleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli kararı ile; Sosyal Güvenli Kurumu kayıtlarına göre davacının önceki çalışma hayatında mesleğinde 01.01.1986-01.07.1990 tarihleri arasında çalışması bulunduğu, önceki çalışmaları dikkate alınmadan ve bu çalışmaları intibak süresinde değerlendirilmediğinden davacının 01.10.2018 tarihinde 32. ücret derecesinde intibakının yapılması gerektiğinin kabulü ile davacının Kurumun yapmış olduğu işlemden dolayı hüküm altına alınan alacaklardan daha fazla zarara uğradığını ve Kurum işlemi ya da psikolojik tacizden dolayı maddi olarak ne gibi bir zarara uğradığını ispat edemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 24.11.2022 tarihli kararı ile; işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmeleri kapsamında, davacının ücretinin belirlenmesinde, davalıya ait işyerinde çalışmaya başlamadan önceki çalışma hayatının da dikkate alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesi aşamasında düzenlenen bilirkişi raporlarında delillerin değerlendirilerek gerekli incelemenin yapılıp usulünce tespit edilen ücret tutarı üzerinden fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının hesaplandığı, Mahkemece bilirkişi raporları doğrultusunda hüküm tesis edilmesinde isabetsizliğin bulunmadığı, maddi tazminat koşullarının oluşmadığı, psikolojik taciz iddiası ise yeterli delille kanıtlanmadığından manevi tazminata hak kazanılmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 30.03.2023 tarihli ilâmı ile; davacı vekilinin tüm davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel olan 13.11.2019 son tutanak tarihi ile 14.12.2019 arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama neticesinde aldırılan bilirkişi ek raporuna itibar edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; iddia ve istemlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının derecesinin ve ücret miktarının usulüne uygun şekilde belirlendiğini, hükmedilen faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; arabuluculuk son tutanak tarihi ile sınırlı olan dönem için alacakların hesaplanmasına ve faize ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Millî Savunma Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.