Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1942 E. 2025/3645 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, geçiş sırasında imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesindeki ücret maddesinin yorumlanmasıyla ilgili fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı kurum arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücretin, asgari ücretin belirli bir oranı üzerinden ödeneceği açıkça kararlaştırılmadığı ve davacının bu iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1877 E., 2024/3151 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/526 E., 2024/267 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı sadece davacı vekili istinaf yoluna başvurmuş olup Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... bünyesinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında davalı İdarede sürekli işçi kadrosuna atandığını, kadroya geçiş sırasında davacı ile davalı arasında yapılan bireysel iş sözleşmesinde aylık ücretin, asgari ücretin belli bir yüzde fazlası olarak düzenlediğini; ancak davalı tarafça söz konusu yüzdelik kısmın uygulanmayıp ücretlerin eksik ödendiğini ileri sürerek fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosunda çalışmaya başlayan davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, davacının kadroya geçiş aşamasında imzaladığı sözleşmenin ücret kısmının boş bırakıldığını, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacağa hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23. maddesi kapsamında 02.04.2018 tarihinde davalı Bakanlığın sürekli işçi kadrosuna geçtiği, geçişten sonra taraflar arasında tanzim edilen 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli bireysel iş sözleşmesinin "Ücret Esası ve Ödeme Şekli" başlıklı 7. maddesinde "İşçiye her ay brüt asgari ücretin % ... fazlası üzerinden günlük ödeme yapılır." düzenlemesinin yer aldığı, yüzde kısmının boş bırakıldığı, davacı ile davalı taraf arasında tanzim edilen iş sözleşmesinde davacının temel ücretinin tespitinde asgari ücretin belli bir oran fazlasının uygulanacağının açıkça düzenlenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı Kurum arasında sürekli işçi kadrosuna geçenlere özgü yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesinde geçişin yapıldığı 02.04.2018 tarihinden itibaren asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden davacının fark ücret alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacıya kadroya geçerken işveren tarafından iki tane belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalatıldığını, bu sözleşmelerden birinde ücret maddesini belirleyen yüzde fazlası oranı boşken, diğerinde ücret asgari ücretin yüzde fazlasının oran kısmının dolu olarak belirlendiğini, dosyaya yüzde kısmı boş olan sözleşme sureti sunulduğunu, iki sözleşme aslının da dosyaya kazandırılarak inceleme yapılması gerektiğini; kaldı ki sözleşmedeki oran kısmı boş olsa dahi davacı ile aynı konumda olup kadroya geçen işçilere artış oranı uygulanarak ücret tespiti yapılırken davacıya yapılacak farklı muamelenin eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu, zira davacı tarafından kadroya geçiş sürecinde imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ve 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesinde belirtildiği üzere aynı özlük hakları ile geçtiğinin açıkça ortada olduğunu,

b. Dosya içeriğinde bulunan ücret bordrolarında davacının aldığı ücretin asgari ücretin yüzde fazlası olduğunun açıkça belirtildiğini, belirsiz süreli iş sözleşmesinde açıkça ücretin yüzde fazlası ile ödeneceği belirtilmek suretiyle yüzde (%) simgesi konulduğunu, belirli bir miktarın rakamsal olarak ve mutlaka oransal olarak gösterilmesi gerektiği yönündeki bir yorumun hukukun ruhuna ve atıfta bulunma ve yorumlama statüsüne aykırı olacağını,

c. Davacının kadroya geçmeden önceki son ihale şartnamesi ve sözleşmesine göre asgari ücretin oransal fazlasını aldığından ve 696 sayılı KHK gereği ihale sözleşmeleri ile aldıkları tüm hakları ile birlikte geçiş yaptıklarından ve sonrasında da imzalanan bireysel sözleşmede de bu hakların ve tüm fer'îlerinin de korunarak aynı sistem üzerinden ücret ödeneceği yazıldığına göre davacının temel ücretinin her asgari ücret arttığında belirlenen asgari ücretin yüzde fazlası olacağını,

d. Davacının ücretinin düşürülmesine ilişkin bir rızasının bulunmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı tarafın temyiz dilekçesinin reddine karar verildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiyle kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre davacının ücretinin tespiti ile buna bağlı olarak talep konusu fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.