"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1412 E., 2024/2800 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/230 E., 2024/245 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, davacının Öz Sağlık İş Sendikası üyesi olduğunu ve 30.10.2020 tarihinden itibaren işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinden üye sıfatıyla yararlandığını iddia ederek ödenmeyen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, hem bireysel iş sözleşmesinden hem toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zamların uygulanamayacağını, bu durumun dengesizlik ve eşitsizlik oluşturacağını, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını, yanı sıra talep edilen faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının fark ücret ve buna dayalı olarak fark ilave tediye ve fark ikramiye alacaklarının tahsili isteğine ilişkin olduğu, davacının alacak kalemlerini 01.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere talep ettiği, davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin %57 oranında fazlası olacağına dair açık düzenleme olduğu, buna karşın davacının ücretinin sözleşmeye uygun şekilde hesaplanıp ödenmediği, fark ücret alacağının ve buna bağlı olarak fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle belirsiz süreli iş sözleşmesinin, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ve davacının sendika üyeliği ile başlayan dönem yönünden üyesi olduğu Öz Sağlık İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, 07.11.2023 tarihli bilirkişi kök raporu ile 21.03.2024 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamalara göre ve davacının zamanaşımıuna uğrayan alacağının bulunmadığı belirlenmek suretiyle davacının fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretin esas alınmasını bir yandan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, bu durumda işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılması gibi (çifte zam) bir durum oluşacağını ve ücretlerin fahiş bir hâl alacağını,
2. İddia edilenin aksine davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete %4 oranında ücret zammı uygulanmadığını, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 2018 yılı ücreti korunarak bunun üzerine %4 oranında zam yapıldığını, ücretin düşürülmediğini,
3. Davaya konu edilen alacak miktarına, istenen faiz türüne ve faiz hesaplamasına da itiraz ettiklerini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığına ve faize ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.