"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1632 E., 2024/2565 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/3 E., 2024/499 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan ihale alan alt işverenler nezdinde ... Stok ve Sevkiyat Tesislerinde tamir-bakım işçisi olarak çalıştığını, alt işverenler ile davalı asıl işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin davalı işyerinde yapmış olduğu işin asıl iş niteliğinde olduğunu ve çalıştığı dönemde en başından itibaren davalının asıl işçisi sayılması gerektiğini, benzer mahiyetteki Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli ve 2016/1248 Esas, 2018/350 Karar sayılı kararında muvazaa olgusunun tespiti yönünde karar verildiğini ileri sürerek davacı asılın en başından beri davalının işçisi sayılması gerektiğinin tespiti ile ilave tediye, ücret farkı, ulusal bayram ve genel tatil ücret farkı ve sendikal hakların (prim, sosyal yardım, giyim yardımı, yol yardımı, kira yardımı, ek ödeme) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ihale alan firmanın çalışanı olduğunu, davacının işinin asıl işin parçası olmadığını, bu nedenle davacının müvekkili İdarenin çalışanı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. İhbar olunan ... İnş. Teks. Tem. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının bir yılı aşmayan belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, taleplerin asıl muhatabı davalı ... ... Bor İşletme Müdürlüğü olduğundan müvekkili Şirket açısından davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hak ve alacağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili Şirketin sorumluluğunun sadece Şirket bünyesinde çalıştığı dönem olabileceğini ve kanun gereği asıl sorumlunun davalı ... ... Bor İşletme Müdürlüğü olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2023/20529 Esas, 2024/176 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere ... Tesislerinde ürünlerin müşteri hizmetlerine göre paketlenerek sevkiyata hazır hâle getirme işlemlerinin yardımcı iş kapsamında olduğu, Kurum tarafından bu işin hizmet alımı yolu ile gördürülmesi ile taraflar arasında geçerli bir asıl işveren - alt işveren ilişkisinin kurulmuş olduğu, Kurumda nihai ürün çıkarıldıktan sonra yapılan paketleme depolama işlemlerinin üretimin esasını oluşturan bir iş olmadığı, bu sebeple asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Bölge Adliye Mahkemesince bilirkişi raporu alınmaksızın dosya üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu,
2. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu,
3. Emsal davalarda farklı kararlar verildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının davacının ücret farkı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı, ilave tediye ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.