Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1789 E. 2025/2216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesinin fesih nedeninin geçerli olup olmadığı ve davacının işe iade edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi ve kararın usul ve yasaya uygun olması gözetilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1479 E., 2024/1690 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 11.02.2013-19.07.2016 tarihleri arasında piyasa işletim uzman yardımcısı olarak çalıştığını, davacının savunmasının alınmadığını, iş sözleşmesinin “hizmetlerinize ihtiyaç duyulmaması” gibi bir gerekçe ile feshedildiğini, işverenin fesih için işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda olduğunu, feshin geçersiz olduğunu iddia ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine, 4 aylık boşta geçen süre ücret ve diğer hakların davacıya ödenmesine, yasal sürede işe başlatılmaması hâlinde davacıya 8 aya kadar ücreti tutarında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin 18.07.2016 tarihli fesih ihbarnamesinde belirtildiği üzere hizmetlerine ihtiyaç duyulmaması nedeniyle, yasal hakları çerçevesinde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, ayrılma tarihine kadar hak ettiği ücret ve ikramiyeler ödenmek suretiyle 18.07.2016 tarihi mesai bitimi itibarıyla sona erdirilmesine karar verildiğini, davacının verimsizliği, 15.07.2016 tarihinde ülkemizin maruz kaldığı FETÖ/PDY terör örgütünün darbe teşebbüsünden sonraki olağanüstü durumlar birlikte değerlendirilerek bu kapsamda hizmetlerine ihtiyaç duyulmayan davacının iş sözleşmesinin 18.07.2016 tarihinde feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2017 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen FETÖ/PYD terör örgütü ile iltisakı olduğu davalı işverenlikçe değerlendirilmek suretiyle feshedildiği, işverenin işçisine karşı duyduğu şüphenin aralarındaki ... ilişkisinin zedelenmesine yol açtığı, iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği, bu nedenle davalı işveren feshinin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. İstinaf

İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2017 tarihli kararı ile; fesih bildiriminde feshin gerekçesi olarak belirtilen "hizmetlerine ihtiyaç duyulmaması" şeklindeki gerekçenin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 19. maddesinde belirtilen düzenlemeye uygun olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, her ne kadar yargılama sırasında sunulan cevap dilekçesi içeriğinde iş sözleşmesinin davacının FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle feshedildiği iddia edilmiş ise de, işveren tarafından fesih bildiriminde ileri sürülmeyen bir sebebin sonradan yargılama aşamasında ileri sürülmesine hukuken olanak bulunmadığı, fesih bildiriminde iş sözleşmesinin FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle feshedildiği konusunda bir açıklama mevcut olmadığı gibi feshin gerçekleştiği 18.07.2016 tarihinde henüz olağanüstü hâl ilan edilmediği ve herhangi bir kararname de yayımlanmadığı, bu koşullar altında geçerli bir fesihten söz edilemeyeceğinden feshin geçersizliğinin tespit edilerek davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.

C.Yargıtay Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz başvurusunda bulunulması üzerine; Dairemizin 22.10.2018 tarihli kararı ile dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin 19.07.2016 tarihinde “hizmetlerine ihtiyaç duyulmaması” gerekçesiyle feshedildiği, ancak davalı vekilinin cevap dilekçesindeki açıklamalarında FETÖ/PDY terör örgütünün darbe teşebbüsünden sonraki olağanüstü durumlar birlikte değerlendirilerek fesih yoluna gidildiğinin belirtildiği, temyiz aşamasında Dairemizin 30.05.2018 tarihli ve 2018/1993 Esas, 2018/12173 Karar sayılı ilâmı sonrası dosyaya gelen müzekkere cevabında davacının FETÖ/PDY iltisakı kanaatine ilişkin “eğitim kaydı” olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, her ne kadar davacı hakkında ceza soruşturması neticesinde kovuşturmaya yer olmadığında karar verilmiş ise de, davalı savunmasına göre davacının FETÖ/PDY ile ilgi, iltisak ya da irtibatı bulunduğu konusunda davalı işveren açısından şüphe feshini gerektirir yeterli delil olduğu, terör örgütü ile irtibat veya iltisakı bulunduğuna dair şüphe bulunan bir işçiyi çalıştırmaya devam etmenin davalı işverenden beklenemeyeceği ve şüphe feshinin şartlarının oluştuğu, feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bireysel Başvuru ve Anayasa Mahkemesi Kararı

Kesinleşen karara karşı davacı tarafın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunması üzerine, Anayasa Mahkemesinin 21.12.2022 tarihli ve 2019/793 Başvuru numaralı kararı ile; davacının Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı da ödenmek suretiyle geçerli nedenle feshedildiği, fesih bildiriminde feshin gerekçesinin, "hizmetlerine ihtiyaç duyulmaması" olarak belirtildiği, söz konusu gerekçenin 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesinde belirtilen düzenlemeye uygun olmadığı, her ne kadar yargılama sırasında sunulan cevap dilekçesi içeriğinde iş sözleşmesinin davacının FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle feshedildiği iddia edilmiş ise de, işveren tarafından fesih bildiriminde ileri sürülmeyen bir sebebin sonradan yargılama aşamasında ileri sürülmesine hukuken olanak bulunmadığı, fesih bildiriminde iş sözleşmesinin FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle feshedildiği konusunda bir açıklama mevcut olmadığı gibi feshin gerçekleştiği 18.07.2016 tarihinde henüz olağanüstü hâl ilan edilmediği ve herhangi bir kararname de yayınlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.

C. İstinaf

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin feshin geçerli nedenle yapıldığının ispatlanamadığına yönelik değerlendirmesinin isabetli olduğu, Dairelerinin önceki kararının da bu yönde olduğu, davalı tarafın buna ilişkin ileri sürmüş olduğu istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde ise dava tarihinin 17.08.2016 olduğu, işe iadenin yasal-mali sonuçlarının parasal olarak belirlenmeyeceği, bu husus gözden kaçırılarak 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanun hükümleri uygulanarak parasal sonuçların belirlenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.01.2025 tarihli tashih şerhi ile; davanın işe iade davası olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihinin 27.04.2017 olduğu, bu nedenle karara karşı temyiz yolu açık olduğu hâlde temyiz kanun yolu kapalı olarak kesin karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin talebinin kabulüyle kararın II-İstinaf değerlendirmesi yönünden bölümünün; "...5-HMK 359. maddesinin 3.fıkrası gereği kararın tebliği ile 302.maddesinin 5.fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/1-a maddesine göre temyiz yolu kapalı ve kesin olmak üzere 07/11/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi." ibarelerinin "...5-Kararın tebliği ile, harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin dairemiz yazı işleri müdürlüğü tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, ilgililerin dairemizin bu kararına karşı tebliğden itibaren 2 hafta içinde dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya ilk derece mahkemesine dilekçe vermek suretiyle ( 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 365/1) Yargıtay'ın İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların temyiz yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna oy birliğiyle 07/11/2024 günü karar verildi." şeklinde tashihine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1.Terör örgütü ile irtibat veya iltisakı bulunduğuna dair şüphe bulunan bir işçiyi çalıştırmaya devam etmesinin davalı işverenden beklenemeyeceğini, şüphe feshinin şartlarının oluştuğunu, feshin geçerli nedene dayandığı esas alınarak verilen kararın hatalı olduğunu,

2.Davacının iş sözleşmesinin FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olması nedeniyle hizmetlerine ihtiyaç kalmaması sebebiyle feshedildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, feshin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ile buna göre davacının işe iadesine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.