Logo

9. Hukuk Dairesi2025/2436 E. 2025/3561 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, hizmet alım sözleşmesinden sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra, iş sözleşmesinde belirlenen ücrete aykırı olarak daha düşük ücret ödendiğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye, ilave tediye ve yol yardımı alacaklarının tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yol yardımı alacağının hesabında, Yargıtay'ın önceki bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun olarak, brüt tutar üzerinden değil net tutar üzerinden mahsup işlemi yapılması gerektiği ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine dair gerekçeler gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/890 E., 2025/96 K.

İlk Derece Mahkemesince 26.09.2024 tarihli bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7. maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının eksik ödemeden kaynaklı fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye ile fark yol yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, talep edilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilememesi nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını, davacının bordrolara karşı ihtirazı kaydının bulunmadığını, ayrıca talep edilen faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair açık düzenleme olduğu, buna karşın 01.01.2019 tarihinde davacının 31.12.2018 tarihindeki ücretine sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genelgesi'ndeki Yüksek Hakem Kurulu kararında belirtilen %4 oranındaki ücret zammının uygulandığı gerekçesiyle, belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının fark ücret, fark ikramiye fark ilave tediye ve fark yol yardımı alacaklarına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 24.04.2023 tarihli kararı ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.04.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairenin 21.03.2024 tarihli ilâmı ile; davacının taşıt yardımı alacağı hesaplanırken bordrolardaki çalışılan gün sayısı kadar gidiş dönüş için birer bilet ve birer aktarma bedeli toplamına karşılık gelen sosyal yardım tahakkuklarının net tutarlar olduğu gözetilmeksizin ödemelerin brüt tutarlar olduğu değerlendirilerek önce nete çevrilip sonra mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamanın hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 22.07.2024 tarihli kararı ile; dosyada mevcut bilirkişi raporu üzerinden yapılan değerlendirmeler ile yeniden davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin 22.07.2024 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairenin 26.09.2024 tarihli ilâmı ile; bozma öncesi alınan 27.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacıya yapılmış olan günlük 4,60 TL tutarındaki yol yardımı ödemelerinin brüt tutar olduğu ve bunun 3,29 TL net tutara karşılık geldiği yanılgısı ile ödenmesi gereken günlük yol yardımı tutarı olarak belirlenen 5,70 TL'den, ödenen 4,60 TL'nin tamamının mahsup edilmesi gerektiği hâlde, 3,29 TL mahsup edilerek yapılan hatalı hesaplamaya göre verilen kararın isabetsiz olduğu gerekçesiyle ikinci kez bozma kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 26.09.2024 tarihli bozma ilâmına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde;

1. ... Strateji Geliştirme Başkanlığının 10.12.2019 tarih ve 107565584 sayılı yazısında “bilindiği üzere nakdi yapılan taşıt yardımları toplu iş sözleşmesinde belirtilmekte olup belediye tarafından yapılan ücret artışları personele verilecek taşıt yardımı miktarını artırmamaktadır. Bu itibarla toplu iş sözleşmesinde belirlenen taşıt yardımın ödenmesine devam edilmesi gerektiği düşünülmektedir.” denmek suretiyle nakdi yapılan taşıt yardımlarında uygulamanın nasıl olacağı, açık şekilde ödenen tutarın artırılmayacağının belirtilmiş olduğunu,

2. Davacının bordrolardaki taşıt yardımı ödeme miktarlarına itiraz etmediğini,

3. Davacının alt işverenler nezdinde çalıştığı döneme ilişkin uygulamalara istinaden hak talebinde bulunamayacağını,

4. Hüküm altına alınan alacağa uygulanan faiz başlangıç tarihinin de hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fark yol yardımı alacağının hesaplanması ve bozma ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilip edilmediğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harcın alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.