"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/24 E., 2024/581 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti., ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnşaat Elektrik Yol Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin (davalı Şirketler) oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu Yol, Yapı, İnşaat İşçileri Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı kararı ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, Sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin yol bakım ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlükleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Şirketler vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketlerin merkezi Diyarbakır’da olduğundan yetkili mahkemenin Diyarbakır iş mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davalı ... Müdürlüğün işçi temini ile davacıyı istihdam ettiğini, müvekkili Şirketlerin işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı işyerinin toplu iş sözleşmesi kapsamında kalmadığını, davacının sendika üyeliğinin devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz türünü kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2023 tarihli kararıyla; davalı İdare ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından 02.10.2019 tarihinde karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin 01.12.2018-17.07.2021 tarihleri arasında yürürlükte olduğu, davacının toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte Sendika üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, davacının ilgili toplu iş sözleşmesine göre hak kazandığı ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğu, davalıların da ödenmeyen işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle kapsama alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.06.2023 tarihli kararı ile; davalı ... ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının talebinin davalı alt işverenler ile ilgili sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olması sebebiyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazandığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından asıl işveren olan davalı ... Müdürlüğünün sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, hüküm altına alınan alacaklara işletilen faizin türü ve başlangıç tarihinin de isabetli olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra somut uyuşmazlıkta, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı yemek yardımı alacağı hesabının açıklığa kavuşturulması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yemek yardımı alacağının 01.12.2018 tarihinden itibaren hesaplandığı, oysa 12.09.2019 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin 26. maddesinin yemek yardımına ilişkin kısmında aynen, "İhale sözleşmesi veya eki şartnamede ayni veya nakdi yemek yardımı öngörülmediği takdirde, işyerinde çalışan işçilere fiilen çalışılan günler için bir öğün yemek verilir. Yemek verilmediği takdirde karar tarihinden itibaren fiilen çalışılan günler için 5.-(beş)TL/gün tutarında yemek bedeli ödenir." düzenlemesinin bulunduğu, buna göre işyerinde yemek verilmediğinde, davacıya ödenecek yemek bedelinin Yüksek Hakem Kurulu karar tarihi olan 12.09.2019 tarihinden itibaren belirlenmesi gerektiği, belirtilen bu husus gözetilmeden yemek bedelinin 01.12.2018 tarihinden itibaren hesaplanmasının hatalı olduğu, diğer yandan 12.09.2019 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresinin 01.12.2018-31.08.2021 tarihleri arasında belirlendiği, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da dava konusu taleplerin, toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi esas alınarak hesaplandığı, ne var ki davacının sendika üyeliğine kabul edildiği tarih gözetilmeden ve davacının sendika üyeliğinden önce dayanışma aidatı ödeyip ödemediği tespit edilmeden ve sonucuna göre toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği dönem belirlenerek talep edilen alacaklar hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda kapsama alınan bilirkişi ek raporu uyarınca davacının yemek yardımına 12.09.2019 tarihinden itibaren hak kazandığı, davacının sendika üyelik tarihinden önce dayanışma aidatı ödemediği dikkate alındığında davacının sendika üyelik tarihi itibarıyla fark alacaklara hak kazandığı; ayrıca davalı Kurumun harçtan muaf olduğu ve hesaplanan yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalılardan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davalı İdarenin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığından ilgili taleplerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını,
2. Davacının müvekkili İdare çalışanı olmadığını, yüklenici Şirketler bünyesinde çalıştığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, yüklenicilere verilen işin yapım işi olduğunu, süreklilik arz etmediğini, müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini,
3. Davacının sendika üyelik dökümünde dahi çalıştığı işkolunun inşaat işi olarak belirtildiğini, davaya konu uyuşmazlık ile aynı tip sözleşmeyi konu alan Ankara 11. İş Mahkemesinin 2019/621 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/5206 Esas, 2022/5685 Karar sayılı ilâmı ile onandığını,
4. Müvekkili İdarenin mevzuattan doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu durumun hak ediş ilan tutanakları ile sabit olduğunu, söz konusu ilanlara karşı davacının ödenmeyen ücret talebinin dahi bulunmadığını,
5. Faiz türü ve başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarına hangi tarihten itibaren kazandığı hususuna ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.