Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9935 E. 2024/12269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin, kadroya geçişle birlikte yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesi uyarınca ücret ve diğer işçilik alacaklarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sürekli işçi kadrosuna geçiş tarihinden 31.10.2020 tarihine kadar 375 sayılı KHK'nın Geçici 23. maddesi uyarınca geçerli olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin, davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile gece çalışması ücretlerinin hesabında dikkate alınmamasının eksik incelemeye sebebiyet verdiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3752 E., 2023/3987 K.

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun miktardan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/434 E., 2023/485 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 30. İş Mahkemesinin 17.02.2021 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 31.05.2022 tarihli kararıyla başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine, İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik sebebiyle reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını, ulusal ... ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda, çalışma yapılan yerin ev tipi sosyal hizmet birimi olmadığı değerlendirilmiş olup davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlası ücret ödeneceğine yönelik bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davacının ücretinin hatalı belirlendiği iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddi gerektiği, diğer alacak talepleri yönünden ücret bordroları, puantaj kayıtları ile banka kayıtlarına göre davacının ödenmeyen bir kısım alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; yapılan işin niteliği dikkate alındığında 24 saat aralıksız çalışma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını, ücret farkı alacağından bağımsız olarak gündüz 11 saati ve gece 7,5 saati geçen çalışmaların ödenmediğini, davacıdan yazılı ... alınmadan yapılan fazla çalışmaların yasak çalışma kapsamında olduğunu, pandemi nedeniyle yapılan aralıksız çalışmalar neticesinde hak kazanılan hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmediğini, hükme esas alınan raporun ve dolayısıyla hükmün eksik incelemeye dayandığını, ayrıca bilirkişi tarafından kabul edilen mahsup yönteminin de hatalı olduğunu, hafta tatili ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesindeki düzenlemelere uygun şekilde zamlı şekilde hesaplanması gerektiğini, davacının kadroya geçiş öncesi asgari ücretin yüzde fazlası ücret üzerinden çalıştığı sabit iken kadroya geçiş sonrası ücretin eksik ödendiğini, ücretin işverence tek taraflı şekilde düşürülmesi hukuka aykırı olduğundan ücret fark alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; arabuluculuk başvuru tarihini aşan hesaplamaların hatalı olduğunu, zorunlu nedenlerle ve olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için işçinin yazılı rızası aranmayacağını, denkleştirme esasına göre çalışan davacının ödenmeyen herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunun yeterince gerekçe içermemesi sebebiyle adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder mahiyette olduğunu, gece zammı hesaplamasının da hatalı olduğunu, alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekili yönünden yapılan incelemede, davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik sebebiyle reddine; davacı vekili yönünden yapılan incelemede ise davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, fark alacakların reddinin yerinde olduğu, diğer alacaklar bakımından da ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri.

4. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bireysel iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerden olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının, sürekli işçi kadrosuna geçişinin yapıldığı tarihten 31.10.2020 tarihine kadar 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nden yararlandığı açıktır.

3. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının ücret farkına dayalı talepleri dışındaki alacaklarının hesaplanmasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan söz konusu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.

İlgili toplu iş sözleşmesinde; fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı ücreti alacakları bakımından taraflar arasındaki bireysel iş sözleşmesinde ve 4857 sayılı Kanun'da yer alan hükümlerden daha fazla olacak şekilde davacı lehine düzenlemeler bulunduğu hususu da dikkate alındığında; ücret farkına dayalı olanlar dışındaki alacak taleplerinin, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri dikkate alınarak yeniden hesaplanması gerekir. Buna göre eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu ve bu rapor hükme esas alınmak suretiyle verilen karar hatalı olup belirtilen şekilde yapılacak hesaplama sonucuna göre ve miktar itibarıyla davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.