Logo

9. Hukuk Dairesi2025/400 E. 2025/1132 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı idare arasında, davacının mevsimlik işçilikten daimi kadroya geçirilirken önceki hizmetlerinin intibakında dikkate alınmaması nedeniyle oluşan ücret ve diğer işçilik alacakları uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre için arabuluculuk yoluna başvurmadığının anlaşılması üzerine, bu döneme ilişkin taleplerin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davacının intibakının hatalı yapıldığına ve fark alacaklarının olduğuna dair önceki kararlarda isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2001 yılına kadar geçici mevsimlik işçi statüsünde ... Köy Hizmetleri Müdürlüğünde çalıştığını, işe başladığı tarihten itibaren ... Sendikasına üye olduğunu, 2001 yılında daimi işçi statüsüne geçirildiğini ancak kadrolu işçi statüsüne geçirilirken geçici işçilikte geçen kıdeminin dikkate alınmadığını, 2005 yılında Köy Hizmetleri Müdürlüğünün lağvedilmesi ile tüm hak ve alacaklarının ... İl Özel İdaresine devredildiğini, geçici işçilikten daimi statüye geçerken önceki hizmetleri dikkate alınarak intibak yapılması gerekirken bu şekilde uygulama yapılmaması sebebiyle emsal işçilere göre eksik ücret aldığını, bu durumun adalet ve eşit davranma ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek davacının kadrolu işçi statüsünde intibak işlemlerinin yanlış olduğunun ve çalıştığı süre boyunca iş makinesi operatörü olarak çalıştığının tespiti ile olması gereken derece kademesi belirlenerek ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve akdi ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının ... Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalışmakta iken 28.10.2000 tarihinde imzalanan protokol kapsamında kadroya geçirildiğini, protokolde mevsimlik işçilikte geçen hizmetlerin intibaklarında değerlendirileceğine ilişkin hüküm bulunmadığından değerlendirme yapılmadığını, davacının kadroya geçmeden önceki hizmetlerinin derece ve kademesinde değerlendirilerek intibak işlemi yapıldığını ve davacıya fark ücretlerinin ödendiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının asıl kadrosunun düz işçi olduğunu, fiilen farklı işlerde görevlendirme suretiyle çalıştığını ve bu görevlendirmelerde kendi muvafakatinin alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli kararı ile; davacının çalıştığı hizmet süresine göre mevsimlik işçi statüsünden ... Köy Hizmetleri Müdürlüğünde daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında fiilen çalıştığı kadro pozisyonu dikkate alınmaksızın yapılan intibakın yanlış olduğu gerekçesiyle davacının çalıştığı süre boyunca fiilen atölye ustası olarak çalıştığının tespitine, dava tarihi itibarıyla 16. derecenin 30. kademesinde olduğunun tespitine ve intibakının hatalı yapılması nedeniyle doğan fark alacaklarının bulunduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 13.07.2023 tarihli kararı ile; davacının derece ve kademe tespitinin, davalı tarafça dosya kapsamına sunulan görevlendirme belgeleri ve fiilen yaptığı işi gösterir pozisyon cetvellerindeki farklı pozisyonlarda çalıştığı süreler gözetilerek yapılan tespitin ve buna bağlı olarak hüküm altına alınan fark alacakların usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği ve hüküm kısmında dava tarihinin hatalı yazıldığı gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 13.01.2020 tarihinde 16. derecenin 30. kademesinde olduğu, arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında davaya konu edilen alacak yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleştirilmediği dikkate alınarak bu dönem yönünden davanın usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının asıl kadrosu ve fiilen görevlendirme evrakına göre işçinin fiilen çalıştığı pozisyonun görevlendirme sayılmayıp kendi kadrosu gibi hesap yapılmasının hatalı olduğunu, davacının fiilen görevlendirme ile çalıştığı ünvana karşılık gelen tüm ödemelerin yapıldığını,

2. Tespit hükmünün hukuki yarardan yoksun olduğunu,

3. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını,

4.Toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak yeni derece ve kademesinin tespit edildiğini ve buna göre davacıya ödeme yapıldığını, davacının alacağının bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.