Logo

9. Hukuk Dairesi2025/350 E. 2025/3136 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının çalıştığı işin Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının görevlendirildiği ikinci işyerinde (400 Bayındırlık Müdürlüğü) gerekli inceleme yapılmadan ve davacının fiili çalışma koşulları ile fiziki ortam şartları kapsamlı bir şekilde değerlendirilmeden Yönetmelik kapsamında çalıştığı sonucuna varılmasının hatalı olduğu ve ayrıca davacının bir süre 7,5 saat çalıştırıldığı dönem için fazla mesai ücreti hesaplanmasının da doğru olmadığı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/3327 E., 2024/3776 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/344 E., 2024/371 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Millî Savunma Bakanlığına bağlı İstanbul Tersane Komutanlığında bulunan 56. Boru Fabrikasında borucu iş kolunda çalıştığını, Türk Harb-İş Sendikası üyesi olduğunu, Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 4. maddesinde günde azami 7,5 saat veya daha az çalıştırılması gereken işlerin sayıldığını, maddenin (p) bendinde gürültülü işlerin bu kapsamda olduğunun belirtildiğini, gürültülü işler tanımına ise gürültü düzeyi 85 Db(A)’nın üzerinde olan işlerin girdiğinin ifade edildiğini, İstanbul Tersane Komutanlığı bünyesinde defalarca gürültü ölçümlerinin yapıldığını, davacının çalıştığı kalorifer ve sıhhi tesisat bölümünde yapılan ölçümlerde maruziyet değerlerinin Yönetmelik'teki sınır değer olan 85 Db(A)’dan yüksek çıkması üzerine tüm çalışanların Yönetmelik kapsamına geçirildiğini, davacının ise kısım şefi olduğu gerekçesiyle 22.02.2016 tarihinden itibaren aynı ortamda bulunup aynı tehlikeye maruz kalmıyor gibi düşünülerek 8,5 saat çalıştırıldığını, oysaki davacının da aynı yerde fiilen çalışmaya devam ettiğini, davalının Gölcük Tersanesinde çalışan benzer durumdaki idareci primi alan işçiler bakımından açılan davaların kabul edildiğini ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, müvekkilinin çalıştığı ortamda gürültüden başka pnömokonyoz içerir tozlar da bulunduğunu, bu nedenle davacının Yönetmelik kapsamında sayılması gerektiğinin tespiti ile işyerinde geçerli toplu iş sözleşmeleri hükümleri gereğince 21.12.2010 tarihinden itibaren hak kazanılan kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılamayacağını, müvekkili Bakanlık tarafından yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi, mevzuat ve emirlere uygun işlem tesis edildiğini, gürültü maruziyet değeri 85 Db(A) üzerinde olan işçilerin 7,5 saat çalışma kapsamına geçirildiğini ve kısa çalışma primlerinin ücretleri ile ödendiğini, davacının Yönetmelik kapsamında olmadığını ve alacak taleplerinin yersiz olduğunu, talep edilen faizin oranı ile başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2022/2447 Esas, 2022/2619 Karar sayılı kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda kapsama alınan bilirkişi heyet raporundan yapılan keşif neticesinde davacının Yönetmelik kapsamında günde 7,5 saati aşmayacak şekilde çalıştırılması gerektiği tespit edildiğinden toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre %14 kısa çalışma priminden yararlandırılması gerektiği ve haftalık 45 saati aşmasa da günlük 7,5 saati aşan çalışmalarının fazla çalışma olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Dairece verilen 29.06.2022 tarihli kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada bilirkişiden alınan denetime elverişli hesap raporu uyarınca davacının hüküm altına alınan ve ödendiği davalı yanca ispatlanamayan alacaklara hak kazandığı, anılan alacakların zamanaşımına uğramadığı, faiz tür ve başlangıç tarihlerinde hata bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Dosyada mevcut ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarının ve davaya karşı savunmalarının dikkate alınmadığını,

2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun kesin bir tespit içermediğini, varsayımlar ve tahminler üzerinden değerlendirme yapıldığını,

3. Davacı işçinin işi bilfiil yapan işçi gibi doğrudan maruziyeti söz konusu olmadığını, zira yönetim, denetim, koordine kontrol ve benzeri amaçlarla bu işlerin yapıldığı yerlere giren (fiilen bu işleri yapmayan) işçilerin 7,5 saat çalışma kapsamına alınmasının söz konusu olamayacağını,

