"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1116 E., 2024/3021 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/632 E., 2024/45 K.
MAHKEMESİ : Ankara 28. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/173 E., 2018/295 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar IC ... Yatırım Holding AŞ (... Holding AŞ), ... Uluslararası İnş. Turz. Enerji ve Tic. AŞ (... Uluslararası AŞ), IC ... İnş. San. ve Tic. AŞ (... İnş. AŞ), IC ... ... Ica Otoyol İnş. San. ve Tic. AŞ (... AŞ) vekilleri tarafından ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ... Holding AŞ bünyesinde yer alan Şirketlerin Rusya'da bulunan ... şantiyesinde 04.04.2012-27.11.2014 tarihleri arasında elektrik formeni ve beton santral operatörü olarak aralıksız çalıştırıldığını, davalı Şirketler arasında ticari ve organik bağ bulunduğunu, davacının iş sözleşmesinin haksız ve ihbarsız feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ... Holding AŞ, ... Uluslararası AŞ, ... İnş. AŞ vekili cevap dilekçelerinde; müvekkili Şirketler ile davacı arasında herhangi bir iş sözleşmesi ve hukuki ilişki bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini, davacının talep ettiği işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalı Şirketler arasında organik bağ bulunmadığını, talep edilen faizin bütün alacaklara uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. IC ... Nükleer ve End. Tes. Yapım AŞ (... Nükleer AŞ) vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket tarafından davacıya çalıştığı dönemde hak kazandığı her türlü alacak kalemleri ile iş sözleşmesinin sona erdirilmesine ilişkin akdedilen ikale sözleşmesinde taahhüt edilen bedellerin eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkili Şirket ile davacı arasındaki iş sözleşmesi uyarınca her türlü uyuşmazlıkta Rusya Federasyonu kanunlarının uygulanacağının kararlaştırıldığını, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini, davacının talep ettiği işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, talep edilen faizin bütün alacaklara uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ... AŞ, ... Uluslararası AŞ, IC ... İnş. San. ve Tic. AŞ, ... AŞ vekili, davalı ... Nükleer AŞ vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu sürenin hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu ancak sonucu itibarıyla kararın doğru olduğu, içtihat değişikliği nedeniyle davalı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin isabetli olduğu gerekçesiyle taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Rusya hukuku uygulansa da davanın zamanaşımından reddinin hukuka aykırı olduğunu,
b. Davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğundan davanın husumetten reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar ... ... Holding AŞ, ... Uluslararası AŞ, ... İnş. AŞ, ... AŞ vekili temyiz dilekçesinde;
a. Şirketleri hakkında davanın husumet yönünden reddi gerekmesine rağmen zamanaşımından reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,
b. Davanın husumetten reddedilmesi nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, husumet, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücretine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bir davada davacı ve davalı olmak üzere daima iki taraf bulunur. Davada taraf olarak gösterilen bu kişilerin gerçekten o dava ile ilgili olup olmadığı ise taraf sıfatı ile ilgilidir. Sıfat, dava konusu subjektif hak olan dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka yöneliktir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır (... Kuru, Medeni Usul El Kitabı, Ankara, 2020, C.I, s. 332).
Mahkemenin de taraflar arasındaki dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili tarafından asıl davalılar ... ... Holding AŞ, ... Uluslararası AŞ, IC ... İnş. San. ve Tic. AŞ'ye yöneltilen dava dilekçesinde; davacının davalılara ait Rusya'da bulunan ... şantiyesinde elektrik formeni ve beton santral operatörü sıfatıyla çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği ileri sürülerek karşılığı ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsili talep edilmiştir. Devam eden süreçte aynı iddialar ileri sürülerek davalılar ... AŞ ve ... Nükleer AŞ'ye karşı işçilik alacaklarının tahsili talebiyle birleşen dava açılmış ve davaların birleştirilmesi talep edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile delillerin incelenmesinde; davacının 04.04.2012-27.11.2014 tarihleri arasında gerçekleşen çalışma döneminde Rusya'da çalıştığı, davacı ile iş sözleşmesi imzalayan Şirketin birleşen dava davalısı ... Nükleer AŞ olduğu, banka kayıtlarına göre davacıya çalışma süresi boyunca ücret ödemelerinin anılan davalı tarafından yapıldığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında davacının asıl davanın davalıları ... ... Holding AŞ, ... Uluslararası AŞ, ... İnş. AŞ ile birleşen davanın davalısı ... AŞ tarafından birlikte istihdam edildiğine veya davalıların davacıya karşı sorumluluğunu gerektirir bir başka hukuki ilişkinin varlığına dair delil bulunmamaktadır. Şu hâlde asıl davanın davalıları ... ... Holding AŞ, ... Uluslararası AŞ, IC ... İnş. San. ve Tic. AŞ ile birleşen davanın davalısı ... AŞ hakkında açılan davaların husumetten reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece asıl davanın davalıları ve birleşen davanın davalısı ... AŞ yönünden davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle ret kararı verilmesi hatalıdır. Bununla birlikte davanın husumetten reddine karar verilmesi hâlinde davalılar brahim ... AŞ, ... Uluslararası AŞ, IC ... İnş. San. ve Tic. AŞ, ... AŞ lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama gideri bakımından değerlendirme yapılması gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.