"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde bilgi teknoloji destek elemanı olarak işe başladığını, davalı ile alt işverenler arasında yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek en başından davalı işçisi olduğunun tespiti ile kıdem tazminatı, ücret, ikramiye, fazla çalışma ve sosyal haklara ilişkin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, alt işverenlerle aralarında muvazaa bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli kararı ile, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının en başından itibaren davalı işçisi olduğunun tespiti ile ikramiye ve ücret talebinin kabulüne, kıdem tazminatına yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davacının çalışmasının bulunduğu tüm alt işverenler ile davalı arasında yapılmış bulunan ihale sözleşmeleri getirilerek, davacının çalışmasının yapılan ihale kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması ile ihale konusu işin asıl ya da yardımcı iş niteliğinin belirlenmesi gerektiği, işletmenin ve işin gereği ile yapılan işe ilişkin teknolojik nedenler olup olmadığı, yapılan işin uzmanlık gerektirip gerektirmediğinin teknik bilirkişi heyeti marifeti ile tespit edilmesi gerektiği, davalıya ait işyerinde davacı ile aynı işi yapan kadrolu işçiler olup olmadığının araştırılmadığı gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan delillere ve Daire bozma ilâmından sonra alınan bilirkişi heyet raporuna göre, davacının en başından itibaren davalı işçisi olduğunun tespiti ile ikramiye ve ücret talebinin kabulüne kıdem tazminatına yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davacının müvekkil Şirkette çalışmasının bulunmadığını,
2. Davacının özlük hakları ile diğer tüm ücret ödemelerinin dava dışı alt işverenler tarafından belirlendiğini,
3. Dava dışı alt işverenlerle aralarında muvazaalı ilişki bulunmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve bunun işçilik haklarına etkileri ile usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır.
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasında bozma ile davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hakka uygun karar verilip verilmediği uyuşmazlık konusudur.
Usulî kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke Dairemizin 29.06.2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı ilâmında;
"Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usulî kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)." şeklinde açıklanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince bozma öncesi verilen kararda, 45.990,26 TL ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairece, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin bir kısım temyiz itirazlarının reddine karar verilmek suretiyle bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek 59.094,83 TL ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de bozma ile davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hakkın ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ücret alacağı yönünden 45.990,26 TL alacağın hüküm altına alınması gerekirken usulî kazanılmış hak gözetilmeksizin 59.094,83 TL alacağın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.