Logo

9. Hukuk Dairesi2025/563 E. 2025/3879 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçen davacı işçiye, geçişte imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücret ile fark ücret alacağının olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz sebeplerinin, 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesinde öngörülen bozma sebeplerinden hiçbirini oluşturmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1004 E., 2024/1419 K.

DAVA TARİHİ : 29.12.2021

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/687 E., 2023/71 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek 01.01.2019 ile 30.09.2019 tarihleri arasında 9 aylık ödenmeyen fark ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; 696 sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 ve 24. maddeleri ile sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının, Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümleri esas alınmak suretiyle belirlendiğini ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 12.04.2018 tarihinde ilan edildiğini, 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 oranında zam yapılmak suretiyle belirleneceğinin düzenlendiğini, asgari ücret tespit komisyonun 25.12.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı kararı ile işçinin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretin 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında günlük 85,25 TL olarak tespit edildiğini, toplu iş sözleşmesinin ücret zammı maddesinde 01.01.2019 tarihindeki ücretlerine %4 oranında zam yapılacağının belirtildiğini ayrıca talep edilen faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıyla davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7. maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda talep dönemi ve ıslah edilen tutar ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığın harçtan muaf olduğu gerekçesiyle yargılama gideri niteliğinde olan arabuluculuk ücretinin hüküm altına alınmamasının ve brüt tutar üzerinden karar verilmesine karşın yasal kesintilerin infaz aşamasında nazara salınması gerektiğinin belirtilmemesinin hatalı bulunduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının davalı Bakanlık nezdinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, bundan önceki dönemlerde Bakanlıktan hizmet alım yoluyla ihale alan şirketlerle imzaladığı bireysel iş sözleşmelerine göre çalışan davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da hizmet alım sözleşmelerinin devam ettiği döneme ilişkin kural, uygulama ve ücretleri isteme beklentisi içinde olmasının doğru olmadığını,

2. Kamu hukuku ilke ve kurallarına göre sürekli işçi kadrosuna geçen davacının artık kamusal bir statü içine girmekte ve bu statünün öngördüğü haklardan yararlanabilmekte olduğunu, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 ve 24. maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayıldığını,

3. Sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ile diğer haklarının yeni süreçte Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanmasıyla oluşan ücret ve diğer haklardan fazla olamayacağına ilişkin açık ve emredici yasal düzenleme karşısında, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 ve 62. maddelerinin ihlalinden söz edilemeyeceğini,

4. Davacının 2018 yılı ücreti korunarak %4 oranında zam yapıldığını, bu durumda ücretin düşürülmesi söz konusu olmadığından ayrıca davacı tarafça istenen faiz türlerine ve oranına itiraz ettiklerini,

5. Davanın süre yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.