"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/2095 E., 2024/2419 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Orhaneli 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/84 E., 2024/354 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... AŞ (...) Genel Müdürlüğüne bağlı elektrik üretim santralinde kazan bölümünde çalıştığını, çalıştığı sürede dava dışı ... Ltd. Şti.nin işçisi olarak çalıştırılsa da dava dışı Şirket ile davalı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının yaptığı işin yardımcı iş olmayıp asıl iş kapsamında olduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca emir ve talimatları alt işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, hizmetin ifası sırasında kullanılan tüm araç ve gereçlerin de davalıya ait olduğunu, ayrıca işin yürütülmesine dair talimatların ve işçilerin işe alınması, çıkarılması, izin kullanma zamanlarının belirlenmesi ve benzeri hususlarda karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde olduğunu, bu nedenle asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı ... Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunun ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar ile ilave tediye alacağına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 30.11.2020 tarihli dilekçesinde; taleplerinin sadece muvazaanın tespiti ve davacının ilk işe girişten itibaren davalı ...'ın işçisi olduğu talebinden ibaret olduğunu, diğer taleplerin dava dilekçesine sehven yazıldığını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın husumet, derdestlik, hukuki yarar yokluğu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönlerinden reddini talep ettiklerini, açılan davada müvekkili Teşekküle husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde müvekkili Teşekkülden hizmet alımı ihalesini alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, davacının yapmış olduğu işin niteliği gereği elektrik üretimine doğrudan katkısının söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Kurumun asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi suretiyle var edilen bir işte çalışmasının söz konusu olmadığını, davacının yapmış olduğu işin elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bir işte çalıştığını, bu nedenle alt işverenlik sözleşmesinin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın usul ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı asıl işveren ile alt işveren firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve bu nedenle davacının baştan itibaren davalı asıl işverenliğin işçisi olduğunun, toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklar ile kanundan doğan tediye alacağı hakkından yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde hukuki yararının varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumunun güncel ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerektiği, yerleşik Yargıtay kararlarına göre eda davası açma olanağı varken tespit davası açmakta hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmeden önce hâkimin davayı aydınlatma görevi kapsamında hukuki yararın ne olduğunun davacıdan sorulması gerektiğini,
2. Davacının, davalı Kurumun alt işverenlerindeki çalışmasının 21.06.2015 tarihinde sona erdiğini, bu nedenle işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, bu tespit davasının ileride açılacak eda davasının öncüsü olarak açılmadığını, davacının davayı açmaktaki hukuki yararının olduğunu, sözleşmeli personel olarak atanma talebiyle yapacağı başvuru için işbu tespitin yapılmasının zorunlu olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespiti isteminde güncel hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacının iş sözleşmesinin sona erdiğinin anlaşılmasına göre davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.