"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/778 E., 2024/2302 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/649 E., 2023/15 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (667 sayılı KHK) ile kapatılan....Özel Eğitim AŞ (Şirket) bünyesinde faaliyet gösteren Özel .... Kolejinde 01.09.1990 tarihinden 21.07.2016 tarihine kadar çalıştığını, işveren Şirketin 667 sayılı KHK ile kapatılması ile çalışma ilişkisinin de sona erdiğini ancak işçilik alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle işçilik alacaklarının tahsili için Manisa 1. İdare Mahkemesinin 2021/515 Esas sayılı dosyasında dava açılmış ise de uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği ve adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, akabinde 14.04.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu, ancak davalı İdare tarafından arabuluculuk oturumuna katılmayacakları beyan edildiğinden görüşme yapılamadan anlaşmama sebebiyl" oturuma son verildiğine dair tutanak düzenlendiğini belirtilerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmeyen 2016 Haziran ve Temmuz ayı ücret alacaklarının davalı İdareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, olağanüstü hâl kapsamında kapatılan Şirketin Hazineye devredilmiş olduğunu, adli yargıda açılacak davaların ancak Hazine ve Maliye Bakanlığına yöneltilebileceğini, adli yargıda Manisa Valiliğinin taraf ehliyeti bulunmadığını, davaya konu işçilik alacakları bakımından zamanaşımı süresinin geçtiğini, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişilerin veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17.08.2016 tarihi dâhil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (670 sayılı KHK) 5. maddesi gereğince dava ve takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verildiğini, davacı tarafın çalıştığını iddia ettiği Şirketin de kapatılan şirketlerden biri olduğunu, davacının işçilik alacaklarının tazmini talepli olarak dava açmış olduğunu, dava tarihi itibarıyla 670 sayılı KHK'nın 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerektiğini, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (675 sayılı KHK) 16/3 hükmünde yer alan düzenleme gereğince dava şartı bulunmadığını, ayrıca arabuluculuk başvurusunun zorunlu olmayıp ihtiyari olarak kabul edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 675 sayılı KHK'nın 16/3 hükmü uyarınca 17.08.2016 tarihinden sonra açılan davalarda dava şartının bulunmadığına dair emredici düzenleme karşısında davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davalı taraf arabuluculuk toplantısına katılmadığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arbuluculuk Kanunu'nun 18/A-(11) hükmü gereğince davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılması gerektiği gerekçeleriyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; söz konusu davada arabuluculuk başvurusunun zorunlu olmadığını, ihtiyari olduğunu, davanın reddine karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasının ve lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı lehine vekâlet ücretine ve aleyhine yargılama giderine hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.