"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 18.09.2015-20.03.2017 tarihleri arasında davalı Şirket bünyesinde aylık 4.000,00 USD ücret ile ... Demiryolu Projesinde mutfak ve yemek hizmetleri yetkilisi olarak çalıştığını, davacının ücretinin ... Çukurambar Şubesine yatırıldığını, davacının haftanın 7 günü 06.00-00.00 saatleri arasında aralıksız çalıştığını, 05.30 civarında kahvaltının hazırlanması, denetlenmesi, dağıtılması işleri için işbaşı yaptığını, çalıştığı demiryolu hattında dört mutfak bulunmasından dolayı ve denetlenmesi, tedariki gereken diğer işler dolayısıyla tüm gün boyunca öğlen ve akşam yemek servislerini de kapsayacak şekilde aralıksız mobil olarak çalıştırıldığını, gece 00.00’da çalışanlara yemek servisi olması dolayısıyla bu saati de geçecek şekilde çalıştırıldığını, belirtilen saatlere bakıldığında davacının yasal sınırların çok üzerinde çalıştırıldığının anlaşıldığını, bu fazla çalışmalarının karşılığının davacıya ödenmediğini, şantiyede normal şartlarda çalışanlara 15 günde bir tatil yaptırılmasına rağmen davacının yukarıda belirtilen işlerin yapılması istendiğinden haftanın 7 günü çalıştığını, bu hafta tatillerinde yapılan çalışmaların karşılığının davacıya ödenmediğini, yine tüm dönem boyunca ulusal bayram ve genel tatillerin tümünde çalıştırıldığını, ancak bunlara karşılık gelen ücret alacaklarının da davacıya ödenmediğini iddia ederek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin kanuna aykırı olduğunu, iş sözleşmesinin projenin ilgili aşamalarının tamamlanması nedeniyle “iş bitimi” sebebiyle hakları ödenerek sona erdiğini, davacının ...Demiryolu Projesinde 18.09.2015-21.03.2017 tarihleri arasında yemekhane yetkilisi olarak aylık 4.000,00 USD ücret ile çalıştığını, davacının sabit ücret usulüne göre çalıştığını, iş sözleşmesi süresince yapmış olduğu tüm çalışmalar ile bu kapsamda varsa tüm ücretleri ile sair her nevi alacaklarının ücret bordrosuna yansıtılarak banka kanalıyla davacıya ödendiğini, davacının tüm çalışma süresi boyunca Türkiye standartlarının çok üzerinde ve asgari ücretin yaklaşık 9 katına tekabül eden ücret aldığını, bu ücretin davacının tüm çalışmalarını karşılayacak nitelikte kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle davacının fazla çalışma ücreti de dâhil ilave bir ücrete hak kazanamayacağını, davacının davalı işyeri bünyesinde yapmış olduğu her nevi çalışmaların ve proje kapsamındaki olağan çalışmaların ücreti dâhilinde olduğunu bildiğini, davacının kendi çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, davacının 21.03.2017 tarihli ibraname ile ibra etmiş olduğunu, söz konusu ibranamede yaptığı fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretlerini zamanında ve tam aldığını beyan eden davacının, işvereni tüm hak ve alacakları bakımından ibra ettiğini, davacının hafta tatili yapmaksızın kesintisiz biçimde ve sadece ayda iki gün tatil yaparak çalışmasını hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının süresinde 30 gün izin kullandığını, Mart 2017 bordrosunda görüleceği üzere yıllık ücretli izin bedeli, kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin yapılmış olduğunu, davacının faiz taleplerinin haksız olduğunu, davalı Şirket merkezi arşiv kayıtlarının 18.07.2017 tarihinde sel baskını nedeniyle zayi olduğunu, bunun için davalı Şirket tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/843 Esas sayılı dosyası ile zayi belgesi talebiyle derdest davası olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dosyada bulunan hizmet cetveline göre 18.09.2015-21.03.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, ücretinin 4.000,00 USD olduğu, dosyaya sunulan ibranamenin yasal şartları taşımadığı, iş sözleşmesinin sona ermesinden bir ay sonrasında düzenlenmediğinin anlaşıldığı, 31.01.2019 tarihli bilirkişi raporunun bütün alacak kalemleri yönünden gerekçeli, dosyadaki bilgilere uygun ve hüküm kurulması için yeterli olduğu, bu alacak kalemlerinden %30 oranında indirim yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun işveren ile derdest davası bulunan ve davacı ile menfaat birliği içinde olan davacı tanık anlatımlarına göre hazırlandığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, indirimin %30 üzerinden değil en yüksek oran üzerinden uygulanması gerektiği, davacının ücretinin varsa fazla çalışmaları dâhil şekilde belirlendiği, keza davacının ücretinin Ülkemiz standartlarının ve asgari ücretin çok üzerinde olduğu, iş süresi içerisinde davacıya yapılan ek menfaat ödemeleri değerlendirme dışı bırakılarak yargılama yapılması ve sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, davacının müvekkili Şirket nezdinde 18.09.2015-21.03.2017 tarihleri arasında 4.000,00 USD (fesih tarihi itibariyle 14.440,00 TL) aylık net ücret ile çalıştığını, görüldüğü üzere yemekhane yetkilisi olarak çalışan davacının tüm çalışma süresi boyunca asgari ücretin yaklaşık 9 katına tekabül eden bir tutar ücretle çalıştığını, yerleşik Yargıtay içtihatları ile sabit olduğu üzere çalışmasının karşılığını oluşturacak miktarda ücret alan işçinin söz konusu ücretinin tüm çalışmalarını karşılar nitelikte kabul edilmesi gerekeceğini ve bu nedenle fazla çalışma ücreti de dâhil ilave bir ücrete hak kazanamayacağının açık olduğunu, kaldı ki davacı yemekhane yetkilisi olarak çalışmış olup kendi çalışma saatlerini belirleyecek konumda bulunduğunu, ihtirazı kayıt koymaksızın imzaladığı ücret bordrolarına uygun olarak kendisine yapılan ödemeleri itirazsız biçimde banka kanalıyla aldığını, imzalı ücret bordrolarının aksinin tanık delili ile ispat edilemeyecek olması nedeniyle davacı tanık beyanları esas alınarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacıya iş ilişkisi devam ederken yasal hak edişinin çok üzerinde ücretli izin kullandırıldığını, davacıya ücret eki niteliği olmayan 3.000,00 USD ek menfaat-prim ödemesi ve yasal hak edişinin oldukça üzerinde 2.000,00 USD yıllık ücretli izin ödemesi yapıldığını, gerek bilirkişi gerekse Mahkeme tarafından davacıya yapılan bu ödeme ile yasal hak edişinin çok üzerinde kullandırılan ücretli izinlerin dikkate alınmadığını, davacı 07.00-18.00 saatleri arasında çalışmış iken bu saatleri aşan çalışma kabulüyle hesaplama yapılmasının ve haftanın 7 günü çalışma olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerindeki günlük veya haftalık çalışma şekli ve süresini tespite elverişli herhangi bir puantaj kaydı ve yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, davacının davalı işyerinde yemekhane yetkilisi olarak çalıştığı, davalı tarafça davacının çalışma saatlerini ve çalışmalarını kendisinin belirlediği ileri sürülmüş ise de dosyaya organizasyon şeması/organizasyon şemasındaki pozisyonuna göre davacının kendi çalışmasını belirlediğine dair delil sunulmadığı, tanık anlatımları ile davacının fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalıştığını ispatladığı, İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47, 63 ve 68 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.