"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/163 E., 2024/142 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Öz Büro İş Sendikası üyesi olduğunu, Yüksek Hakem Kurulunun 2018/403 Esas, 2018/1120 Karar sayılı kararı uyarınca 01.02.2018-25.03.2019 yürürlük süreli ve 2019/241 Esas, 2020/374 Karar sayılı kararı uyarınca da 01.01.2019-30.11.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmelerinin işyerinde uygulanmaya başlandığı; ancak müvekkili davacının 01.02.2018 tarihinden itibaren belirtilen toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı çocuk parası, yakacak yardımı, dinî ... yardımı, ikramiye, ücret zammı, ulusal ... ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti farkı, yemek yardımı, öğrenim yardımı, doğum yardımı, hastalık yardımı, gece çalışması ücreti alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı asıl işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet alımı kapsamında istihdam edilirken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davacı ile kadroya geçiş sürecinde sulh sözleşmesi yapıldığını, sulha konu olan ve İdare lehine feragat edilen konuların işbu dava ile talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının ücrete ilişkin iddialarını kabul etmediklerini, davacının ücretinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca belirlendiğinden yapılan ödemelerin hukuka uygun olduğunu, faiz oranı ve başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli kararı ile; davacının 01.02.2018-04.08.2020 tarihleri arasında dava dışı Fonet Bilgi Teknolojileri AŞ bünyesinde çalışmalarının bildirildiği, dava tarihi itibarıyla sürekli işçi kadrosuna geçirilmediği, davalı Kurum ile dava dışı Fonet Bilgi Teknolojileri AŞ arasında 31.01.2018 tarihinde "Destek Personeli Hastane Bilgi Yönetimi Hizmet Alımı" başlıklı hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve davacının işbu sözleşme kapsamında çalıştığı, Yüksek Hakem Kurulunun 18.08.2016 tarihli ve 2016/747 Esas, 2016/952 Karar sayılı kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinin 01.01.2016-31.01.2018 tarihleri arasında; 03.09.2019 tarihli ve 2019/241 Esas, 2019/374 Karar sayılı kararı ile uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesinin de 01.01.2019-30.11.2020 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde yürürlükte olduğu, davacının her iki toplu iş sözleşmesinden de yararlanması gerektiği, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasında sona eren toplu iş sözleşmesinin iş sözleşmesine ilişkin hükümlerinin yenisi yürürlüğe girinceye kadar iş sözleşmesi hükmü olarak devam edeceğinin öngörüldüğü, süresi sona eren toplu iş sözleşmesinde yer alan ücret, fazla çalışma ücretleri, prim, ikramiye, yıllık izin ücreti, çalışma süreleri, ödenecek sosyal yardımlara ilişkin düzenlemelerin, iş sözleşmesine ilişkin hükümler olarak yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girinceye kadar uygulamaya devam ettirilmesi gerektiği; bu sebeple 01.02.2018-01.01.2019 tarihleri arasındaki dönem için 01.01.2016-31.01.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinde öngörülen art etki uyarınca, 01.01.2019-30.11.2020 tarihleri arasındaki dönemi için ise aynı hüküm ve şartları ihtiva eden 01.01.2019-30.11.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli kararı ile; davacının dava dışı alt işveren işçisi olduğu, davalı nezdinde sürekli işçi kadrosuna geçmediği, davalı Bakanlık ile dava dışı alt işveren arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi olmadığı, davacı işçinin çalıştığı dava dışı alt işverenler arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, bu sebeple davalı ... Bakanlığının asıl işveren olarak tüm alacaklardan müteselsilen sorumlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep konusu alacakların usulüne uygun şekilde hesaplandığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise miktardan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.03.2023 tarihli kararı ile; davacı tarafça 01.02.2018 tarihinden dava tarihine (04.08.2020) kadar işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar talep edilmiş olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 01.02.2018-01.01.2019 tarihleri arasındaki alacakları, 01.01.2016-31.01.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinde öngörülen art etki uyarınca hesaplanmış ise de, davacının toplu iş sözleşmesinin art etkisi nedeniyle iş sözleşmesi hükmü olarak sadece akçalı alacaklardan yararlanması mümkün olup yürürlüğü sona eren toplu iş sözleşmesinin art etkisi kapsamında ücret zammı talep edilemeyeceğinden art etki dikkate alınarak zamlı ücret hesabı ile zamlı ücrete göre fark alacakların hesaplanıp hüküm altına alınmasının hatalı olduğu; ayrıca dosya içerisinde, 01.01.2019-31.12.2019 ve 01.01.2020-30.09.2020 dönemlerine ilişkin toplu iş sözleşmesi fark ücret tablolarında bulunan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklara ilişkin imzasız banka kayıtları da kapsama alınarak ödendiğinin anlaşılması hâlinde talep konusu dönem ile sınırlı olmak üzere ilgili alacaklardan mahsubu gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda kapsama alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 31.10.2020 tarihine kadar yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlendiğini, ilgili yasal düzenlemeler uyarınca davacının işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden en erken 01.11.2020 tarihi itibarıyla yararlanabileceğini, davacının sendikaya üye olduğu belirtilmişse de davacının sendika aidatlarını ödeyip ödemediği ve sendika üyeliğinin yetkili işçi sendikasınca hangi tarihte işverene bildirildiği hususu dikkate alınmadan işçilik alacaklarının hesaplandığını, ikramiye alacağının hatalı hesaplandığını, davacı ile yapılan bireysel iş sözleşmesinde yer alan ücrete ilişkin oranın davalı Kurumun iradesini yansıtmadığını, bu nedenle davacının fark alacaklara hak kazanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının talep konusu 01.02.2018-04.08.2020 dönemini kapsayan ve işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının miktarı ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark alacakların ödenip ödenmediği hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.