"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2017/81 E., 2019/366 K.
DAVA TARİHİ : 08.09.2011
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak kötüniyetle feshedildiğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesi uyarınca tazminat ve eksik ödenen ilave tediye alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; işçilik alacaklarının ödendiğini, ekonomik sebeplerden dolayı işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.03.2013 tarihli kararı ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 15.03.2013 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesinin 30.12.2014 tarihli kararı ile; davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığının araştırılması gerektiği, davalı işverenin iddia ettiği ekonomik sıkıntı sebebiyle kadro tenkisinin zorunlu olup olmadığının uzman bilirkişi marifeti ile tespit ettirilmesi, bundan sonra cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin 11.05.2016 tarihli kararı ile; iş sözleşmesinin feshi davalı açısından zorunlu olduğundan davaya konu cezai şart alacağının doğmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin 11.05.2016 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 22.12.2016 tarihli kararı ile; tüm dosya kapsamına göre, iş güvencesi kapsamında olmayan davacının iş sözleşmesinin, toplu iş sözleşmesinin 34/2 hükmünde öngörülen işveren tarafından fesih gerçekleştirilmeden önce sendikaya başvurularak feshin ve şeklininin görüşülmesi gerektiğine dair düzenlemeye aykırı olarak feshedildiğinin ve davalı işverenin fesih tarihi itibarıyla aynı işkolunda çalışan işçi sayısının 30'dan az olduğunun anlaşıldığı, Daire uygulamasına göre iş güvencesi hükümlerinin kapsamı dışında kalan işçinin güvence kapsamındaki işçilerin talep edebileceği iş güvencesi tazminatını aşacak şekilde iş güvencesi tazminatı niteliğindeki cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığı, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca cezai şarta ilişkin düzenlemenin hizmet süresine göre talep edebileceği iş güvencesi tazminatı miktarı ile sınırlı olarak geçerli olduğunun kabul edilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 182/3 hükmü gereğince indirim hususu da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin 20.11.2019 tarihli kararı ile; davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacağından 6098 sayılı Kanun'un 182/3 hükmü uyarınca %50 oranında indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde;
1. Davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacağı ve ilave tediye alacağının bulunmadığını,
2. Müvekkilinin zarar ettiği ve ekonomik sıkıntı içerisinde olduğu için davacının sözleşmesini ekonomik zorluk nedeniyle feshetmek zorunda kaldığını ve böylece cezai şartın koşullarının oluşmadığını,
3. Davacının iş sözleşmesinin feshedilmiş olması nedeniyle önceden açmış olduğu Sarıgöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/150 Esas, 2011/152 Karar sayılı kararı ile yasal tüm haklarını tahsil ettiğini,
4. Bilirkişinin cezai şartın oluştuğu yönündeki raporunun usul ve kanuna, Yargıtayın istikrar bulan kararlarına, doktrindeki baskın görüşe, vicdana ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart alacağının hesaplanmasına ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 08.09.2011 yerine 03.04.2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.