Logo

9. Hukuk Dairesi2025/368 E. 2025/1062 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı kurumda çalıştığı süre boyunca ödenmeyen fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücreti ve kıdem tazminatının tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hangi işveren nezdinde çalıştığı hususunda ihtilaf bulunmasına ve davalı kurumun itirazlarına rağmen, mahkemece alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu ve davacının davalı kurumun işçisi olduğunun kabulüyle, davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesi, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı Kuruma bağlı hastanede ve değişen alt işveren nezdinde 25.04.1994-20.04.2014 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğini, çalıştığı süre boyunca fazla çalışma yapmasına, dinî ve millî bayramlarda çalışmasına rağmen karşılığı olan ücretlerinin ödenmediğini, aynı şekilde yıllık izinlerinin kullandırılmayıp yasal karşılıklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının davalı Kurumun işçisi olmadığını, davalı İdarenin kamu kurumu olduğunu ve kamu işyerlerinde çalışma gün ve saatinin kanunlarla önceden belirlendiğini, davalı kayıtlarının resmî kayıt niteliğinde olduğunu, aksini ileri sürenlerin delil bildirmeleri gerektiğini, davacının en son ... ... San. ve Tic. Ltd. Şti.nin (... Şirketi) personeli olarak çalıştığını beyanla davanın bu Şirkete ihbarını talep ederek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.06.2016 tarihli kararı ile; asıl işverenle alt işveren arasındaki ilişkilerin muvazaalı olduğu, davacı işçinin baştan beri davalı Bakanlık bünyesinde çalıştığının kabul edildiği, buna göre davacının 9 yıl 11 ay 25 gün hizmet süresinin olduğu, tanık beyanlarıyla sübut bulan ve bilirkişi raporuyla denetime uygun biçimde hesaplanan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının indirim uygulanarak hüküm altına alındığı, davacının hak kazandığı 280 gün karşılığı yıllık izin alacağı olduğu, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle son bulduğu ve kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçeleriyle toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 01.06.2016 tarihli kararının süresi içinde davalı ... vekili ile davaya dâhili davalı olarak eklenen ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, diğer temyiz itirazlarının reddin ekarar verilmiş ve sürpriz karar yasağı çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucu belirsiz alacak davası açılmış olmasının bozma sebebi yapılmadığı belirtilerek, davalı ... vekilinin 11.07.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde, davacının müvekkili İdarenin işçisi olmadığını beyan ederek davanın ihale ile hizmet alımı yapılan ... Şirketine ihbarını talep ettiği, bu Şirketin dâhili davalı olarak davaya katılmasının gerektiği hususunda herhangi bir talepte bulunmamadığı, davacının, somut uyuşmazlıkta Sağlık Bakanlığını hasım olarak gösterdiği ve tercihini bu yönde kullanmış olduğu, buna rağmen adı geçen Şirketin dâhili davalı olarak hakkında tahsil hükmü kurulmasının da usul ve kanuna aykırı olduğu, diğer taraftan dava dilekçesinde hizmet alımı sözleşmesinin muvazaaya dayalı olduğu yönünde herhangi bir iddia ve beyanda bulunulmamasına ve yargılama aşamasında muvazaa tespitine yönelik herhangi bir araştırma da yapılmamasına rağmen, Mahkemece asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkilerin muvazaalı olduğu ve davacının baştan itibaren davalı İdarenin işçisi olduğu şeklinde dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeye yer verilmesinin de isabetsiz olduğu hususları bozmaya konu edilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma kararının gerekleri yerine getirilerek, ... Şirketi yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığından davalı sıfatına haiz olamayacağı anlaşılmakla usulüne uygun davaya dâhil olmayan ve dâhili davalı sıfatına da haiz olmayan ... Şirketinin dosyadan taraf kaydının silinmesine ve hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;

1.Davanın mevzuata aykırı şekilde belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesine rağmen usulden reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,

2.Davacının müvekkili İdarenin işçisi olmayıp ... Şirketi nezdinde çalışmış olmasına rağmen adı geçen Şirketin dâhili davalı sıfatına haiz olamayacağı gerekçesiyle taraf kaydının silinmesinin de usule aykırı olduğunu,

3.Kamu kurumu olan davalı İdareye bağlı işyerlerinde çalışma gün ve saatlerinin kanunlarda önceden belirlendiğini, davalı İdarenin kayıtlarının da resmî kayıt niteliğinde olduğunu, bu kayıtların aksini iddia edenlerin iddialarını aynı mahiyette delillerle ispat etmelerinin zorunlu olduğunu, davacının fazla çalışması olmayan aylarda fazla çalışma alması mümkün olmadığından, bu aylarda fazla çalışma ücreti alacağı tahakkuk ettirilmeyeceği gerçeği göz ardı edilerek yani davacının fazla çalışması olmayan aylarda fazla çalışma yapmış gibi düşünülerek hatalı bir şekilde hazırlanan bilirkişi raporuna göre fazla çalışma ücretine hükmedildiğini, aynı şekilde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmış gibi afaki varsayımsal hesaplamalar yapıldığını, resmî kayıtlara rağmen tanık beyanına dayalı hesaplama yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, kaldı ki davacının çalıştığı süre boyunca fazla çalışma alacağı yönünden yazılı veya sözlü herhangi bir talepte bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, gerekçenin talebe uygun olup olmadığı ile ihbar olunan Şirketin davalı sıfatının bulunup bulunmadığı konularına ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.