"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1554 E., 2024/1561 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/243 E., 2024/290 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.06.2010 tarihinde davalı Kurumda çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 26.07.2016 tarihinde bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iadesine karar verilerek işe iadenin yasal sonuçlarının belirlenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2017 tarihli kararı ile; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (667 sayılı KHK) 4/1-(g) maddesine dayanılarak iş sözleşmesinin 26.07.2016 tarihinde Yönetim Kurulu kararı ile feshedildiği, düzenleme uyarınca görevine son verilenlerin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf
İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2017 tarihli kararı ile; davacının 667 sayılı KHK hükümlerine dayanılarak fesih işlemi ile işten çıkarıldığının sabit olduğu, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (685 sayılı KHK) 1. maddesinde ifade edildiği şekliyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen bir işlem söz konusu olmadığından 685 sayılı KHK'nın geçici 1/3 hükmü kapsamında dosyanın komisyona gönderilemeyeceği, 667 sayılı KHK'nın 4/2 hükmünde "Birinci fıkra uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler" denildiğinden, davacının işe iadesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak gerekçe yönünden düzeltilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin feshine neden olan belgelerin işverence ibraz edilmediği, iş sözleşmesinin feshine dayanak bilgi ve belgelerin davalı Kurumdan araştırılması, davacı hakkında idari soruşturma evrakları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele kaçakçılık, organize suçlar ve istihbarat ile ilgili birimlerden ve Bilgi Teknolojileri Kurumundan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgelerin getirilmesi, yine Bank Asya nezdinde açılmış banka hesapları ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığının sorulması, davacı hakkında adli bir soruşturma bulunup bulunmadığı, ceza davası açılıp açılmadığı ile davacının Devletin millî güvenliği aleyhine faaliyette bulunduğu belirlenen dernek, vakıf ve gazetelere üyeliği bulunup bulunmadığının ilgili yerlerden sorularak açıklığa kavuşturulması, davacı hakkında terör örgütü ile irtibat ve/veya iltisakı olduğunun tespitine yönelik bir bilgi olup olmadığının araştırılması ve tüm bu hususlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle haklı veya geçerli bir fesih nedeninin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemenin 27.02.2019 tarihli kararıyla; 667 sayılı KHK'nın 4/2 hükmü gereğince davacının davalı Kurumda çalışmasına yönelik yasal engel bulunduğu, öte yandan bozma kararına uyularak gerekli araştırmaların yapıldığı ve Digitürk platformundan örgüte ait olduğu kabul edilen kanalların 08.10.2015 tarihinde çıkartıldığı, davacının da 1 gün sonra 09.10.2015 tarihli dilekçe ile yıllardır Digitürk abonesi olduğunu, bazı kanalların sözleşmeye aykırı olarak platformdan çıkartılması ve aylık abonelik tutarının yüksek gelmesi nedeniyle aboneliğini sonlandırmak istediğini bildirdiği ve bu şekilde FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakının güçlü bir şekilde ortaya koyan somut delilin bulunduğunun görüldüğü, feshin haklı neden boyutunun ileride açılması muhtemel alacak davalarında tartışılmak üzere en azından geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
E. Onama Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 19.09.2019 tarihli kararı ile; hükmün onanmasına karar verilmiştir.
IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bireysel Başvuru ve Anayasa Mahkemesi Kararı
Kesinleşen karara karşı davacı tarafın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunması üzerine, Anayasa Mahkemesinin 05.09.2023 tarihli ve 2019/37449 Başvuru numaralı kararı ile; adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların kabul edilebilir olduğuna ve kararın yeniden yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının söz konusu terör örgütüyle herhangi bir irtibatı, iltisakı yahut bağlantısı olmadığı, davacının Digitürk üyeliğini STV kanallarının platformdan çıkarılması sebebiyle iptal etmesi ve davacının kolluk kuvvetlerince alınan beyanında da ifade ettiği gibi çocuğunun izlediği çizgi film için bu platforma para ödediği ve bu çizgi film platformdan kaldırıldığı için söz konusu üyeliğini iptal ettirmeyi istemesinin başlı başına davalı tarafın güvenini sarstığından bahsedilemeyeceğinden yapılan feshin geçerli nedene dayandığının davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davacının işe iadesine karar verilmiştir.
C. İstinaf
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekilince süresinde istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının örgüt, yapı, oluşum veya gruplara üye olduğu ya da bunlara mensubiyeti veya iltisakı yahut irtibatı bulunduğuna dair herhangi bir delil elde edilemediği, davacının Digitürk aboneliğini, talimat verildiği iddia edilen tarihten bir gün sonra iptal ettirdiği tespitinin bu noktada dikkate değer olmakla birlikte davacının savunmasının soruşturma ve işe iade yargılaması boyunca tutarlılık arz ettiği, ceza soruşturması kapsamında hakkında başkaca bir delilin elde edilemediği sonuç olarak davalı tarafça iş sözleşmesinin geçerli veya haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Bahsi geçen süreçte o dönemin şartları değerlendirildiğinde Digitürk üyeliğinin iptal talebinin bulunmasının davalı Kurum açısından ciddi derecede ... sarsıcı bir davranış teşkil ettiğini, davanın reddi gerektiğini,
2. 667 sayılı KHK'nın 4/2 hükmü gereğince davacının işe iadesinin yasal olarak mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshinin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığı ile buna bağlı olarak davacının işe iadesinin mümkün olup olmadığına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.