"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2021/62 E., 2024/139 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraflar vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341/2 hükmü uyarınca, İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 28.250,00 Türk lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dairenin bozma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 373/4 hükmü uyarınca bozmaya uygun olarak verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 23.693,16 TL olup İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 28.250.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... bünyesinde 15.07.2003 tarihinde temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığını, 31.03.2014 tarihinde 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğüne geçinceye kadar çalıştığını, kadro görevine rağmen aslen fırın işçisi olarak görev yaptığını, fırının 12 ay açık bir tesis olduğunu, hafta sonlarında, dinî ve resmî bayramlarda çalışmanın devam ettiğini, çalışmanın günde yaklaşık 14 saat sürdüğünü, müvekkilinin Belediye-İş Sendikası üyesi olup toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, son sözleşmenin başlangıç tarihinin 15.03.2014 olduğunu, hak etmiş olduğu alacaklara yönelik 08.05.2014 tarihinde davalı Belediyeye başvuru yaptığını ancak bir yanıt alamadığını belirterek ikramiye, fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile sosyal yardım, çocuk yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, giyim ve koruyucu eşya yardımı, gıda yardımı ve bayram harçlığı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının çalışmasının 6360 sayılı Kanun kapsamında İZSU Genel Müdürlüğünde devam ettiğini belirterek husumet itirazında bulunduklarını, davacının uzun süre mevsimlik işçi olarak çalıştığını, tüm çalıştığı dönemde sendikalı olup toplu iş sözleşmesinden yararlanmadığını, mesai saatlerinin 07.30-16.30 arası olduğunu, öğlen 1 saat ara dinlenmesi sağlandığını, fazla çalışmaların puantaj kayıtları kapsamında bordroya yansıtılarak kendisine ödendiğini, ikramiye alacaklarının ödendiğini, hafta tatili çalışması olmadığını, cumartesi günü öğleden sonra başlamak üzere haftada bir buçuk gün tatil kullandırıldığını, çalışması olduğunda ise bunun da bordroya yansıtılarak kendisine ödendiğini, resmî ve dinî tatillerde de aynı uygulamanın yapıldığını, diğer sosyal haklarının kendisine ödendiğini, mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde yıllık izne hak kazanmadığını, diğer dönemde ise izinlerini kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Bozma kararı üzerine dava kendisine yöneltilen davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 6360 sayılı Kanun gereği 01.04.2014 tarihinde müvekkili İdareye devri yapılarak kadrolu işçi olarak çalışmaya başladığını, 08.05.2019 tarihinde de emeklilik nedeniyle İdareden ayrıldığını, davacının Kiraz Belediye Başkanlığında kadrolu işçi konumunda çalışırken ... alacaklarından müvekkili davalının sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2018 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 02.07.2020 tarihli kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.01.2018 tarihli kararının süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davacı işçi tarafından davanın Kiraz Belediyesine karşı açılması hasımda kabul edilebilir yanılgıya dayandığından Mahkemece İzmir İli Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu'nun 1803.2014 tarihli kararı ve eki gereğince davacı işçinin devredildiği kurumun belirlenmesi ve 6100 sayılı Kanun'un 124. maddesi gereğince devralan kuruma davayı yöneltmesi için davacıya süre verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Belediyenin devreden sıfatıyla herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının dava konusu alacaklarından davalı ... Genel Müdürlüğü sorumlu olduğu gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davalı aleyhine müvekkil ile birlikte aynı koşullarda çalışan işçiler tarafından açılan benzer davalarda başta hafta tatili ücreti olmak üzere toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir çok alacak kalemi hüküm altına alınmış olmasına rağmen bu dosyada hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporları esas alınarak karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu,
b. Sosyal yardım, aile yardımı ve çocuk yardımı alacaklarının müvekkiline ödenmediğini, yapılan hesaplamaların düşük olduğunu, tanık beyanlarının esas alınması gerektiğini,
