"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/531 E., 2024/100 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Belediyesinin (Belediye) değişen alt işverenleri nezdinde 18.04.2009-07.01.2016 tarihleri arasında çalıştığını, en son Hâl Şube Müdürlüğünde çalışmakta iken hizmetine ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle iş sözleşmesine son verildiğini, dava dışı alt işveren şirketler ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu hususunun Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2016/1603 Esas, 2017/813 Karar sayılı kararı ile tespit edildiğini, söz konusu kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, yasal süresi içerisinde işe iade talebinde bulunulmasına rağmen 16.02.2018 tarihinde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti ile diğer hakları ödenmek suretiyle müvekkilinin söz konusu talebinin reddedildiğini, müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının ödenmediğini; ayrıca müvekkilinin yapmakta olduğu fatura girişi işinin asıl işveren sorumluluğunda bir iş olduğunu, müvekkilinin davalı Belediyenin kadrolu işçileri ile aynı işi yapmakta olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin de en başından beri davalı Belediyenin işçisi olduğunun tespiti ile ücretinin aynı işi yapan diğer işçiler ile aynı olacak şekilde belirlenmesi ve hak kazandığı işçilik alacaklarının buna göre ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret farkı, fazla çalışma ücreti farkı, yemek ve yol yardımı alacağı farkı, ikramiye alacağı, yakacak yardımı, elbise yardımı, 1 Mayıs ikramiyesi, bayram yardımı gibi sosyal yardımlara ilişkin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Belediyenin işçisi olmadığını, ihaleyi alan şirketlerin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, davacıya kıdem tazminatı dâhil diğer tüm işçilik alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli kararıyla; davacı vekili tarafından davalı Belediyeye yönelik olarak açılan işe iade davasının Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 06.07.2017 tarihli ve 2016/1603 Esas ve 2017/813 Karar sayılı kararı ile kabul edildiği, feshin geçersizliğine ve davacının Belediyedeki işine iadesine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği; davalı ... tarafından ibraz edilen 16.04.2018 tarihli dekontta “Mahkeme kararına istinaden 9 aylık maaş ödemesi” olarak adlandırılan net 27.339,08 TL ödemenin bulunduğu, ödeme emirleri ve eki belgelerde davacı lehine 6 günlük yıllık ücretli izne karşılık brüt 330,00 TL (net 261,50 TL), brüt 12.808,27 TL (net 12.711,06 TL) kıdem tazminatı, 9 aylık ücrete karşılık brüt 17.196,30 TL (net 14.366,52 TL) hesaplanmış olduğunun anlaşıldığı, ilgili ödemelerin hak kazanılan alacaklardan mahsubu neticesinde davacının ödenmeyen bakiye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücetli izin alacaklarının bulunduğunun sabit olduğu; ancak dosya içinde davacının Belediye-İş Sendikasına üye olduğuna dair üyelik fişi yahut dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebi bulunduğuna ilişkin herhangi bir belge olmadığından davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanamadığı; diğer yandan sendikasız olup da davacı ile emsal işi yapan aynı konumdaki işçilere ait ücret bordrosu ve benzeri bir belge veya kayıt bulunmadığı da anlaşıldığından davacının fark ücret ile buna bağlı taleplerinin de yerinde olmadığı, davacı vekili yargılama sırasında ilave tediye alacağı talep etmiş ise de dava dilekçesinde ilave tediye alacağının bulunmadığı, arabuluculuk son tutanağında da yine ilave tediyenin müzakere edilmemiş olduğunun anlaşıldığı, davacının ikramiye alacağı talebinde bulunduğu, ikramiye alacağı ile ilave tediye alacağının ayrı alacak kalemleri olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına da itibar edilmediği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının kabulüne, diğer alacakların reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 07.02.2024 tarihli kararı ile; davacının davalı ... bünyesinde değişen dava dışı alt işveren şirketler nezdinde fatura ve veri girişi biriminde çalıştığı, 07.01.2016 tarihinde iş sözleşmesine son verilmesi üzerine davalı aleyhine muvazaaya dayanarak işe iade davası açtığı, Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2016/1603 Esas, 2017/813 Karar sayılı kararı ile davalı ... ile alt işveren konumundaki şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespit edildiği ve davacının Belediyede işe iadesine karar verildiği; kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi kararı ile onanarak kesinleştiği, buna göre İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kabulünde isabetsizlik bulunmadığı; ancak hizmet alımının muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından yararlanması için tek başına yeterli olmadığı, davacının sendika üyeliğinin olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, Mahkemenin muvazaa tespiti ile alacakların kısmen kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.02.2024 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş olup davacı tarafın temyizi üzerine yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen Mahkeme kararına göre, davacı işçi davalı Belediyenin işçisi olup davalı ... 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanun'un 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun kapsamında olduğundan, ilave tediye ücretinin giydirilmiş ücret hesabında dikkate alınması gerekirken bu husus gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı uyarınca yeniden yapılan yargılamada, kıdem ve ihbar tazminatına hesabına esas giydirilmiş ücretin tespitinde ilave tediye ücreti de dikkate alınmak suretiyle yeniden hesaplama yapılmış olup davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davacıya ait hizmet süresi içerisinde kullandığı izinleri gösterir tablo ve puantaj belgeleri incelendiğinde davacının bakiye yıllık ücretli izin alacağı bulunmadığını,
2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yemek ve yol bedelinin afaki olarak hesaplanmasının hatalı olduğunu,
3. Davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışması sebebiyle ihbar tazminatına hak kazanamayacağını,
4. Davacı kamu işçisi olmadığından ilave tediye alacağından faydalanmasının da mümkün olmadığını, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı hesabında ilave tediye ücretinin dikkate alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ilave tediye ücretinin giydirilmiş ücret hesabında dikkate alınıp alınmayacağına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.