Logo

9. Hukuk Dairesi2025/3271 E. 2025/3613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının pandemi öncesi döneme ait fazla mesai ücretinin hesaplanmasına ve ispatına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının pandemi öncesi döneme ait fazla mesai ücretinin ispatı ve hesaplanması noktasında Yargıtay'ın önceki bozma kararına uygun hareket edildiği ve kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/263 E., 2024/674 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341/2 hükmü uyarınca, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Somut uyuşmazlıkta 696 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Dosya içeriğine göre Dairenin bozma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 373/4 hükmü uyarınca bozmaya uyularak verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar; 14.11.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7531 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 22. maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un ek madde 1 hükmüne eklenen 3. fıkra uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin bozulan karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL’nin altında kaldığından, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu, ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını; ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2023 tarihli kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan bireysel iş sözleşmesinde ücretinin asgari ücretin belirli bir oranda fazlası olduğuna yönelik açık bir düzenleme bulunmadığı, bu sebeple fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hak kazanılmadığı; ancak talep konusu diğer alacaklar bakımından ücret bordroları, puantaj kayıtları ile yasal mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2024 tarihli kararı ile; görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu, davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan bireysel iş sözleşmesinde ücretinin asgari ücretin belirli bir oranda fazlası olduğuna yönelik açık bir düzenleme bulunmadığı, bu sebeple fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hak kazanılmadığı, ücret bordroları, puantaj kayıtları ile yasal mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen hükmün ileriye etkisi bulunmadığından miktardan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2024 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, dava dilekçesinde fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece zammı ücreti alacaklarının 02.04.2018 tarihinden itibaren talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda pandemi dönemi öncesine ilişkin olarak davacının vardiya saatleri ve çalışma gün sayısı dikkate alındığında fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanmadığı değerlendirmesine yer verilmesine rağmen seri olan işbu dava dosyalarındaki flash bellekler içerisindeki pandemi öncesi dönemine ilişkin 2019 yılına ait kayıtlar incelendiğinde, bilirkişi tarafından varılan bu sonucun dosya kapsamı ile örtüşmediği, diğer yandan dosya içerisinde yer alan flash bellekler içerisindeki kayıtların incelenmesinden, bilirkişi tarafından değerlendirildiği ifade edilen 2018 yılına ilişkin puantaj kayıtları ile 2021 yılı Mayıs ayına ilişkin puantajların da dosya kapsamında bulunmadığından ilgili dönemler bakımından eksik kayıtların bulunması sebebiyle bu dönemler yönünden yapılan hesaplamaların denetlenemediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı uyarınca yeniden hesaplamaların yapıldığı 08.12.2024 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca davacının dayanışma aidatı ile toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanıp faydalanmadığı noktasında gerekli inceleme yapılmaksızın alacakların hesaplanmasının hatalı olduğunu,

b. Davacının pandemi döneminde kapalı devre sistemi ile çalışmasına ilişkin bilgi ve belgeler eksik gönderildiğinden bu döneme ilişkin alacakların eksik hesaplandığını,

c. Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamalarda alacakların ve ödemelerin sadece ilgili ay özelinde mahsup edilerek her ay için ayrı mahsup ve hesaplama yapılması gerektiğini,

d. 11 saati geçen çalışmalar ile gece 7,5 saati geçen çalışmaların ödenmediğini, yılda 270 saati geçen fazla çalışmaların ödenmediğini,

e. Davacının işyerinde yaptığı çalışmalar karşılığı hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre zamlı ödenmesi gerektiğini,

f. Gece 7,5 saatin üzerinde çalışma yapmak için yazılı onayı alınmadığı için söz konusu çalışmaların yasak çalışma kapsamında olduğunu, bu sebeple gece 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak değerlendirilip zamlı ödeme yapılması gerektiğini,

g. Bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeksizin hesaplama döneminin yanlış değerlendirildiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının pandemi öncesi döneme ait fazla çalışma ücreti alacağının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.