Logo

9. Hukuk Dairesi2025/2202 E. 2025/2815 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ile genel tatil ücreti alacakları yönünden uyulan bozmaya uygun karar verilip verilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının şantiye genel koordinatörü olarak çalıştığı dönemde kendi çalışma düzenini kendisinin belirlemesi ve bu nedenle fazla mesai ücreti alacağına hak kazanamayacağı, ayrıca hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını ispatlayamaması gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uygun kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/391 E., 2025/22 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361/1 hükmü uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(c) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar davacı vekiline 03.02.2025 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 18.02.2025 tarihinde verilmiş olmakla temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde 30.08.3013-26.05.2019 tarihleri arasında ilk 3 yıl şantiye formeni olarak, sonraki yıllarda 13 şantiyenin şantiye genel koordinatörü olarak çalıştığını, son ücretinin net 3.250,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini, son 4 aylık ücretinin ödenmediğini, yapılması gereken ücret zamlarının yapılmadığını, fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ancak karşılığı ücretlerin ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin, ücret, fark ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili bünyesinde çalışmadığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının dava konusu alacaklara hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.08.2022 tarihli kararı ile; davacının 31.08.2013-25.06.2019 tarihleri arasında davalı bünyesinde en son aylık net 3.250,00 USD ücretle çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan ve bildirimsiz olarak feshedildiğinin anlaşıldığı, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, hak ettiği yıllık ücretli izinlerin davacıya kullandırıldığına dair izin defteri ve sair belgenin sunulmamasına göre davacının yıllık ücretli izin alacağının kabulü gerektiği, beyanlarına başvurulan tanık anlatımları ile davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili kullanmadığı ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığına ilişkin iddiasının ispatlandığı, karşılığı ücretlerin ödendiğinin ise davalı işveren tarafından ispatlanamadığı, davacının son 4 aylık ücretinin ödendiğinin davalı işveren tarafından ispatlanamadığı, davacının ücretinin artırılması gerektiğine ilişkin dosya kapsamında delil mevcut olmadığından fark ücret alacak isteğinin reddi gerektiği, dosya kapsamında davacıya proje bitimlerinde prim/ikramiye ödeneceğine ilişkin dosya kapsamında delil mevcut olmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan prim/ikramiye alacağı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 09.08.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 28.11.2023 tarihli kararı ile; davalı tarafça cevap dilekçesinde yabancı hukukun uygulanması gerektiğinin savunulmadığı, hukuk seçiminin taraflarca açık ya da zımni şekilde yapılabileceği, yabancılık unsuru bulunan dosyalarda açık hukuk seçimi bulunsun ya da bulunmasın Türk hukukunun uygulanması yönünde dava açılmış ve davalının savunması da Türk hukukuna göre ise Türk hukukunun uygulanması konusunda zımni anlaşma olduğunun kabul edilmesi gerektiği, buna göre uyuşmazlığın Türk hukukuna göre çözülmesinin yerinde olduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin 17.11.2022 tarihli ve 2022/1995 Esas, 2022/477 Karar sayılı kararı ile “Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki bilgi ve belgeler, özellikle tanık anlatımları, e-posta yazışmaları değerlendirildiğinde, davacının, davalı Atlas Yapı San. ve Tic. A.Ş.'nin Cezayir'de bulunan şantiyesinde çalıştığı dönemden doğrudan doğruya davalı işverenin sorumlu olduğu anlaşılmıştır.” içerikli Mahkeme kararı dikkate alındığında davalının hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu, hesaplamalarda esas alınan ücretin dosya kapsamına uygun olduğu, aynı gün incelenen dava dosyalarında dinlenen ve davası bulunmayan tanık beyanlarının da aynı çalışma koşullarını doğrulaması sebebiyle tanık beyanlarına itibar edilmesinde hata bulunmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesabının tanık anlatımları ile uyumlu olarak hesaplandığı, dosyaya Şirket organizasyon şemasının sunulmamış olması ve aynı gün birlikte incelenen 3 dosyada da tüm davacıların ve tanıkların davacıların birden çok sahada aynı dönem sorumlu olduklarını beyan etmesi karşısında hangisinin mesasinin kendi ayarlayan şantiye şefi olduğunun tespitinin mümkün olmaması karşısında fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, davalıdan rücuen tahsiline karar verilen yabancı para borcunun seçim hakkının kullanıldığı tarih olan dava tarihi esas alınarak hesaplanacak TL karşılığı üzerinden hüküm tesisinin yerinde olduğu, uygulanan indirim oranının makul olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; 29.04.2024 tarihli karar ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacı işçinin talep ettiği fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına dair iddiasını ispat amacıyla tanık deliline dayandığı, dinlenen davacı tanıklarının ise davalı işverene karşı işçilik alacakları ile ilgili dava açtıklarının anlaşıldığı, davalıya karşı davası bulunan tanık beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerektiğinden ve davacı iddiasını ispat amacıyla davalıya karşı davası bulunan tanık beyanı dışında başkaca delil de sunmadığından, ispatlanamayan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kaldı ki somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dava dilekçesindeki beyana göre davacının, davalıya ait işyerinde ilk 3 yıl formen olarak, devam eden süreçte fesih tarihine kadar da 13 şantiyenin genel koordinatörü olarak görev yaptığının anlaşıldığı, dosya içeriği ve tanık beyanlarından, davacının şantiye genel koordinatörü olarak çalıştığı dönemde çalışma düzenini kendisinin belirlemesi, çalıştığı şantiyede davacı işçi üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen bir amirinin bulunmaması ve projeyi sevk ve idare eden kişi olması nedeniyle söz konusu dönem için fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğinin kabul edilmesi gerektiği, şantiyede davacının üzerinde proje müdürünün fiilen bulunduğunun da ispatlanamadığı, buna göre davacının şantiye genel koordinatörü olarak çalışmış olduğu dönemde çalışma düzenini kendisinin belirlediğinin anlaşılması karşısında, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanamayacağının gözetilmemesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı da reddedilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacının dava dışı ... ünvanlı işyerinde çalıştığını, dava dışı işyeri ile müvekkili Şirket arasında herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini,

b. Türk hukukunun uygulanmasının hatalı olduğunu,

c. Hizmet süresinin ve ücretin hatalı tespit edildiğini,

d. Ücretin brütleştirilmesinde hata yapıldığını,

e. Davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık anlatımlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu,

f. Davacının santral genel koordinatörü olduğuna ilişkin iddiaları dikkate alındığında davacının fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağını ileri sürmüştür.

2. Davacı vekilinin temyiz istemi reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık;davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından uyulan bozmaya uygun şekilde karar verilip verilmediğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edelerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.