Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1537 E. 2025/2927 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı iş sözleşmesinin feshinden kaynaklanan işçilik alacakları davasında, uygulanacak hukuk ve zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa uygulanacak hukukun Rusya hukuku olduğu, ancak Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki sürenin zamanaşımı süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu sürenin dava tarihi itibarıyla dolmamış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1349 E., 2024/2521 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/270 E., 2024/121 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde 07.08.2002-30.11.2019 tarihleri arasında kalıp ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili Şirkette çalışması bulunmadığını, husumet, yabancı hukuk ve yetki itirazlarının bulunduğunu, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtayın istikrar kazanan son kararları ışığında işbu davada Rusya iş hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde hak düşürücü sürenin belirlendiği, davanın açıldığı tarih olan 06.07.2020 ile işten çıkış tarihi olan 23.12.2015 tarihi birlikte değerlendirildiğinde dava açılması için ön görülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğu, bu nedenle uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya hukukunun aynı zamanda mutad işyeri hukuku olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde belirtilen sürelerin dolduğu, davanın reddine karar verilmesinin sonuç itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi gereğince davanın 1 yıl içerisinde açıldığını,

2. Davalı tarafça süresinde sunulmayan cevap dilekçesi içeriğinde ve ön inceleme duruşmasında yabancı hukuka dair bir itirazda bulunulmadığından Türk hukukuna göre karar verilmesi gerektiğini,

3. Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca Türkiye'de Türk iş hukukuna göre dava açılmış olmasının Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi Genel Kurulu kararına göre Rusya iş hukukuna göre mahkemeye başvurma süresinin kaçırılmasında geçerli neden olduğunu, bu sebeple Yargıtayın içtihat değişikliği ile birlikte Rusya iş hukukuna göre sürelerin yeniden başlaması gerektiğini,

4. Dava konusu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini,

5. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı ya da hak düşürücü süre gibi hukukumuzda belirtilen müstakil bir yargılama kuralı bulunmadığını,

6. Kıdem tazminatı kamu düzeninden kaynaklandığından hesaplamanın Türk hukukuna göre yapılması gerektiğini,

7. Verilen kararın hukuki belirlilik, öngörülebilirlik ve sürpriz karar yasağına aykırı olduğunu,

8. Yargılama giderleri ve harçların taraflar üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i ve davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama giderine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (... ..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2. ve 8. maddelerinin bir gereğidir.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. İlk Derece Mahkemesince söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde 03.07.2016 tarihinde yapılan değişiklikle mahkemeye başvuru için zamanaşımı süresi 1 yıl olarak belirlenmiştir. Somut olayda; davacının iş sözleşmesinin, söz konusu Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra 30.11.2019 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında uyuşmazlıkta 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup, dava tarihi itibarıyla da 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. O hâlde, davacı tarafın yasal süresi içinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i gözetilerek (ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ile hafta tatili ücretlerinin her bir aya ait alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren bir yıllık sürenin geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı gözetilerek ve pandemi ile arabuluculukta ... süreler de dikkate alınarak) sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.