"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3849 E., 2023/3842 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 32. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/625 E., 2021/325 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Kurumun temizlik, antrenör, gençlik lideri, bilişim elemanı ve şoför hizmet alımı ihalesini alan çeşitli şirketlerde aralıksız olarak çalıştığını ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, dava dışı alt işveren şirketler ile asıl işveren İdare arasındaki ihale şartnamesinde belirlenen şartlara göre düzenlenen ihale sözleşmesinde işçiye ödenecek çıplak ücretin asgari ücret baz alınarak asgari ücretin fazlası olarak düzenlendiğini ve davacının sürekli kadroya geçiş tarihi olan 02.04.2018 tarihinde asgari ücretin % fazlası ile kadroya geçtiğini, davacının ücretinin 01.01.2019 tarihinde 31.12.2018 tarihindeki ücretinin üzerine %4 zam uygulanarak eksik ödendiğini ileri sürerek eksik ödemeden kaynaklanan fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ücretlerinin eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıya ait ücret bordroları incelendiğinde davacının kadroya geçirildiği tarihte imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde belirlenen ücrete uygun şekilde ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yapılması gereken artışlarda eklenerek ücretlerin ödendiği, davacının ücreti 01.04.2018 tarihinde imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi ile miktar olarak kararlaştırıldığından davacının kadroya geçmeden önceki ihale şartnamesinde yer alan asgari ücretin %55 fazlasını talep edemeyeceği, kaldı ki 01.04.2018 tarihinde imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin %55 fazlası olan 3.145,73 TL olarak kabul edildiği, belirsiz süreli iş sözleşmesinde taraflar rakamsal olarak ücreti belirlediğinden ve ödemelerde buna uygun şekilde yapıldığından davacının fark ücret ve diğer fark alacakları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacının ücretinin 2019 yılından itibaren tek taraflı olarak düşürüldüğünü, bu hususun kanuna aykırı olduğunu, fark ücret alacaklarının kabulü gerektiğini, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince taraflar arasında ücretin bireysel iş sözleşmesi ile belirlendiği açıklanmış ise de Dairenin geri çevirme kararı sonucu belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanmış bir iş sözleşmesinin bulunmadığı, yapılan incelemede davacının 2018 yılı Aralık ve 2019 yılı Aralık ücretlerine toplu iş sözleşmesi ile öngörülen %4 oranında zamlar uygulanarak ücretin belirlendiği, taraflar arasında imzalanmış ayrı bir iş sözleşmesi de bulunmadığı dikkate alınarak bu yöndeki işveren işleminin toplu iş sözleşmesine ve dosya kapsamına uygun olduğu ve neticede davacının fark ücretinin bulunmadığı, buradan hareketle fark ilave tediye ve fark ikramiye alacağının da olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle benzer sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile buna bağlı olarak talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve davacı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücreti reddedilen miktarı geçemeyeceğinden, davalı lehine 150,00 TL vekâlet ücreti yerine 4.080,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin (4) numaralı bendinde yer alan "4.080" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "150,00" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.