c. Müvekkilinin gıda yardımı ve yakacak yardımı alacaklarının bulunduğunu,
d. Hesaplanan ikramiye alacağının çok düşük olduğunu, tanık beyanlarına göre müvekkilinin ikramiye alacağının daha fazla olduğunun sabit olduğunu,
e. Davalı tarafça 12.10.2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde sunulan belgelere göre yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini,
f. Müvekkili ile aynı dönemde ve aynı işyerinde aynı şartlarda çalışan işçiler için açılan birçok davada bayram harçlığı hesaplaması yapılmışken bu davada hesaplama yapılmamasının hiçbir yasal dayanağı olmadığını,
g. Müvekkilinin alacağının Mahkemece hükmedilenden çok daha fazla olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacakların ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin Kiraz Belediyesi nezdinde kadrosu temizlik görevlisi olarak görünmekteyse de Belediyenin fırınında fırın işçisi olarak haftanın her günü çalıştığını ileri sürerek hafta tatili ücreti alacağı talebinde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her ne kadar tanıklar davacının haftanın 7 günü çalıştığı yönünde ifade vermişseler de bir kişinin 10 yıl gibi bir süre hiç aralıksız haftanın her günü çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı değerlendirilerek ayda 2 hafta tatili çalışması bulunduğu kabulü ile hafta tatili ücreti alacağı hesaplanmıştır. İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporunda hesaplanan hafta tatili ücreti alacağı üzerinden davalının ıslah zamanaşımı def'i dikkate alınmak suretiyle resen hesaplama yapılarak hüküm kurulmuştur.
Yargılama sırasında dinlenen hem davacı hem de davalı tanıklarının davacının haftanın 7 günü çalıştığını beyan etmesi karşısında, tanık beyanlarına göre davacının her hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hafta tatili ücreti alacağının hesaplanması gerekirken davacının ayda iki hafta tatili çalışması bulunduğunun kabulü ile yapılan hesaplama doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3. ... ile Belediye-İş Sendikası arasında imzalan toplu iş sözleşmelerinden 01.03.2009-28.02.2011 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 47/b, 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 45/b, 01.03.2013-28.02.2014 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 45/b, 01.03.2014-14.03.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 46/b maddesinde; "Ayrıca yılın KURBAN ve ... baylarımdan 10'ar gün evvel 30x2=60 günlük bayram harçlığı vermeyi işveren kabul eder" düzenlemesi yer almaktadır.
26.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda toplu iş sözleşmelerinde yer alan bayram harçlığına ilişkin düzenleme uyarınca davacının bayram harçlığı alacağı hesaplanmış, 16.02.2017 tarihli ek raporda ise "TİS’lerinde bayram harçlığına ilişkin bir düzenleme yapılmamış olmasına rağmen, davalı tarafından sunulan belgelerde davacıya 2010 ... Bayramı ikramiyesinden 300,00-TL, 2011 ... Bayramı ikramiyesi 250,00-TL ödeme yapıldığı sabittir. Önceki yıllarda da bayram adı altında ödeme yapıldığı görülmektedir. Bu ödemelerin TİS kapsamında hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki önceki yıllarda yapılan ödemelerin son TİS kapsamında belirlenmiş bayram harçlığı tutarı ile eşdeğer olduğu da belgelenememektedir. Yeniden yapılan değerlendirmede, yapılan bu ödemelerin TİS harici işveren tarafından yapılan ödemeler olduğu sonucuna varılmıştır. Bu ödemelerin 6772’den kaynaklı ikramiye gibi değerlendirilip ikramiye alacağından düşülmesi de mümkün görülmemiştir. Bu sebeple kök rapordaki bayram harçlığı ödemesine ilişkin değerlendirmeden dönülmüştür." şeklinde değerlendirmede bulunularak davacının bayram harçlığı alacağı olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından da herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin bayram harçlığı alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa toplu iş sözleşmelerinde yer alan düzenleme uyarınca davacının bayram harçlığı alacağının hesaplanması, varsa yapılan ödemeler mahsup edilerek alacağın hüküm altına alınması gerekir. Hatalı değerlendirmeye dayanan bilirkişi raporuna itibar edilerek herhangi bir gerekçeye de yer verilmeksizin bayram harçlığı alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı ... Genel Müdürlüğü Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.