4. Hüküm altına alınan alacaklara işletilen faizin oranı ve başlangıç tarihinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının Yönetmelik kapsamına giren işlerde çalışıp çalışmadığı, buna göre kısa çalışma primi ve fazla çalışma alacağının hesaplanması, alacaklara uygulanan faiz türü ve başlangıç tarihi hususlarına ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, müvekkilinin davalı Millî Savunma Bakanlığına bağlı İstanbul Tersane Komutanlığında bulunan 56. Boru Fabrikasında borucu olarak çalışarak gürültüye maruz kaldığını, işyerinde yapılan ölçümler neticesinde gürültü seviyesinin 85 Db(A)’nın üzerinde çıkması nedeniyle aynı işyerinde çalışan diğer işçilerin tümünün Yönetmelik kapsamına geçirilerek günde 7,5 çalıştırılmaya başlandıkları hâlde, davacının kısım şefi olarak görev yaptığı gerekçesiyle aynı tehlikeye maruz kalmıyormuş gibi 8,5 saat olarak çalıştırıldığını, ancak davacının aynı fabrikada yaptığı işte ya da çalıştığı ortamda herhangi bir değişiklik bulunmadığını, fiilen ve sürekli olarak boruculuk iş kolunda bulunduğundan Yönetmelik ve iş müfettişi raporu gereği günde 7,5 saat kapsamında çalışması gerektiğini ileri sürerek Yönetmelik hükümlerine göre en fazla 7,5 saat çalışmasının zorunlu olduğu iddiasına dayalı olarak 21.12.2010 tarihinden itibaren dava konusu alacakların davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı tarafça dosyaya sunulan belgelerden, davacının 04.03.2009 tarihinde İstanbul Tersanesi Komutanlığı 300 İşletme Müdürlüğü 56. Boru Fabrikası işyerinde borucu meslek kolunda göreve başladığı, 28.03.2016 tarihinde 400 Bayındırlık Müdürlüğü emrinde görev ihtiyacı nedeniyle borucu meslek kolunda geçici görevlendirildiği, 15.01.2018-15.01.2019 tarihleri arasında bu işyerinde borucu olarak çalışmakta iken geçici olarak teknik kontrol ve keşifçi olarak görevlendirildiği, 15.02.2019 tarihinde ise borucu olan meslek kodunun daimi olarak teknik kontrol keşifçi olarak değiştirildiği ve hâlen 400 Bayındırlık Müdürlüğü nezdinde teknik kontrol keşifçi olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.

Ancak Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2022/2447 Esas, 2022/2619 Karar sayılı kaldırma kararı sonrasında yapılan keşif sonucunda kapsama alınan 11.07.2023 tarihli bilirkişi heyet raporu içeriği incelendiğinde, yalnızca 56. Boru imalat atölyesinde incelemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının 28.03.2016 tarihine kadar 56. Boru Fabrikası işyerinde borucu olarak çalıştığı hususu dikkate alındığında ve Dairemiz incelemesinden geçen aynı işyerine ait emsal dava dosyaları (2021/12012 Esas ve 2021/16328 Karar vd. seri dosyalar; 2022/7387 Esas ve 2022/8482 Karar sayılı kararlar) ile işbu dosya içerisinde yer alan, dava tarihinden önceki söz konusu işyerine ilişkin ölçüm raporları bir bütün olarak değerlendrildiğinde davacının 56. Boru Fabrikası işyerinde borucu olarak çalıştığı dönem yönünden Yönetmelik kapsamında kaldığına ilişkin değerlendirmenin isabetli olduğu anlaşılmaktadır.

Davacının 28.03.2016 tarihinden itibaren 400 Bayındırlık Müdürlüğü emrinde görevlendirildiği sabit olup söz konusu işyeri bakımından yapılmış herhangi bir inceleme bulunmadığı gibi bu işyerinin kapsamı, niteliği, diğer işyeri ile aynı yerde bulunup bulunmadığı hususları dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Dosya içerisinde yer alan ölçüm raporları da incelendiğinde, örneğin; 22.01.2019-23.01.2019 tarihlerinde 400 Bayındırlık Bölge Müdürlüğünde yapılan ölçümde davacı ile aynı işi yapan keşif görevlisi A.D. isimli işçi için gürültü maruziyet değeri 79,8 Db(A) olarak belirlenmiş olup 400 Isı Santralinde yapılan ölçümde başka bir işçi için gürültü maruziyet değeri 72,36 Db(A) olarak belirlenmiştir. Bu noktada doğru sonuca ulaşılabilmesi için, davacının 28.03.2016 tarihinden sonraki görev tanımı, fiilî çalışma koşulları ile fiziki ortam şartları gözetilerek 400 Bayındırlık Müdürlüğü işyerinde İlk Derece Mahkemesince iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak elde edilecek verilere göre davacının yaptığı işin Yönetmelik kapsamında olup olmadığı tespit edilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen husus gözetilmeden eksik incelemeye dayalı değerlendirme ile sonuca varılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Belirtmek gerekir ki, davacının teknik kontrol ve keşifçi olması tek başına Yönetmelik kapsamı dışında olması için yeterli bir sebep teşkil etmeyecek olup davacının teknik kontrol ve keşifçi olması nedeniyle fabrika üretim işçileri ile devamlı surette aynı ortamda çalışmadığı düşünülebilir ise de yetki ve sorumlulukları kapsamında denetim ve gözetim görevini yerine getirdiği esnada gürültünün yol açtığı olumsuz etki ve risklere emri altında çalışan personel gibi maruz kalıp kalmadığının da çalışılan yerin kendi koşullarına göre belirlenmesi gereklidir.

3. Kabule göre de, davalı savunması ve dosya kapsamındaki puantajlar incelendiğinde, davacının 22.02.2016-27.03.2016 tarihlerinde günlük 7,5 saat çalıştırıldığı sabit olup bu dönem için fazla çalışma ücreti hesaplanması da ayrıca hatalı olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.